18.11.15

Agatha Christie - Styles'taki Esrarengiz Vak'a - Ölüm Sessiz Geldi (Hercule Poirot #1)


Styles St. Mary köyündeki Styles Köşkü’nde son zamanlarda garip olaylar meydana gelmektedir. Sonunda bir gün, köşkteki yaşlı Bayan Inglethorp’un sağ kolu olan Evelyn, “Zavallı Emily... Hepsi, ama hepsi köpekbalığından farksızlar,” diye mırıldanarak evden dışarı fırlar. Varlığıyla Bayan Inglethorp için bir güvence oluşturan Evelyn’in gidişi, köşkün havasını tümüyle değiştirir. Artık koca evde sonsuz bir kuşku ve ürkütücü bir kötülük havası esmeye başlar... Kırık bir kahve fincanı, bir damla mum yağı, Begonya tarhı...
Dedektif Poirot, efsanevi zekâsını kullanarak bu ipuçları sayesinde olayı aydınlatacaktır..


21.10.15

Blue Things


Bir dakika,kendimi toparlamam lazım.

Bloğun ismi değişti,teması değişti,arka planı değişti ve yayınlar bile değişir bundan sonra!

Nerede kalmıştım,evet,Şimşek Kız'ın Güncesi artık geçmişte kaldı!

2.9.15

Okuduk bitti - Jane Graves - Abartılı Yalanlar Aceleci Duvaklar


Aceleyle evlen...

Muhasebeci Heather Montgomery planlarıyla yaşayan bi­ridir. Dolayısıyla, seksi ve baştan çıkarıcı Tony McCaffrey ile Vegas'ta tanışacağı, bayan şansı oynayacağı ve kumarda kazanılan paraları şampanya dolu bir geceyle kutlayacağı, en çılgınca hayallerinde bile aklına gelmemiştir. Ertesi sabah evli uyanacağı ise, kesinlikle ihtimal vermediği bir şey dir! Bu cici, düzenli ve güzel kız, nasıl olur da buzdolabı boş ve dairesi felaket bölgesine benzeyen ama aynı zamanda kendisini şehvetten çılgına çevirerek düzgün düşünmesini engelleyen biriyle evlenebilir?

Şehvette ağırdan al !
Çabucak evlenen ve boşanmak için yanıp tutuşan Tony, çapkın yaşamına dönmek için sabırsızlanmaktadır. Ama Heather'ın ailesi, ciddiyeti ile bilinen kızlarının nihayet aşık olduğunu öğrenerek heyecanlandığında, Tony Heather'a bir plan önerir: Heather, onun diş fırçasını sterilize etse ve yatakla ilgili her şeyi yasaklasa bile, iyi şansın bedelini ödemek için bir ay daha evli kalmaya razı olur. Ama Heather onun tahmin ettiğinden ve beklediğinden çok daha fazlasıdır; Tony'nin neredeyse ıskalayacağı bir evliliği kutsamaya dönüştürecek, keskin zekalı, tutkulu ve duyarlı bir kadındır!

Okudum bitti - Mario Mazzanti - Gördüğüne Asla inanma - Tam bir hayal kırıklığı


Bazen gördüklerin, sadece aklının oyunudur...

"Muhteşem bir gerilim; sınırları zorlayan, canlı ve akıllı bir anlatım, okuyucuyu son sayfada
zirveye çıkaracak bir roman."
Leone Editore

"Mario Mazzanti'den başarılı bir roman daha. Nefes kesen acımasız bir gerilim… Gerçek
suçlunun son ana kadar tahmin edilemediği mükemmel bir kurgu. Sonuç ise mükemmel…"
giallomania.it

"Olayları çözdüğünüzü sandığınız anda ortaya çıkacak gelişmeler ile şaşıracaksınız."
orasenzombra

20.8.15

Okuduk Bitti - Julia Quinn - Biz Evleniyoruz (Bridgertons #8)

                     

            
                              Garip Bir Şey Oldu...

Tanıdığı bütün adamların aksine, Gregory Bridgerton gerçek aşka inanmaktadır. Ve hayallerinin kadınını bulduğunda, onun doğru insan olduğunu bir anda anlayacağından emindir. Başına da tam olarak bu gelmiştir. Fakat...
Bu kadın, doğru kişi değildir. Hatta, nefes kesici Bayan Hermione Watson başkasına âşıktır. Ama en iyi arkadaşı Leydi Lucinda Abernathy, Hermione'yi feci bir birliktelikten kurtarmaya karar verir, böylece Gregory'ye onun kalbini kazanması için yardım etmeyi teklif eder. Ama bu esnada Lucy âşık olur. Hem de Gregory'ye. Fakat...
Lucy nişanlıdır. Ve amcası onun nişandan caymasına izin verecek gibi görünmez. Gregory kendine gelip, doğru kişinin keskin zekâsı ve insanın içini açan gülümsemesi ile kalbine şarkılar söyleten Lucy olduğunu anlayınca bile... Böylece, düğün yolunda, gelini öpme vakti geldiğinde, sunakta duran kişinin yalnızca kendisi olmasını sağlamak için Gregory'nin her şeyini riske atması gerekmektedir...


