27.3.14

Yeni oyun eleştirisi-Bil ve fethet


Merhaba sevgili arkadaşlarım.Bu gün yeni bir oyun eleştirisi ile karşınızdayım.Bu eleştiri yine bir Facebook oyunu olan Bil ve Fethet ile ilgili.Bu oyun güzel bir zeka oyunu, bilgiyi bütün dünyaya yaymayı sağlıyor.Böylece bu oyunu oynayan farklı ülkelerden farklı diller konuşan Facebook kullanıcıları bazı şeyleri öğrenir.Ayrıca bu oyun zeka ölçümüdür.Biraz insanı sinirlendire bilir fakat neleri bildiğinizi de burada anlarsınız.

25.3.14

Okuduk bitti-Athena'nın işareti


 
Annabeth dehşet içinde. Hera sağ olsun, altı aylık ayrılıktan sonra tam Percy'yle yeniden bir araya geleceklerken Jüpiter Kampı onlarla savaşa hazırlanıyor. 2. Argo, ateş püskürten gemi başı Festus ile birlikte ne yazık ki hiç de barışçıl bir görünüme sahip değil. Annabeth, JASON'ın güverteden Romalılara barış sinyalleri vermesini umuyor.

Ancak bu, tek sorun değil. Cebinde annesinin, her hatırladığında sinirlerini bozan hediyesini taşıyor: Athena'nın İşareti. Yedi melezi Ölümün Kapıları'na götürecek kehanet zaten ürkütücü. Bunun üstüne Athena ondan neden bu kadar tehlikeli bir görev bekliyor ki?

Ancak Annabeth'in en büyük korkusu, PERCY'nin değişmiş olması.
Ya Percy artık bir Romalı olduysa? Ya eski arkadaşlarına artık ihtiyaç duymuyorsa? Savaşın ve bilgeliğin tanrıçasının kızı Annabeth, doğuştan bir lider olduğunu biliyor. Ama yanında Yosun Kafa olmadan hiçbir yere adım atmak istemiyor.

Dört farklı melezin bakış açısıyla yazılmış olan Athena'nın İşareti, kadim topraklara, Roma'ya kadar uzanan efsanevi bir macera. Çok önemli buluşlar, insanı dehşete düşürecek fedakârlıklar ve akla hayale gelmeyecek korkular, kehanetteki yedi melezi bekliyor.

Buyurun 2. Argo'nun güvertesine, eğer cesaretiniz varsa.

Okudum bitti-Sophie Kinsella-Pasaklı Tanrıça


Tahmin edilemez, unutulmaz ve son derece sevimli bir roman kahramanı olarak Samantha Sweeting, Pasaklı Tanrıça kodlu ilk macerasında tüm romantizmi ve komedisiyle sizlerle buluşmaya hazır.

Samantha, Londra'da çalışan bir üst düzey avukat. Günün her saati iş başında, ev hayatı yok, tek düşündüğü şirkete ortak olabilmek. Üzerindeki baskı ve adrenalin onu fena halde coşturuyor. Ta ki bir gün, ...bir hata yapana kadar. Öyle büyük bir hata ki bu, kariyeri mahvolabilir.

Tamamen aklını kaçırıp Londra'daki ofisinden çıkıyor, bir trene binip hiç bilmediği bir yere gidiyor. Yol sormak için büyük, güzel bir evin kapısını çalınca iş görüşmesine geldiği zannediliyor ve o evde hizmetli olarak çalışması teklif ediliyor. Tabii ki bu evli çift ev işlerini halletmesi için bir avukatı işe aldığından habersiz. Fakat düşünün ki Samantha fırının nasıl çalıştırılacağını bile bilmiyor. Felaketler birbirini kovalıyor. Samantha çamaşır makinesiyle, ütü masasıyla , deterjanlarla müthiş bir savaş verirken; büyük şeflere özel yemekler pişirmeye kalkışırken tam bir kaos yaşanıyor.
İyi de acaba işverenleri evdeki hizmetlinin başarılı bir avukat olduğunu öğrenebilecek mi? Eski hayatı Samantha'nın yakasını bırakacak mı? Bırakmasa bile, Samantha geri dönmek isteyecek mi?

Göreceğiz!

