29.8.17

Okudum Bitti - Hermann Hesse - Bozkırkurdu


Hermann Hesse bozkırkurdu ile ilgili görsel sonucu

Selam dünya ben Menolly!

Bu yazımı Hermann Hesse'ye ayırmıştım,bu yaz onun kitaplarını okumaya kararlıydım.Ve kendisinin en çok bilinen üç romanını bitirdim.Bir kaç gün önce bitirdiğim Bozkırkurdu ile birlikte 3 oldu ama ben devam edip hepsini bitirmek istiyorum,yani durmayacağım.


Hermann Hesse,Demian'ı bitirdiğimden beri favorim yazarım olur.Şimdiye kadar,Harry Potter serisini ablamla birlikte çocuk mutluluğuyla(ki zaten o zamanlar çok küçüktüm) bitirdiğimizden beri,beni bu kadar derinden etkileyen bir yazarla tanışmamıştım.Her kitabının bende farklı hisler,farklı duygular ve farklı düşünceler bıraktığını ve her biri hakkında günlerce konuşabileceğimi de eklemeden geçemem.

Hermann Hesse,yani bu alman yazar şimdiye kadar gördüğüm en müthiş kitapları yazıyor olabilir.Elbette, belki de ben şimdiye kadar gerçekten derinden etkileyen kitaplar okumayı başaramamış bir insan olabilirim;yaşım ve henüz olgunlaşmamış aklım dolayısıyla.
Her kitabıyla beni hayran bırakan bu inanılmaz yazarın bu kitabından da yine hayranlıkla bahsedeceğim.

Sanırım,Hermann Hesse'nin kitaplarını bitirdikten,o son sayfadaki son büyülü cümleyi de beyin süzgecimden geçirip anladıktan sonraki o inanılmaz aydınlanmışlık,büyülenmişlik ve haz duygusu asla değişmeyecek.Demian'ı bitirdikten sonraki garip duygularım,Siddhartha'yı bitirdikten sonraki farklı duygularım ve Bozkırkurdu'nu bitirdikten sonraki değişik duygularım hem bir birlerinden alabildiğine farklı hem de bir birlerine alabildiğine benziyor.

Daha fazla gevezelik etmeden kitabın konusunu sizlere aktaracağım:
yok ben Hermann Hesse yazılarını yazarken adeta bir şaire dönüşüyorum durduramıyorum kendimi :D

"Bozkırkurdu'nun, deneysel cesaret anlamında Ulysses'ten aşağı kalmayan bir yapıt olduğunu söylemeye gerek var mı? Bozkırkurdu, okumanın ne demek olduğunu uzun zamandır ilk kez hatırlattı bana."
-Thomas Mann-

"Harry kendi içinde bir 'insan' bulur, düşüncelerden, duygulardan, uygarlıktan, dizginlenmiş ve yüceltilmiş doğadan kurulup çatılmış bir dünyadır bu; ayrıca, bir 'kurt' bulur içinde, içgüdülerden, vahşilikten, acımasızlıktan, yüceltilmemiş, yontulmamış doğadan bir dünya bulur. Varlığının böyle açık seçik ikiye ayrılmasına, birbirine düşman iki yarıma bölünmesine karşın, yine de kurt ile insanın bazı mutlu anlarda birbiriyle kardeş kardeş geçindiğini görür."


Uçarı bir "yaşam" insanı olmaya kalkışan katıksız bir "düşün" insanının, bu ikilemin gelgitleriyle oradan oraya savrulan yalnız bir ruhun, Bozkırkurdu'nun hikayesi. Aydın geçinenlerin, bildikleriyle büyüklenenlerin, bilmediklerini küçümseyenlerin, bunu yaparken -bilinçli ya da bilinçsiz- yaşamı kaçıranların yüzüne inen bir tokat.

Ben,yine bu kitabı yorumlayacak yetkide ve yetenekte hissetmiyorum kendimi...


Hermann Hesse sözleri ile ilgili görsel sonucu

Bozkırkurdu'da bahsedilen Harry,Hesse'nin daha önce okuduğum iki romanından da çok farklı bir karaktere,çok farklı,çok çok farklı bir hisse sahip.Demian'daki Sinclair kendi yazgısını,kendi kaderini bulmaya uğraşıyor,Siddhartha mükemmelliği bulmaya çalışıyordu,ama bu kitaptaki Harry'nin ise bu iki karakterden hiçbiriyle alakası yok,Harry'nin hayatta yapacak uğraşı kalmamıştı ve inatla kendinden kaçmaya çalışıyordu.Hayattan kaçmaya çalışıyordu.