"Zekice ve komik."
                            Times Dergisi

11.8.15

2.8.15

Okuduk Bitti - Julia Quinn - Öpüşünde Saklı


Gareth St. Clair ciddi bir çıkmazdadır. Ondan nefret eden babası St. Clair mülkünü ve mirasını mahvetme yolunda ilerlemektedir. Gareth'ın elindeki tek şey geçmişin sır perdesini kaldırabilecek ve geleceğin anahtarı olan eski bir aile günlüğüdür. Sorun şudur ki günlük İtalyanca kaleme alınmıştır ve genç adam bu dilde tek bir kelime dahi bilmemektedir.

Sosyete bir konuda hemfikirdir: Hyacinth Bridgerton kimselere benzememektedir. İnanılmaz derecede zeki ve açıksözlüdür. Fakat ona dair bir şey - çekici ve eziyet verici - Garet''ı nedense etkisi altına alır.

Her yıl düzenlenen Smythe-Smith Müzikali'nde ikilinin yolları kesişir. Hyacinth İtalyancası mükemmel olmasa da ona günlüğü çevirmeyi teklif eder. Fakat gizemli satırları incelerken peşine düştükleri tüm soruların cevabını birbirlerinde bulurlar. Artık hiçbir şey kusursuz tek bir öpücük kadar saf değildir

Günümüzün Jane Austen'ı.
Jill Barnett

Tam anlamıyla kusursuz bir hikâyeci.
Publishers Weekly

22.7.15

Okudum bitti - Mario Mazzanti - Şah Mat


Polisle satranç oynayan bir seri katil...

Suç psikiyatrisi olarak polise destek vermekte olan Claps'in suçluların davranış profilini inceleyerek olası şüphelileri tespit etmek gibi çetin bir görevi vardır. Ancak bu sefer ortadaki cinayet hiç de basit değildir. Karşısında acımasız, kararlı, unutulmak istemeyen ve şehrin korkulu rüyası olmayı amaçlayan bir seri katil vardır. Çözüm hep avuç içinde gibidir ama bir türlü ulaşılamamaktadır, aşılan her bir basamak katilin ininin derinliklerine dalmaktan başka bir işe yaramaz.

"Mario Mazzanti ilk kitabını en lezzetli malzemeleri karıştırarak hazırlamış: Satranç, edebiyat, sinema, opera ve asıl mesleği olan cerrahlık."
-Paperblog-

"Hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı ve gerçeğin insanın en karanlık hırslarında gizlendiği nefeslerinizi kesecek bir gerilim romanı."
-La Feltrinelli-
(Tanıtım Bülteninden)

6.7.15

İzledik bitti-Kocan Kadar Konuş



Efsun üzerinden, bu coğrafyada yaşayan kadınların, daha küçük yaşlarda koca bulmaya programlandıklarını ileri süren yapım 30 yaşına gelmiş olan Efsun'un hayatının kalan kısmını birlikte geçirmeyi hedeflediği gerçek aşkı, sevgiyi, dürüstlüğü arayışını anlatırken, akranı olan kadınlar gibi erkekleri yönlendiremeyen genç kadının imdadına, "kadınlığın kitabını yazmış" İzmirli ailesi yetişir. Kendisini güvenilir Türk kadınlarına emanet eden Efsun erkeklerin tüm zaaflarını öğrendikten sonra ise karşısına yıllardır unutamadığı lise aşkı Sinan çıkar! 
Şebnem Burcuoğlu'nun aynı adlı romanından beyaz perdeye uyarlanan öykü, çevresindeki her kadın hızla evlilik hazırlığına girişip gelinlik giyme hayalleri kurarken; hayatına girmesini istediği doğru adamı bir türlü bulamayan bir kadının, Efsun'un hikayesini anlatıyor! Başrollerde Ezgi Mola ve Murat Yıldırım'ı izleyeceğimiz filmin yönetmenliğini ise Kıvanç Baruönü üstleniyor.