"Adım Samantha. Yirmi dokuz yaşındayım. Hayatımda hiç yemek pişirmedim. Yer silmedim. Toz almadım. Düğme falan da dikemem. Yapmayı bildiğim tek şey kontratları yeniden düzenlemek ve müvekkilimi milyonlarca pound kâr ettirmek."
PASAKLI TANRIÇA, hayatı biraz daha ağırdan alması gereken genç bir kızın hikâyesi. Ki bu kızın artık kendini bulması, en önemlisi aşkı bulması gerekiyor. Ve elbette ki sözü edilen bu kızın, bir kenarda öylece durmasına alışkın olduğu ütü masasının ne işe yaradığını da artık uygulamalı olarak öğrenmesi gerekiyor.             
(Alıntıdır)



Tangled and Frozen-Toplu film eleştirisi

Merhaba arkadaşlar bu gün yine bir toplu eleştiri yapmam gerek.Uzun süre önce izlediğim Tangled ve Frozen Disney filmlerinin eleştirilerini yapmadığımı fark ettim.Bu çok kötü bir durum.Böylece ben de dün yaptığım gibi iki filmi de toplu eleştiri şeklinde  yapmaya karar verdim.Ne de olsa ikisi de bir-birine benziyor.İkisini de çok seviyorum.Kristoff ve Eugene bir-birlerine benziyorlar.Rapunzel ile Anna da çok komik ve güzeller.İkisi de benim çok sevdiğim Disney kahramanları.İkisinin de eleştirisini yapmak için bir toplu eleştiri hazırladım.Umarım beğenirsiniz. :D

24.3.14

Vampir akademisi-toplu eleştiri

Merhaba değerli okuyucularım.Bir kitap kurdu olarak hepimiz kitap okuyoruz ve onların eleştirilerini paylaşıyoruz.Benim uzun süre önce okuduğum Vampir Akademisi adlı kitabımın paylaşımını yapmak da biraz zaman aldı.Ve bu gün  Vampir Akademisi`nin kargo kutusunun ağızını açıp oradaki Vampir Akademisi anıları ve kitaplari hakkında toplu bir paylaşım yapmak istedim.Kalbimde ayrı bir yer edinen Vampir Akademisi kitabına dönüp baktığımda hayrete düşmemin sebebi Vampir Akademisi`nin sadece ilk kitabının kısa bir eleştirisini yapmış olmam.İlk kitap olan Kan kardeşler`in eleştirisi`ni yaparak işim bitmedi.Serinin diğer kitaplarını da paylaşmam gerek.Bu yüzden Vampir akademisi için toplu eleştiri dediğim bir uygulama hazırladım.Vampir Akademisi`nin bütün kitaplari`ni bu toplu eleştiride birleştirdim.Kan kardeşler`in eleştirisini yaptığım için Buz Öpücük ile başlıyacağım.Buyrun bakalım. :D



19.3.14

Cesur-Brave


Merhaba arkadaşlar bugün izlediğim Cesur filmini izledim.Bu film çok hoşuma gitti ama her zaman izlediğim animasyon filmleri gibi değil.Çünkü sonunda Cesur filminin ana karakteri Merida onu seven birini bulmuyor.Aslında biraz garip bir animasyon filmi.Çünkü kral olan babası tam bir savaşçı, annesi ise asil bir Prenses olan Merida adında bir kızdan bahsediyor.Küçük olduğunda her şey Merida için kolay, fakat büyüdüğünde her şey öyle olmadı.




18.3.14

Epic-Güzel animasyon




Merhaba arkadaşlar, daha bir gün önce Epic isimli  bir animasyon filmi izledim.Epic tamamile Rapunzel ve Frozen gibi.Garip bir animasyon fakat harika.Bu animasyon dışarı çıkıp otların arasına gözlerimi dikmeme sebep oldu. :D

Torpaq(Yer)çarşambanız kutlu olsun!

Merhaba arkadaşlar, bu gün Azerilerin Yer çarşambası.Bu çarşambada ne yapılacağını size anlatmak isterim.Bu çarşambalar insanlar arasında İlahır çarşambalar deniyor.Bu gün ise İlahır çarşambaların sonuncusu.Bu çarşambada artık Nevruz'a, yani 20-21 mart'a sayılı günler kaldı, sayılı gün ne demek ya?!2 gün kaldı, iki gün!