Her iki romandan da farklı çünkü,benim için çünkü her gece heyecanla yatağımda uzanıp büyük bir zevkle okuduğum Hesse romanı bu.Demian,genelde dışarıda,açık havada okumayı sevdiğim ve oradan aklımda kalan Hesse kitabıydı,Siddhartha ise tamamen kendimi vererek bir köşeye saklanıp kendimi ona bıraktığım romandı.Ama Bozkırkurdu ise okuduğumda rahatlatan bir gece kitabı gibi.Onu okuduktan sonra biraz müzik dinleyip uyuyordum.
Çok daha çabuk bitirebilirdim,ama herzamanki gibi uzadı.
Bitirdikten sonra,tıpkı Siddhartha gibi yüzümde aptalca,saçma sapan koca bir gülümseme bıraktı Harry.O anki duygularımı kimse anlayamaz,zaten bu yazarı okuyan ve bu yazara hayran kalan birinin duygularını başka bir Hesse okurundan başka biri de anlayamaz.İnanılmaz hissettiriyor bu yazar.

Hadi o zaman alıntılarla edebiyat yapalım :D

Hermann Hesse sözleri ile ilgili görsel sonucu


Hayır,Bozkırkurdu'nun bakışı çağımızın,çağımızdaki bütün o yapmacık işgüzarlıkların,bencil,açgözlü çabaların,kendini beğenmiş,sığ entelektüelliğin yüzeysel oyununun içine sızıyordu...Ah,ne yazık ki bu bakış daha derinlere iniyor,çağımızın,ussallığımızın,uygarlığımızın kusurları ve umarsızlıklarından çok daha ilerilere uzanıyor,tüm insanlığın can evine gidip dayanıyordu.Bir düşünürün,belki bilge bir kişinin insan yaşamının vakar ve anlamından duyduğu kuşkuyu usta bir dille tek bir saniyede açığa vurmaktaydı.Bu bakış diyordu ki:"Görün işte,böyle soytarı kişileriz biz!Görün işte,böyledir insan!" Ve tüm şan ve şöhretler,tüm akıllılıklar,tüm ussul kazanımlar,insanlığın yücelik,büyüklük ve kalıcılığına yönelik tüm atılımlar yıkılıp gidiyor,maskaraca bir oyuna dönüşüyordu.
 Hermann Hesse,Bozkırkurdu,sayfa 11.
Bozkırkurdu'nun ilk yarısında,Hermine'e kadarki yarısında,Harry'nin gerçekten de hayattan vazgeçmiş,yaşamaktan bıkmış ve yaşamak için bir sebebi olmayan biri olarak görüyoruz.Artık yapacak hiç bir şeyi kalmamış, her an yakasını bu bıktığı ve artık ona zevk vermeyen dünyadan kurtarmak için intihara kalkışmaya hazırdı,ki bazen de o kadar umutsuz düşüyordu ki, bu intihar düşüncesini gerçeğe dönüştürmesine ramak kalıyordu,ta ki Hermine ile tanışana kadar.Hermine ve arkadaşı Pablo, onun bu kendi başına,bu yalnız ve bu yaşamın hazlarından,zevklerinden uzak ve güldürmeyi beceremeyen hayatından kurtaran kurtarıcıları olmuşlardı.

hermann hesse steppenwolf fanart ile ilgili görsel sonucu


"Bu da güzel,çok güzel,"dedi. "Dinleyin şu cümleyi:'Gerçekte çekilen acılardan gurur duymak gerekir,her acı bize yüksek bir aşamada bulunduğumuzu anımsatır.' Ne ilginç,değil mi!Nietzche'den seksen yıl önce söylenmiş!Ama benim size göstereceğim cümle bu değil,bekleyin bir dakika - işte buldum.Okuyorum:'İnsanların büyük çoğunluğu yüzmeyi öğrenmeden yüzmek istemez.' Ne anlamlı bir söz,değil mi?Yüzmek istememeleri doğal,çünkü karada yaşamak için yaratılmışlar,suda değil.Ve düşünmek istememeleri de doğal,çünkü yaşamak için yaratılmışlar,düşünmek için değil!Evet,kim düşünürse,kim düşünmeyi kendisi için temel uğraş yaparsa,bunda ileri bir noktaya ulaşabilir;ne var ki,karayla suyu değiş tokuş etmiştir böyle biri ve bir gün gelir suda boğulur."
Hermann Hesse,Bozkırkurdu,sayfa 17.

İşte kitapta en sevdiğim alıntı,gün gelir suda boğulur...Gerçeklik payı da var bu sözlerde,bazen o kadar düşüncelerimize dalıyoruz,o kadar kendi içimize dönüyoruz ki, düşüncelerimizde boğulma tehlikesi ile karşı karşıya kalıyoruz.Belki de insanlar sırf bu yüzden çok düşünmüyor.Kendi iç dünyamıza çok gömülürsek düşüncelerimiz bizi boğar mı?