5.7.15

Okudum Bitti-Rick Riordan-Ateş Tahtı - Kane Günceleri #2


Antik Mısır tanrıları yeryüzüne indiğinden beri Carter Kane ve kız kardeşi Sadie'nin başı beladan kurtulmadı. İki kardeş, soyları gereği büyük güçlere sahip; ancak henüz hazır değillerken bazı hain tanrılar Brooklyn Evi'ne saldırıya geçiyor. Şimdiyse en büyük düşmanları, Kaos'un yılanı Apep yükselişte. Apep'in serbest kalması birkaç gün içerisinde önlenemezse dünyanın sonu gelecek. Başka bir deyişle bu, Kane ailesi için son derece sıradan bir gün. Carter ve Sadie, Kaos güçleriyle savaşabilmek için Güneş Tanrısı Ra'yı uyandırmalı. Fakat bunu tabii ki bugüne dek hiçbir büyücü başaramadı. Önce bütün dünyada Ra'nın Kitabı'nı aramaları, sonra da –bulurlarsa– kitaptaki büyüleri çözmeleri gerekecek. Ah, Ra'nın nerede olduğunu kimse bilmiyor bu arada, söylemiş miydik? Antik Mısır tanrılarıyla verilen savaş kıran kırana devam ediyor! Bütün yük, iki kardeşin omuzunda. Çok satan Percy Jackson ve Olimposlular serisinin yazarı Rick Riordan, Mısır Mitolojisi üzerine kurguladığı Kane Günceleri serisinin ikinci kitabı Ateş Tahtı 'nda yine unutulmaz karakterler yaratıyor ve soluk soluğa bir macera sunuyor.

13.6.15

İlk Avrupa Oyunları-Açılış ve tanıtım töreni herkesi büyüledi


Herkese merhaba,

bu günkü yazımın konusu biraz farklı.Herhalde duymuşsunuzdur,Bakü'de olan İlk Avrupa Oyunları hakkında.Doğruyu söylemek gerekirse,çok gurur verici bir olay,yani ülkenizin bu kadar gelişmiş olduğunu görmek.Çok da para harcanmıştır,baya sorunlar çıkacaktır diye düşünmüştük ama bu kadarını da beklememiştik.Dün yapılan açılış ve tanıtım töreni herkesi büyüledi.Buna ben ve ailem de dahil. :)

12.6.15

Okuduk bitti-Julia Quinn-Sana muhtacım (Bridgertons #6 )


Her hayatta bir dönüm noktası vardır.
Bu öyle muazzam, keskin ve belirgin bir andır ki 
insan şüphenin en ufak gölgesi olmaksızın 
hayatının bir daha asla aynı olmayacağını kesinlikle bilir.

Londranın Neşeli Hovardası Michael Stirling için bu dönüm noktası, Francesca Bridgertonu ilk kez gördüğü andır. Evet, kalbinin hiçbir zaman birine bağlanmasına müsaade etmeyen Michael ona bir kez bakmış ve âşık olmuştur.

Bununla birlikte karşılaşma vesileleri kuzeninin bu genç bayanla evlenecek olmasını kutlamak adına düzenlenen bir yemektir. Hayat işte böyle ironiktir...

Ancak bir süre sonra Francesca eşini kaybeder ve arkadaşı, sırdaşı olarak gördüğü Michaelın desteğini bekler. Michael ona olan aşkından bahsetme cesaretini kendinde bulamaz... Ta ki genç kadın bir gece masumane bir şekilde kollarının arasına sığınana ve tutkunun en ahlaksız sırlardan bile güçlü olduğu kanıtlanana dek.

Günümüzün Jane Austenı.
Jill Barnett

Tam anlamıyla kusursuz bir hikâyeci.
Publishers Weekly

6.6.15

Tess Gerritsen Özlemi




Herkese merhaba!
Bu postu niye yazdım bilmiyorum,ama yazmam gerektiğini hissettim.Uzun zamandır içimde biriken hisleri siz de görün ve bana az da olsa bir yardım edin istedim. :)

Geçen yaz her şey daha farklıydı.Okumam ve daha hiç fikir sahibi olamadığım tam 10 tane koca kitap vardı.Onları okurken kendimi o kadar garip hissettim,beni o kadar garip yerlere götürdü ve getirdi ki,size anlatamam.Hangi büyük seriden bahsettiğimi tahmin edebildiniz mi?Tamam,bir ipucu vereyim,bu seri polisiyeydi.Hala tahmin edemediniz mi?Eğer tahmin edenler varsa doğru bildiler,cevap kesinlikle Rizzoli&İsles serisi ile Tess Gerritsen. :)

Ondan sonra bir polisiye seri daha okudum,ama aynı etkiyi bırakmadı nedense.Hatta baya sıkıldım diyebilirim.Bilmiyorum,belki doğru zamanda okumamamdandı,belki karakterin sıkıcı ve biraz melankolik hayatı yüzündendi,emin değilim ama pek sevmedim.Tekrar söylüyorum,eğer hayranları varsa lütfen alınmasınlar ve blogdan 'Sen iğrenç birisin,tanrım,bir insan nasıl Dave Gurney serisini sevmez?!Ah,lanet olsun,senden nefret ediyorum porsuklu Leyla!' diye bağırıp kaçmasın.Sonuçta zevkler ve renkler tartışılmaz.Yoksa tartışılır mıydı?Neyse,unuttum. :/