Oyun/uygulama eleştirisi-Criminal Case



Merhaba arkadaşlar, bu gün sizlere bir süre önce oynamaya başladığım Criminal Case ismindeki oyun hakkında bir Oyun eleştirisi sunacağım.Criminal case bir Facebook oyunu ve ben çok seviyorum.Her zaman giriyorum.Size de tavsiye ederim ve nasıl oynanacağını size göstermek isterim.Criminal Case'i nasıl oynayacağınızı fotoğraflarla adım-adım göstereceğim.İşte başlayalım. :D

8.3.14

Okuduk bitti-Olimpos kahramanları #2-Neptün'ün oğlu

Denizler tanrısı Poseidon’un oğlu Percy Jackson, uzun bir uykudan uyanıyor ve aniden kendini yılan saçlı iki kadınla yüz yüze buluyor. Sorun şu ki, bu yaratıklar ölmek bilmiyor. Ancak bu, Percy’nin sorunları arasında belki de en önemsizi. Çünkü Percy gizemli bir yaşlı kadın tarafından bir kampa götürülüyor. Melezlerle dolu bir kampa. Percy’nin hayatında ilk defa gördüğü bir kampa. Ne yazık ki Percy geçmişinden yalnızca tek bir kişiyi hatırlıyor: Annabeth. Kesin olan bir şey var ki, Percy’nin daha yapacak çok işi var. İki yeni melez arkadaşı Hazel ve Frank’le birlikte, bugünedek hiç görmediği kadar ağır bir görevle karşı karşıya: Yediler Kehaneti. Bu yolda başarısız olurlarsa zarar görecek olan tek şey kamp değil ne yazık ki. Tehlikede olan, Percy’nin eski yaşamı,tüm sevdikleri, tanrılar ve elbette ki tüm dünya…


Merhaba arkadaşlar, bu gün size Percy Jackson serisi Olimpos kahramanları Neptün'ün oğlu isimli kitabın eleştirisini sumak isterim.

Percy Jackson Olimpos kahramanları Kayıp kahraman'dan bildiğimiz üzere Percy kaybolmuştur ve Percy'nin diğer kampta, yani Roma kampı'ndaydı.Roma kampı'nın lideri Jason Grace ise Melez kampı'ndaydı.Şu anda kitap Neptün'ün oğlu yani Percy Jackson ile ilgili.Jason Grace ve diğerleri Melez kampı'nda Roma kampı'na gelip Yediler kehanetinde olan Melez'leri toplamak ve onlarla birlikte göreve gitmek için 2. Argo isimli gemiyi yapıyorlardı.

Percy ise bütün Roma'lıların Roma kampı'na gönderildiklerinde gözlerini açtıkları klubede, yani Lupa'nın yanında bulmuştu.Onun durumu farklıydı aslında.Kendisi Juna ya da Hera-istediğinizi seçin, ikisi de ola bilir-tarafından 8 ay Lupa'nın yanında uyutulmuştu.Her zaman kötü Tanrıça adlandırdığımız Olimpos Kraliçesi Hera ve ya Juno'nun bir planı var.İyi bir şekilde dövüşen 7 Melezi bir araya toplayacak.Percy'yi de bu melezlerin bir kaçı'nın bulunduğu bir kampa yönlendirdi.Percy yılan saçlı kadınlar'ı yenip Juno'yu Roma Kampı'na yetiştiriyor.Orada iki arkadaşı Hazel ve Frank'le Alaska'ya yollanıyor.Bin bir belayla uğraşmaları gerek.Ne diye bilirim ki, kitap harika.Umarım canavar sayfam webcanavari.net'e  girin.Hoşçakalın canişkular!
okursunuz.İndirmek için


-Alida-

6.3.14

Oyun/uygulama eleştirisi-Cafeland

Merhaba arkadaşlar, işte söz verdiğim oyun eleştirisi.Buyrun bakalım, Facebook oyunu Cafeland.


Bu oyunda kendi kafemizi kurup kafemizde eğleniyoruz.Bu oyunu bir dönem önce oynamaya başlamıştım.Çocuk oyunu gibi değil bence, oyun oynamağa bazılarının zamanı yok ama ben her gün bir kez girip yemeklerimi kontrol ediyorum.Bir kere girilirse harika bir oyun.Şimdi size oyunu oynamak isterseniz yardım etmek isterim.

Yukarıdaki resmi kendim yaptım, yayına yorum yaparsınız lütfen, emeye saygı.

