19.5.18

Okudum Bitti - Hermann Hesse - Çarklar Arasında


Hermann Hesse Çarklar Arasında ile ilgili görsel sonucu

Merhaba dünya ben Menolly!

Oldum olası eğitim sistemini eleştiren yapımlara bayılmışımdır.Bu belki de aynı zamanda benim de bir öğrenci olduğumdan kaynaklanıyor olabilir.Eğitim sistemi ister burada olsun,ister çok çok gelişmiş başka bir ülkede,aynı şekilde işliyor ve çoğu yerde yalnışlar yapıyor,bana göre.

Hermann Hesse de bu kitabında eğitim sistemini eleştiriyor:


Hermann Hesse'nin kendi yaşamöyküsüyle de paralellikler taşıyan "Çarklar Arasında"nın kahramanı Hans Giebenrath, Almanya'nın küçük bir kasabasında yaşamaktadır. İçedönük ama çok yetenekli bir genç olan Hans, devletin açtığı yatılı okul sınavına kasabadan gösterilebilecek tek adaydır. Snavda başarılı olmasının ardından Hans'ı sıkı çalışma günleri bekler. Tek hedefi, başarılı olmak, küçük düşmemek, ailesini ve çevresindekileri hayal kırıklığına uğratmamaktır. Oysa okulda tanıştığı Hermann, yaşamını ders çalışma üzerine kurmayan birisidir; Hans'ın bütün planlarını, yaşam felsefesini değiştirir. Yirminci yüzyılın en önemli yazarlarından, 'Nobel Edebiyat Ödülü' sahibi Hermann Hesse'nin, yaşadığı yüzyılın ilk yarısında geçerli eğitim sistemini eleştirdiği "Çarklar Arasında", insanın, doğanın yarattığı haliyle hiçbir düzenin hüküm sürmediği bir cangıla benzediği düşüncesinden yola çıkıyor, okullarda verilen eğitimin gençleri toplumun yararlı bir üyesi yapma ve bireye hiçbir özgürlük alanı tanımama çabasını eleştirirken doğal insanın belli sınırlar içinde zorla tutulmaya çalışmasına karşı çıkıyor. Hesse'nin insancıl ve barışsever felsefesi, tüm yapıtlarında olduğu gibi "Çarklar Arasında"da ön sırada yer alıyor.

Aslında çok sakin ve yavaş başlasa da,bir çırpıda biten ve sonuyla beni hayrette bırakan bir kitap oldu.Kitabın biraz kısa olmasının yanı sıra aynı zamanda Hesse'nin diğer kitaplarından biraz daha basit bir anlatım içeriyordu.Ama,nasıl olduğu farketmez,her Hesse kitabı gibi sonunda beni tatlı bir aydınlanmışlık ve haz hissiyle baş başa bıraktı.

Kitabın ana karakteri Hans Giebenrath,yer yer çok üzüldüğüm,yer yer kızdığım,yer yer ise kendime oldukça benzettiğim bir karakterdi.Hans'ın başından geçenler sizce de sınav ve okul stresi altında kalan öğrencilerin yaşadıklarını hatırlatmıyor mu?

Kitabın bir diğer karakteri olan Hermann Heilner ise yazarın kendisine benziyor biraz.Hesse'nin diğer kitaplarındaki gibi bir yolgösterici gibi Hans'ın yanında,fakat diğer kitaplardan biraz farkı olduğunu görüyoruz.
Spoiler
Ben Hermann karakterini çok beğenmiştim ilk başta,ama kitabın sonuna kadar Hans'ın yanında kalmasını isterdim.Beklediğim gibi olmadı.
Spoiler bitti
Kitabın sonu hiç beklemediğim gibi gerçekleşti,daha önce bu yazarın kitaplarında hiç böyle bir sonla karşılaşmamıştım.Ama bir yandan mantıklı buldum.Biraz kısa gelse de,savunduğu konuyu güzelce anlatmış yine yazar,yine onun kaleminin izlerini gördüm bu kitapta,onun anlatımının güzelliği bir kez daha gülümseyerek okuttu.
Bence herkesin,özellikle de öğrenci ve velilerin okuması gereken bir kitap.
Başlamadan da çok sevdiğim,başladıktan sonra da durmadan dinlediğim Radwimps - Mountain Top şarkısı ile bitirdim kitabı.Konu ile çok bağdaştırdığım bir şarkı oldu,dinlemenizi tavsiye ediyorum.

Eğer daha önce bu yazarı okumadıysanız,başlangıç için bu kitap da güzel olabilir.Hem çok uzun değil,hem de dili daha akıcı.
Okuyun!