Artık Haziran ayındayız.Gerritsen'in mükemmel serisini de tam bu zamanda okumuştum,bir yazdı ve 3 ayda hooop diye bitti seri.O kadar hızlı okudum,ya da ben öyle sanıyorum bende bıraktığı etki uzun süre üzerimden kalkmadı.Ve size bir sürprizim var,diğer Tess Gerritsen hayranlarını mutluluktan havaya uçuracak ve beni de gördüğümde mutluluktan havaya uçuran bir haber bu.Rizzoli and İsles serisinin 11. çıkmış!Bu gerçekten ama gerçekten delirmeme sebep olmuştu.11. kitap!Gerritsen'i bulsam onunla uzun bir konuşma yapar,elini sıkardım.Bir de alnından öperdim çünkü şimdiye kadar kaleminden çıkan her kitabı beğendim.En azından yazdığı serinin tamamını,seriden ayrı olanları daha okuyamadım çünkü.Ablam yarın benimle tekrar başlamak istiyor ve Aslı'nın sonsuz otopsi nefretini düşünürsek bu onun için büyük bir başarı.Herneyse,ben Aslı'nın dilinden Gerritsen okumak için sabırsızlanıyorum ve Bridgerton serisini okumaya da devam edeceğiz,akşamları onu,gündüzleri ise Gerritsen'i okuyarak güzel bir düzen kurmayı düşündük.Mahoooooo!!! :)

Ve şimdi onu özlüyorum,onun cümlelerini,soluksuz hikayeleri,Rizzoli'nin her kadında aradığım tavırlarını ve Regina'nın tatlılığını.Maura'ya bile razıyım yaaa!  :( :)

Yarın özlem bitiyor ve ben Aslı'la beraber okumaya devam ediyorum! :)

Ayrıca sizden şöyle bir ricam var,bana beğendiğiniz tüm polisiye kitaplarını tavsiye edin,çünkü yaz kapıda ve yaz benim en iyi polisiye okuma zamanım! :)

Bana polisiye seriler tavsiye etmeyi unutmayın!Bloğuma üye olun ve yorum yazın ve yorumlarınızda lütfen polisiye seri tavsiyelerinizi belirtin!Sizi seviyorum.Hoşça kalın! :)
Logo Design by FlamingText.com

5.6.15

Okudum bitti-Rick Riordan-Kırmızı Piramit (Kane Günceleri #1)


Antik Mısır tanrıları birer birer uyanıyor! Akıl almaz bir intikam
planını durdurmak, Carter ve Sadieye düşüyor.Çok satan Percy Jackson ve Olimposlular serisinin yazarından bir Mısır Mitolojisi efsanesi! Kane Günceleri serisinin ilk kitabı olan Kırmızı Piramit, gerilimi ve mizahı bir araya getiren, bir kahramanlık ve sadakat öyküsü.

Carter Kane, annesini altı yaşındayken kaybettiğinden beri babası, ünlü Mısır Bilimcisi, arkeolog Dr. Julius Kane ile dünyayı dolaşmaktadır ve evi, bir valizden ibarettir. Carter böyle bir hayat sürerken kız kardeşi Sadie Kane Londrada, anneannesi ve dedesiyle yaşamaktadır. Ayrı geçen altı yıldan sonra iki kardeşin ortak hiçbir noktası kalmamıştır. Ancak artık her şey değişmek üzeredir. Bir Noel gecesi, iki kardeş babaları sayesinde Londrada yeniden bir araya gelirler. Babaları, her şeyi yoluna koymaya kararlıdır ve onları nedeni belirsiz bir şekilde British Museuma götürür. Ancak işler beklendiği gibi gitmez ve Julius Kane, kulakları sağır eden, devasa bir patlamayla aniden sıra kadem basar.

3.6.15

Okuduk bitti- Julia Quinn - Sonsuz Sevgilerimle


Çok Sevgili Bayan Bridgerton,
Uzun süredir yazışıyoruz ve henüz resmi şekilde tanışmış değiliz. Sizi tanıyor gibi hissediyorum. Umarım siz de benim gibi hissediyorsunuzdur.Münasebetsizlik ediyorsam beni bağışlayın fakat sizi Romney Malikânesi'ni ziyaret etmeniz için davet etmek istiyorum. Umarım, belli bir zaman sonra da birbirimize uyduğumuza karar veririz ve benim eşim olmayı kabul edersiniz.
Sör Phillip Crane

 Sör Phillip, Eloise Bridgerton'ın evde kaldığını biliyordu ve evlilik teklifini kabul edecek kadar sıradan,daha da önemlisi çaresiz olduğunu düşünmüştü. Ve fena halde yanılıyordu. Bu güzel kadın kapısında belirip nefes almadan konuşmaya başladığında tek istediği onu öpmekti.Bu Sör Phillip denen adam onun çıldırdığını mı sanıyordu? Eloise Bridgerton daha önce karşılaşmadığı bir adamla evlenemezdi! Ancak tekrar düşündü... ve merak etmeye başladı... Öyle ki gecenin bir yarısı bir araba kiralayıp hayalindeki kusursuz erkeğe gidecek kadar. Ve fena halde yanıldı. Hayalindeki adam bu kadar sevimsiz ve kaba değildi. Elbette Phillip yakışıklıydı ama Londra'daki centilmenlerden farklı olarak iri yarı, sert ve bakımsızdı aynı zamanda. Ne var ki gülümsediğinde... ve onu öptüğünde... kendinden geçiyor ve düşünmeden edemiyordu: Phillip gerçekten onun için mükemmel erkek olabilir miydi? 