5.3.14

Duyuru-Bilginize:Blogda artık oyun/uygulama eleştirileri olacak :)

Merhaba arkadaşlar, düşündüm de film eleştirisi var, kitap  eleştirisi var.Hatta klip, mp3 eleştirisi bile var.Neden oyun eleştirisi olmasın.Hadi yapalım.Bu bir duyurudur.Artık blogda oyun/uygulama eleştirisi olacak.Bilginize, ilk eleştiri Facebook oyunu Cafeland ile ilgili olacak.İyi eğlenceler! :D


-Alida-

4.3.14

Nevruz çarşambaları-Od(Ateş) Çarşambası





Merhaba arkadaşlar, işte yeni bir yayında karşınızdayım.Bu gün size Azeri bayramı olan Nevruz bayramı hakkında bir yayın yapacağım.Nevruz bayramı benim en çok sevdiğim bayramlardan biri.En sevdiğim mevsimi yani Yaz'ı temsil ettiğinden en sevdiğim bayram.Ayrıca bu bayramda ateş üstünden atlamak, çeşit çeşit lezzetli şekerleme(Şekerbura, Paxlava,Şora gibi) hazırlamak, Semeni yapmak gibi bir çok güzel adeti de vardır.Bu adetler bana, yani Azeri'lere atalarımızdan bir emanetttir.Onları korumalı, bizden sonrakı nesiller için unutturmamalıyız.Bu bizim vazifemiz.Bu bayramda bir de her şeyin üstüne tuz-biber Çarşambalar yok mu?Bayılıyorum Çarşambalara.Şimdi bacadan torba atmak ya da kapı dinlemek gibi adetler şehirlerimizde pek yapılmıyor ama her kes ufak çaplı bir ateş yakıp üzerinden atlıyor.Bilenler her Çarşamba'nın adetini hemen yapıyor.Mesela bundan önceki Çarşamba olan Su çarşambası.Bu Çarşamba'da sabah 8'de kalkıp akan suyun üzerinden atlamak adettir.Bu adeti ben ve evdekiler yapmayı unuttuk ama inşallah diğer adetleri unutmayız.Unutkanlık iyi bir şey değildir.

Kitaba nasıl dalınır?-5 püf noktası





Kitaba dalmak derken aklınıza başka bir şey gelmesin.Demek istediğim kitabı bir kere elinize alıp bitirmekten bahs ediyorum.Fazla sayfası olursa tabi, bitirmek bir kaç gün ala bilir ama bir solukta okuna bilecek kitaplar bir an bile sıkılmayacağınız kitaplardır.Okudukça içinde devam etmek.Her şeyi aklınızda canlandıra bilmek.Kitaba dala bilmek budur işte.Anlaşılan bazı kitaplar dalınası değil.Mesela bir dönem önce okumağa başladığım Robin Hood.Kitap dehşet sıkıcı.Robin Hood bir adaya sıkışıp kalıyor.İnsan kitapta biraz macera bulur.Bir kere kıkırdar hiç olmazsa.Yani düşünsenize bir kere bir adaya düşüyorsunuz.Bütün ömrünüzü adada kalıp çürümekle geçirmeğe mahkumsunuz.Eğer ben yazar olsaydım, süpriz bir şey falan yapar kahramanımı adadan kurtarırdım.Ama yok.Hep aynı şeyleri yaşayıp adaya mahkum kalıyor.Ama gene Robin Hood gibi bir dönem önce okuduğum Sophie Kinsella Pasaklı Tanrıça isimli kitap.Bu kitapta dehşet kıkırdamıştım.Zamanı geçtiği için eleştiremedim.Okuldan zaman mı kalıyordu ki.Ama kitabı okurken bir an bile ay, durayım, bir bekleyeyim, demedim.Ama gece vakti okurken artık uyumam gerektiğinde diretiyordum.Daha fazla okumak istiyordum.İşte kitaba dalmak dediğim budur işte.



1.3.14

Bermuda şeytan üçgeni-Bu suların sırrı ne?

Merhaba arkadaşlar.Herhalde Bermuda Şeytan Üçgeni'ni duymuşsunuzdur.Sularında asla gezinmek istemeyeceğiniz bir yer.Bermuda üçgeni hakkında vikipedi'den yaptığım küçük çaplı araştırmayı da sizlere sunacağım.Ama önce kendi bilgimden Bermuda hakkında konuşmak isterim.

Yakın zamanda öğrendiğim bilgilere göre Bermuda üçgeni Atlantik okyanusunda yerleşen sıradan bir su yığını aslında.Bir kaç asır önce insanlar da onu böyle biliyorlardı...Sade ve normal.


Okuduğum bloglar