Hadi o zaman alıntılarla yazıyı bitirelim.

~~~~~~~~~~~ "O anda öğrenci Hans'ın kalbi acı ve utançla çarpmaya başladı.Buz tutmuş yerde sendeleyerek yürürken,soğuktan morarmış yanaklarından damla damla gözyaşlarının yuvarlanmasına karşı koyamadı.Bir türlü unutulmayacak,hiçbir pişmanlığın silip atamayacağı sular ve günahlar olduğunu anladı birden;sanki terzi babanın küçük oğlu Hindinger değil de dostu Heilner yerden belli bir yükseklikte taşınan sedyenin üzerinde yatıyor,kendisine karşı gösterilen vefasızlıktan duyduğu üzüntüyü ve öfkeyi kendisiyle çok uzaklara,bir başka dünyaya taşıyordu;öyle bir dünya ki,bu dünyada sınavlara,notlara,sınavlarda elde edilen başarılara değil,insanın vicdanınının temizliğine önem beriliyordu yalnızca."

~~~~~~~

"Alaylı alaylı konuşmasını sürdürerek: "Örneğin,sanki Odysseia bir yemek kitabıymış gibi okuyoruz Homeros'u," diye ekledi Heilner. "Koca bir derste topu topu iki dize;ardından gevş geririr gibi kelime kelime tekrarlıyoruz bunları,inceliyor irdeliyoruz,sonunda tiksinti geliyor insana,kusacak gibi oluyor.Ders bitince de her zaman şu sözleri işitiyorsun: "Görüyorsunuz,şair nasıl bir incelikle kullanmış" ya da "işte yine sanatsal yaratma eylemindeki gize bir göz atmış bulunuyorsunuz." Edatlara,takılara ve geniş zaman kipine bir garnitür gibi değiniliyor yalnızca,bunların seline kapılıp boğulmaktan kaçınılıyor adeta.Homeros,böyle okunacağına hiç okunmasın daha iyi.Hem bu eski Yunanca şeylerden bize ne ki?Aramızdan biri çıkıp da bir Yunanlı gibi yaşayayım dese,okuldan hemen kapı dışarı edilir.Oysa kaldığımız odanın ismi Hellas.İnsanla alay etmek değil de nedir bu!Odamıza ne diye 'kağıt sepeti' denmemiş ya da 'köle kafesi',olmadı 'silindir şapka'? Bütün bu klasik isimlerin hepsi dalavere." "
~~~~~~~~~~ "Güzelim bir ağaçtaki yapraklar gibi hani; nasıl yapraklardan kimi dökülür, kimi yeşerip yerini alır dökülenin, insanlar da öyledir; kimileri ölür, kimileri doğar, yerini alır ölenlerin..."
~~~~~~ "... Dâhi öğrencilerle öğretmenler arasında oldum olası bir uçurum vardır, okullarda boy gösterecek böyle kişilere öğretmenler baş belası gözüyle bakarlar. Onlar için dâhi öğrenciler öğretmenlerine saygı duymayan, on dördünde sigaraya başlayan, on beşinde âşık olan, on altısında meyhanede kafayı çeken, yasak kitaplar okuyan, küstahça kompozisyonlar kaleme alan, bazen öğretmenleri alaylı bakışlarla süzen, not defterlerine haklarında ele başı, ağır tecrit cezası adayı gibi notlar düşülen kötü kişilerdir."

~~~~~~~~

"Pes etmeyeceksin, yoksa çarklar arasında ezilip gidersin."
~~~~~~~~
"NEDEN?
Neden o alabildiğine duyarlı ve nazik çocukluk yıllarında durmaksızın her gece geç vakitlere kadar ders çalışmak zorunda bırakılmıştı Hans?Neden tavşanları elinden çekilip alınmıştı ?Neden Latince okulundaki arkadaşlarına bile bile yabancilastirilmis,oltayla balık tutması ve gezip tozması yasaklanarak insanı yiyip bitiren kepaze bir açgözlülük ideal olarak kendisine benimsetilmek istenmişti?"
~~~~~~~~~~~~
"Sınıfında bir dâhi görmektense birkaç eşek görmek daha çok memnun eder bir öğretmeni. Aslında bu tutumunda haksız da sayılmaz, ne de olsa görevi olağandışı ve acayip kişileri değil, iyi Latince ve Matematik bilen dürüst ve efendi bir orta sınıf insanını yetiştirmektir."

Büyüleyici bir kitap.
Başka yazılarda görüşmek üzere!
Jaa ne minna! ^_^
Logo Design by FlamingText.com

2 yorum:

  1. ay ben de okuyup yazmıştım yakınlarda :) hansa yazık oldu yaaa :)

    YanıtlaSil

Okuduğum bloglar