29.5.15

İzledik bitti-Hadi İnşallah-PuCCa-Küçük Aptalın Büyük Dünyası



 Filmde PuCCa adındaki bunalımdaki bir genç kızın başına gelen bir olay ve bu olayda aşık olduğu bir genci ayartma çabaları bizlerle oluyor. Hadi İnşallah izle filminde bu genç kız uzun yıllar yaşadığı Ankara'dan ayrılmak zorunda kalmıştır. Bu ayrılığın nedeni ise buradaki erkek arkadaşı ile yollarının ayrılmasından kaynaklıdır. Bu yüzden depresyona giren ve bu bunalımlı halleri ile İzmir'e gelerek burada yaşamaya başlayan genç kız artık eline ne gelirse yemeye ve sabah akşam evde oturmaya başlamıştır. Hadi İnşallah yerli filminde de bu yüzden giderek genişleyen kalçaları ve şişen göğüsleri ile artık umutsuz vaka halini alan kız ailesinin zorlaması ile bir yerel televizyon ile iş görüşmesine gider. O da ne işte aradığı mutluluk kaynağı oradadır. Takma ad olarak pekmez demeyi seçtiği bir yağız delikanlı ile karşılaşır ve onunla evlenmek için elinden geleni arkasına koymayacaktır. Ancak öncelikle güzel ve alımlı bir bayan olan ve de ona da bayan kaltak demektedir işte o bayanı saf dışı bırakmalıdır.

25.5.15

90'larda bir fenomen - Efsane geri dönüyor - Grup Vitamin


Hadi biraz geri gidelim sizinle,eskilere gidelim.90'lı yıllara mesela.O yıllarda herkesin çocukluğunu süsleyen şarkılar,gruplar yok muydu?Herhalde hepinizin vardı.O zamanlar şimdiki gibi ayrı ayrı şarkı söylemezlerdi,türlü türlü gruplar vardı.Ve Grup Vitamin de onlardan biri. :)

24.5.15

Evimizden ve aksesuarlardan fotoğraflar


Yeni beyaz gömleğim ve ben

Aslı ve ben
Merhaba!
Hatırlarsınız,size evden fotoları paylaşacağım demiştim.Ve evet,o gün geldi.Bu gün sizinle çok sevdiğim bardağımın,odamın ve evimizin bir kaç fotoğrafını yayımlayacağım.Lütfen yorum yazıp fikirlerinizi bildirin.Umarım beğenirsiniz. :)




















İlk olarak yayımlayacağıma söz verdiğim kupa.İşte böyle bir şey.Arka planda da Aslı var.Güzel,değil
mi?Üzerinde Tom ve Jerry var. :)





Benim çerçeveli bir fotoğrafım(diğer çerçeve Pic O Matic'te yapıldı)...


Buzdolabının üstünü görme keyfi... :)

Bizim tatlı heykelcikler.Babam satın aldığında annem delirmişti. :)


Ve başka bir heykel.Annem bu heykel alındığında da delirmişti.





Bilgisayarımızı merak edenlere işte büyük bir fotoğraf. :)



 Televizyonumuz. :)


Televizyonun önünde duran küçük kız aksesuarı.Benim çok hoşuma gidiyor. :)

Yorumlarınızı eksik etmeyin.Hoşça kalın! :)


Logo Design by FlamingText.com

20.5.15

Aslı'ya happy birthday bana da hadi eyvallah



Bu gün çok çirkin bir kızın doğum günü. :)

Bilin bakalın kimin?Bildiniz mi?Eveeet,benim ablam Aslı'nın.Benim ablam o.Sizin değil yani.Hani blogda bir sürü takipçisi olan var ya,benim ablam o.Aslı Seymen. :)

 Ve bu gün o muhteşem kızın doğum günü.Neden mi muhteşem kız?Kimse alınmasın ama ben bu güne kadar onun yapamadığı bir şey görmedim.Bazı ablalar,hele birbirleri ile aralarında bu kadar yaş farkı olan ablalar birbirlerinden nefret ederken,hatta birbirleriyle kavga ederken bizim kavgamız 3 saniye sürerdi.Kitap okumayı bana o sevdirmişti,şimdiye kadar hangi başarıları kazandıysam yarısı onun sayesindeydi.Kendi çabamda vardı hani,sadece ablam sayesinde başarılar kazanmamıştım.Kısmen. :)

