13.9.14

Şimşek kız kim?





Uzun zaman önce açtım ve gördüğünüz üzere hala kullandığım bloğun ismi Şimşek Kız.Peki hiç merak ettiniz mi Şimşek Kız kim?



Şimşek Kız bendeniz Leyla Seymen olur arkadaşlar.Aslında Şimşek Kız Leyla Seymen de,Leyla Seymen Şimşek Kız değil.Demek istediğim kendime asla Şimşek Kız demem.Benim doğam farklı bir kere.Öyle elimden Şimşek falan da çıkaramam.Ay neyse,konudan saptık saçma sapan bir yere doğru yuvarlanıyoruz. :/

Bu saçma konuşmamın asıl amacı aslında az önce de dediğim gibi Leyla Seymen'in,havalı blogger'ın,bloğu olan kimsenin,Şimşek Kız'ın artık ne halt derseniz onun kim olduğunu sizlere açıklamak.Ben size şöyle çocukluğumdan bir parça çekeyim,nostaljiye dalalım ya... :)

Nostalji derken o kadar büyük değilim,yaş aslında blogun ne olduğunu bilmeyeceğim bir yaş,10.Lütfen 'ah!' 'uh!' 'ailen izin verdi mi?!' gibisinden laflara başlamayalım,hem tabiki de ailem izin verdi.Bizzat ablam izin verdi.Seymen kardeşler sunar!!! :)

Uzun lafın kısası,ben haliyle 2004 yılında doğdum.Aileye girdiğimde önüme ilk kim çıktı hatırlamıyorum,ama ablamın dediğine göre ismimi o koymuş. (İsmim Azericede başka,karıştırmayalım lütfen.)

Ben yavaş yavaş büyürken,pek zor bir çocukluk geçirmemişim.Felaket olduğum söylenemez,yaramaz da diyemezsiniz. :)

Olaylar böyle kendi seyrinde devam ederken,ben meslek kelimesini öğrenmişim.Bu kelimeyi ve anlamını öğrendiğim anda tüm dünyayı ailemin başına yıktım.İlk önce daha okula gitmeden hangi mesleği seçeceğim konusunda fena bir kararsızlığa uğradım.Oyuncak gitarımla müzik denemeleri yaptım,yazı yazmaya çalıştım,resim yaptım (o felaketti)....Bana en uygun olanı 7 yaşıma bastığımda öğrendim:Yazarlık....

Annemlerin dediğine göre ben 4-5 yaşlarımdan televizyondaki yazıları okuyormuşum.Saymayı beceriyormuşum.Hatta ablamla el yazısı çalışması bile yaptık bir ara.Valla annemin dediklerinin ne kadarı doğru bilmiyorum ama 5 yaşımdan yüze kadar sayabildiğimi hatırlıyordum. :)

Başka çocuklar çizgi filmlerin peşinde koşarken,elim sende oynarken ben ablamdan ve Türk dvd'sinden Türkçe öğrenmekle meşguldüm.İlk zamanlar Azerbaycan'da Türkçe'nin hoş karşılanmayacağını sandım ve çekindim.Ama sonra Azerbaycan'da özgürlük olduğunu öğrendim ve istediğim dili de konuşacağımı anladım.Kimse bana bunun için kısıtlama yapamaz.(Annem dışında tabi,eşek kadar oldum,kadın hala Türkçe konuşma diyor.) :)

Hata olduğunu düşündüğüm bir şekilde çocuk yaşımdan Türk dizilerine merak saldım.Çoğu fiyaskoydu ve bu yüzden artık dizi seçimlerinde romantik türü kendimden bir metre ötede tutmaya çalışıyorum. :)