Herneyse,benim gözümde o dünyanın en muhteşem insanlarından biri.Bir kere İngilizce seviyor.Dikkat ediniz,'seviyor'.Azerbaycan'da çoğu kişi İngilizce'yi sırf mecburiyetten öğreniyor,ama benim ablam İngilizce'yi çok seviyor. :)

Ayrıca bana çok dikkat ediyor,yani gözlerini dikip bakmıyor,yardım ediyor,güzel görünmem için elinden gelen herşeyi yapıyor.Ama ne fayda,ben güzel görünmekten çok uzağım. :)

Herneyse,bu gün onun doğum günü.Kendisi biraz utandı da,kızardı falan.Hadi onu tebrik edelim!

Aslı'yı tebrik etmeyi unutmayın ve hoş çakalın! :)


I Love You Sister!
:)


Logo Design by FlamingText.com

18.5.15

Okuduk bitti-Julia Quinn-Rüyalar gerçek olsa-Bridgertons #4



Herkes Colin Bridgerton’un Londra’daki en çekici erkek olduğunu biliyordu…

“Günümüzün Jane Austen’ı.” Jill Barnett
“Tam anlamıyla kusursuz bir hikâyeci.” Publishers Weekly

Penelope Featherington en yakın arkadaşının ağabeyine âşık olmuştur. Ömrünün yarısını onu uzaktan izleyerek geçiren Penelope, onun hakkındaki her şeyi bildiğini düşünmektedir, ta ki en gizli sırrını öğrenip aslında genç adamı hiç tanımadığının farkına varana dek.
Colin Bridgerton tutkuları ve unvanları yüzünden içten içe ağabeylerini kıskanan, Leydi Whistledown’ın Cemiyet Gazetesi’nde ne kadar yakışıklı olduğuna dair yaptığı yorumlar dışında dünya üzerinde kalıcı hiçbir şey bırakamadığından şikâyet eden gözde bir bekârdır. Hayatın sıradanlığından yorgun düşmemek ve annesinin evlilik konusundaki ısrarlarından kurtulmak adına sık sık ülke dışına seyahatler yapmaktadır. Fakat bu kez Londra’ya geri döndüğünde hayatında bir şeylerin değişmiş olduğunu keşfeder - özellikle de Penelope Featherington’un! Penelope’nin de kendine sakladığı bir sırrı vardır. Colin bu sırrı öğrendiğinde bunu bir tehdit olarak mı görecektir, yoksa bu sır ne olursa olsun mutlu sonu etkilemeyecek midir? 


17.5.15

Oyun/Uygulama eleştirisi-EA Sunar-The Sims 4 ve Diğerleri





Herkese merhaba!

Tam bir milyon yıldır yeni bir oyun/uygulama eleştirisi yayımlayamadım.Hatta yazdığım kadar uzun süredir yayın da yapamadım zaten.Hem okul,hem de bir türlü fırsat bulup bir şey yazamamak yüzünden.Tüm hayatımı porsukladım anlayacağınız,çünkü yazmaya bir şey bulamıyorum.Ve aklıma gelmişken,yazdığım çıldırmış porsuğu andıran lanet yalvarma yazısına gelen milyonlarca destek ve fikir veren yorum için de herkese teşekkür ederim!!!Çok yardımcı oldunuuz!!! :/

7.5.15

Okuduk bitti-Julia Quinn-En çok beni sev


Yazarınız 1814'ün olaylarla dolu bir sezon olacağına inanıyor, özellikle de bugüne kadar evlenmeyi düşündüğüne dair hiçbir işarette bulunmayan, Londra'nın en gözde bekârı Anthony Bridgerton için.
Aslında neden evlensin ki? Söz konusu eksiksiz bir zampara gibi davranmak olduğunda, ondan daha iyisi bulunamaz…

LEYDİ WHISTLEDOWN'IN
CEMİYET GAZETESİ, NİSAN 1814


Ne var ki dedikoducu yazarımız bu defa yanılıyordu. Anthony Bridgerton sadece evlilik kararı kalmamış, bir eş adayı da seçmişti! Önündeki tek engel ise seçtiği kişinin ablası Kate Sheffield'dı kendisi Londra balolarının o güne dek gördüğü en baş belası kişiydi. Nüktedan ve entrikacı Kate, bir yandan bu izdivacı engellemek konusundaki kararlılığıyla Anthony'yi deli ederken, diğer yandan çapkın vikontun erotik rüyalarının başmisafiri oluyordu.