Okula başladığım yıllarda her okullu çocuk gibi çok heyecanlıydım.İlk okul günümde annemlerin de benimle geleceğini saçma bir şekilde düşündüğümden olsa gerek yalnız gideceğimi öğrendiğimde gözlerim istemsizce doldu.Ama bende şöyle bir kompleks vardır,asla ağlamam.Çok acıklı romantik filmlerde,hikayelerde,kitaplarda bile anlamadığım bir şekilde içimden ağlamak gelmez.Ağladığım zaman gerçekten ağladığımı düşündüğüm zamandır.İçimdeki kızgın ateşi söndüremediğim zaman.Ve gözlerime yaş dolduğunda istemsizce onları geriye itme eğlemi gösterme kompleksi oluştu bende.Bu iyi mi kötü mü bilmem ama gerçekten işe yarıyor.Tabi birinin bana bağırması ve içimdeki ateşin gerçekten büyümesi gerek.Okula gittiğimde içimdeki ateş resmen dışarı atlıyordu.Ama bir sürü çocuğun önünde ağlamaktan saçma bir şekilde korktum.(Benim hayatta en çok korktuğum şeylerden biri benimle alay edilmesi,küçük görülmemdir.Kendim de elimden geldiğince başkalarını küçük görmemeğe ya da alay etmemeye çalışırım.)

Okulda öğretmenler benden memnundu.İçimde çalışkan bir yan vardı.Bu yan okulda çok işe yarıyordu ve  bu da beni başarılı yaptı.Okula gittiğim ilk günlerden beri hayal ettiğim bir şey vardı:En iyi olmak.Kibirli olmamaya çalışırım ama bu garip en iyi olma duygusu beni hep içine alıyor.

Küçükken küstüğüm kimseyle iki dakikadan daha uzun küsülü kalamazdım.Çocuk hali işte,geçip gidiyordu çocukluk.'Bu sefer bitti!' dediğim insanlar bile benim için asla bitmemişti.Okulda da böyle bir yanım vardı,ki bu yan kin tutamaz. :)

Çalışkan olmam dışında utangaç ve beceriksizimdir.Öğretmen bana önemli işleri vermeye geçen yıldan,yani 3. yılımdan başladı çünkü pek iyi yol bulduğum söylenemez.Bu işleri çoğunlukla sınıf arkadaşım Aynur'a yaptırır.

Tahammül edemediğim şeylerden biri de yanlışlardır.Yalnış yapmaktan hoşlanmıyorum.Bir yanlış üç doğruyu götürür benim hayat felsefem oldu neredeyse. :)

Ablamla film izlemeyi severim.Çizgi filmler de izlerim ama ablam ne beni küçük bir çocuk gibi gördü bu güne kadar,ne de kendini büyük gördü.Benimle hiç yorulmadan ilgilendi.Bunu okuyorsa teşekkür etmek isterim.Şimdiye kadar yaptığı herşey için. :)

Kitap okumak dendiğinde e-kitap okurum genellikle.Tabii ki de gerçek kitap okumanın yerini tutmaz ama Azerbaycan'da pek iyi kitap bulunduğu da söylenemez.Utanmasalar ülkedeki tüm kütüphaneleri yıkıp yerine bilgisayar oyunu salonları açacaklar. :/

Kitap okumaya ilk ablamla başladım.Aslında ablamla bir çok şeye başladım.Neredeyse her şeyi ablama söylerim.Sırlarımı,düşüncelerimi,hayallerimi,korkularımı ve yanlışlarımı.Ablamdan sır saklamaktan hoşlanmam. :)

Kendimden hoşlanmak,kendimi övmek gibi olmasın ama böyleyim ve böyle iyi olduğumu düşünüyorum.Yazar olacağım,bunu kimse engelleyemez.Önüme babam çıksa kararımdan dönmem. :)

Size şunu da söyleyeyim,ilk kitabımın ismi de Şimşek Kız'ın Güncesi. :D



Azimli diyor ablam bana,böyle miyim,bilmiyorum ama kararlarımdan dönmekten hoşlanmıyorum. :)


İşte bu benim arkadaş. :)







Logo Design by FlamingText.com


4 yorum:

Okuduğum bloglar