Genel inancın aksine Kate, zampara beylerin zamanla ıslah olup iyi birer koca olabileceklerine inanmıyordu ve Anthony Bridgerton da bu zamparaların arasında en ahlaksız olanıydı. Kate kız kardeşini korumaya kesin kararlıydı fakat kendi kalbinin korunmasızlığı yüzünden de endişe içerisindeydi. Ve Anthony'nin dudakları kendi dudaklarına değdiği anda, Kate ona karşı koyamayacağını anlayıp korkuya kapılmıştı..

Okudum bitti-Sophie Kinsella-Sır tutabilir misin?


Emma'nın diğer kızlardan hiçbir farkı yok. Yani, onun da sırları var!

Annemden sakladığım sırlar
Bekaretimi annemle babam alt katta Ben Hur izlerken, misafir yatak odasında Danny Nussbaum'a bahşettim.

Erkek arkadaşımdan sakladıklarım,
Kırk bedenim. Connor'ın sandığı gibi otuz altı değil.
Ayrıca Connor'ın gereğinden fazla yakışıklı olduğunu düşünüyorum. Kendisini hep Ken'e benzetmişimdir.

Hani şu Barbie ve Ken'deki Ken'e.

İş arkadaşlarımdan sakladıklarım 

 İş arkadaşım Artemis beni cidden sinir ettiğinde, yani hemen hemen her gün, masasındaki saksı çiçeğini portakal suyumla besliyorum. Fotokopi makinesini de bozan bendim. İşin aslı, bozulan ne varsa marifet benim!
Hiç kimseyle paylaşmayacağım sırlar…
Tanga popomu ısırıyor. CV'mdeki matematik notum gerçeği yansıtmıyor.
NATO'nun açılımını bilmiyorum. Hatta ne işe yaradığını da!



Bunlar benim sırlarımdı. Ta ki hepsini uçakta bir yabancıya yumurtlayana kadar. En azından o sırada yabancı olduğunu sanıyordum!

2.5.15

What I do?(warning-porsuk çıkabilir)


Merhaba.
Öncelikle nasılsınız?Yani kişisel bir sebeple ilgili değil,sadece nasılsınız?
İyisinizdir.Ben de iyiyim.Aslında şu anda bu soru bir az saçma oldu ama neyse.Oldu bir kere porsukluk.
Herneyse,eee,bu yazıyı yazmamda sebep ne yapacağımı bilmiyor olmam.Yani sıkıntım bu.Yani lanet problemim bu.Bu lanet saçma porsuklu yazıyı o yüzden yazıyorum.
Ne kadar oldu bilmiyorum ama bloğu açtığımdan beridir ki, bir fikir darlığı deryası içinde yüzemeyen lanet balık porsuğu gibi boğuluyorum.Gerçi balık porsuğu diye bir şey yok ama yine de.Herneyse.
Yani fikir darlığı çekiyorum.Porsukluk.Porsukluk abidesi değil mi?(Youtube'daki Brinka Kokorinka gibi 'porsuk' lafına taktım bu gün. :) )
Yani dünyada her şeyin işi var değil mi?Blog açanlar okuyanların 'ilgilendiği' konular hakkında yazarlar.Doktorlar hasta insanları iğleştirir.Öğretmenler çocuklara,insanlara öğretirler.İtfaiyeciler ise...Ahh,herneyse. :)
 Tam bir porsuk zamanı boyunca ne yapacağım hakkında düşündüm.Blog paylaştığım şeyler size de biraz sıkıcı gelmiyor mu?Kitabım,tek tük bulduğum bazı konular,belki de çoğunuzun ilgisini çekmeyen kitap tanıtımları,başlığı bile okunmayacak kadar sıkıcı yazılar...Biraz daha dinamik olmaya çalıştıkça yerimde sayıyormuşum gibi hissediyorum. :/
Bana yardım edin,porsuk arkadaşlarım.Benim gibi tatlı bir porsuk olduğunuzu bildiğim için sizden yardim istiyorum.Yani porsuk tatlı,güzel bir hayvandır,değil mi?Tüylü ve şirindir,öyle değil mi?Tüylü ve şirin.
Herneyse.Bir tür porsuk sendromu yaşıyorum,kafaya takmayın.
Şimdi bana yorumlarınızda lütfen hangi konularla sizin ilginizi çekeceğimi söyleyin.Please,porsuks. :) :/
 Şimdi herhalde başlığı okuduğunuz anda 'bu kız iyice aklını kaçırmış!' anını yaşıyorsunuzdur.Ya da ne kadar saçma bir yazı olduğu hakkında fikir yürütüyorsunuzdur.Herhalde 10 porsuğun bir odada toplantı yapıp konuşması ve odaya bir ayının girmesi kadar heyecan verici olacak.Ya da o kadar saçma ve sıkıcı.
Herneyse,bu yazının sebebi size yeni bir şeyler yazmak ya da gülünç olsun diye değil.Gerçekten ne yazacağımı bilemiyorum.Yaptığım etkinlikler:okuduğum kitapları yazmak,izlediğim filmleri yazmak,oynadığım oyunları ve denediğim uygulamaları eleştirmek(ki bunu bir porsuklu süredir yapmıyorum :) ),yeni bulduğum kitaplar hakkında bir şeyler karalayıp her kitabı okumanızı tavsiye etmek,bulduğum bazı konular hakkında yazmak,ilgi çekici konuları arkeolog gibi arayıp bulmaya çalışıp sonra bloğa yazdığımda hiç de iyi bir iş çıkarmadığımı anlamak ve bitmiş seri ilk kitabım hakkında sürekli belki de hiç okumadığınız bölümleri eklemek ve gelmeyen yorumlar için bir umut ışığı olarak gördüğüm 'yorum yazmayı unutmayın.' lanet porsuklu yalvarmasını yazmak ve s. diğer saçma ve boşuna çabalar.Tüm bunları yapıyorum ama kimse,aranızdan hiç kimse(ki bu bloğu bir kaç dakika da olsun zaman ayırıp okuyan bir tane olsun iyi,profesyonel blogger vardır) bana neyi yanlış yaptığımı,neyin beğenmediğini ve neyi değiştirip düzeltmem gerektiğini söylemiyor.Lütfen porsuklar.Lütfen.
Bana İnşallah geleceklerine inandığım(zayıf da olsa bir umut,), yorumlarınızda neyi yanlış yaptığımı ve neyi düzeltmem gerektiğini yazın.Hangi etkinlikleri yapmam gerektiğini,kitabımın bölümlerinin yayımlamaya devam etmenin nasıl bir fikir olacağını,bloğun sıkıcı olduğunu düşünüp düşünmediğinizi,bloğunumu ne kadar sevdiğinizi,nasıl değişiklikler etmem gerektiğini ve hatta bloğumu silmem gerekiyorsa onu da yazın.Lütfen her konuda,uygunsuz olmayan bir dille bana düşündüklerinizi anlatın.Buna ihtiyacım var. :(



Logo Design by FlamingText.com


Şimşek Kız'ın güncesi-13. bölüm- (Geri dönmek?)


13. bölümü biraz beklettiğimin farkındayım ama bilgisayar tamirdeydi ve gerçekten hiç bir şey paylaşamamıştım..Her neyse,geri döndüm.Fikirlerinizi,yorumlarınızı unutmayın. :)

23.4.15

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı 2015

 Bu gün Atatürk'ten çocuklara bir hediye!Tüm türklerin 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlu olsun!Bu gün bütün çocukların bayramı,ister türklerin,ister başka milletlerin çocuklarının bayramı.Ve ben çok mutluyum,gerçi her 23 Nisan mutlu olurum ama yine de çok mutluyum işte.Herneyse bu konuyu burada keseyim yoksa hiç güzel bir yere doğru gitmeyecek. :)

Herneyse işte,bu gün çok güzel bir gün.Şu anda önümde,televizyonda TRT1 açık.Antalya'daki 23 Nisan Şenliği Özel galası'nı izliyoruz.Annem de bizden geri kalmıyor,sandalyede oturmuş çayını yudumlayarak bir biri ardına devam eden dünya kültür ve danslarını seyrediyor.Arada gülümsüyor.Bilindik şeyler.Annem her 23 Nisan şenliğini izler.Hoşuna gittiğini söylüyor.Gerçi kimin hoşuna gitmez ki, 23 Nisan şenliği,değil mi ama?Özellikle de TRT1 yayını olduğunda. :) :) :)

Söyleyecek çok şey var ama,Mustafa Kemal Atatürk hepsini söylemiş zaten,ben ne söyleyeyim artık?İyisi mi ben hepinizin 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı kutlayayım ve hepinize içinizdeki çocuğu asla kaybetmemenizi,her zaman onu dinlemenizi tavsiye ederek yayını burada bitireyim.Tabi 23 Nisan hakkında daha fazlasını öğrenmek isteyenler için link bırakmayı da unutmayayım.Buradan okuya bilirsiniz.Mutlu Bayramlar! :)
Logo Design by FlamingText.com

19.4.15

Okuduk bitti-Julia Quinn-Yüreğe söz geçmiyor


Kadere inanır mısınız? Peki ya kader bir gün yolunuzu aşkla keserse...

Tutkuyu ilişkilerinizde hissederken aşktan korkup her şeyden vazgeçmek zorunda kalırsınız... Bazen imkansızlıklar geçicidir, bazen ise imkansızlıklar hayallerle kesişir...

Julia Quinn New York Times'in "Çok Satanlar" listesine giren romanıyla okuyucularıyla buluşuyor. Quinn'in etkileyici üslubu karşısında duygulanacak, gerçek aşkın varlığına inanmaya başlayacaksınız. Bir yandan da gülümsemenizi sağlayacak bu içli aşk romanının her sayfasında kendinizden bir parça bulacaksınız...


(Tanıtım bülteninden)

Okuduğum bloglar