Harry kendi içinde bir "insan" bulur, düşüncelerden duygulardan, uygarlıktan, dizginlenmiş ve yüceltilmiş doğadan kurulup çatılmış bir dünyadır bu; ayrıca, bir "kurt" bulur içinde, içgüdülerden, vahşilikten, acımasızlıktan, yüceltilmemiş, yontulmamış doğadan bir dünya bulur.
Hermann Hesse,Bozkırkurdu,sayfa 53-54.

hermann hesse steppenwolf fanart ile ilgili görsel sonucu


Her birimiz eğer,vahşi,yaşadığımız dünyaya ayak uyduramayan,diğer insanlar gibi olmayan,tamamen yabani yanlarımıza farklı bir kişiliğin,bir hayvanın adını koysak,bu ne olurdu?Benimki kartal olurdu,muhtemelen.Gözü yükseklerde,göklerde uçan,sırf özgürlük arayan ama diğer bir kişilik,Aysel yüzünden bir türlü özgürlüğe kavuşamayan.Kartal,her zaman bastırılmış duyguların,hep saklamaya çalışılan kalbin,ben'in derinliklerindeki hislerin cisim bulmuş halidir,ama bir türlü tam anlamıyla kendini gösteremez.
Ama belki de durun,bir tane değildir içimizdeki farklı kişiliklerin sayı.Bilimin şu an şizofreni,çoklu kişilik bozukluğu adını verdiği şey belki de herkeste vardır.Neden içimizdeki bütün farklı hisleri ve duyguları tek bir kişiliğin üzerine yıkmaya çalışıyoruz ki?Pekala her bir insanın içinde bir Mozart,bir Goethe ve bir Yiruma varlığını sürdürebilir,ve belki de bu bir birinden çok farklı üç insan aynı insan içinde varlığını sürdürüyordur.Neden her bir insanın içinden birden fazla farklı ruh olmasındı ki?

Ben nasıl şimdi giyiniyor, evden çıkıp profesörü ziyaret ediyor, onunla az çok yapmacık nazik sözlerle konuşuyor ve bütün bunları doğrusu gönülsüz yapıyorsam, insanların çoğu da her Allah'ın günü, her saat kendilerini zorlayarak, bir gönülsüzlükle böyle davranıyor, böyle yaşıyor, onu bunu ziyaret ediyor, onunla bununla söyleşiyor, dairelerinde, bürolarında oturup mesai saatinin bitmesini bekliyordu; hepsi de zoraki, otomatik olarak, gönülsüz görülen işlerdi, makineler tarafından da pekâlâ yapılabilecek ya da yapılmadan kalabilecek işler.
Hermann Hesse,Bozkırkurdu,sayfa 71.


hermann hesse steppenwolf fanart ile ilgili görsel sonucu

Bu dizeleri okurken aklımdan geçmedi değil,ne zaman bu kadar otomatik,bu kadar basit,bu kadar sıkıcı oldu ki hayatımız?Bu kadar bilmiyoruz demek ki hayattan zevk almayı.Her gün önceden kararlaştırılmış ve monotonlaşmış işleri yapıyor,hiç bir şekilde değişikliğe gitmiyoruz.Yaşımız kaç olursa olsun,kadın ya da erkek farketmez,kim olursak olalım hepimizin yapması gereken şeyler var,hepimizin kalıplaşmış yaşam kuralları,hepimizin önceden kararlaştırılmış bir yaşamı var.Koyun gibi aynı hayatı yaşıyoruz,sevsek,istesek ya da sevmesek,istemesek de.

"Çokluk üzgün bir görünümleri vardır hayvanların," diyerek konuşmasını sürdürdü. Hermine. 
"Bir insan pek üzgünse, dişi ağrıdığı ya da para kaybettiği için değil, her şeyin gerçekte nasıl, yaşamın nasıl bir şey olduğunu hissettiği için üzgünse, gerçekten üzgün demektir, işte o vakit biraz hayvana benzer, o zaman üzgün görünür, ama her zamankinden daha gerçek ve güzeldir bu üzüntü. Öyleydi işte; senin de Bozkırkurdu, ilk gördüğümde böyle bir halin vardı."
Hermann Hesse,Bozkırkurdu,sayfa 102.

O zaman hadi son alıntıya geçelim ve yavaş yavaş bitirelim.

"Elinizdeki tüfeklerin de mi?"
"Zaman kalırsa onlara da sıra gelecek.Belki yarın belki de öbür gün hepimizin defteri dürülmüş olacak.Siz de biliyorsunuz ki, yeryüzündeki nüfus aşırı derecede fazla.Eh,şimdi dünyanın biraz hava almasına çalışacağız." 

Bu son alıntı bana,şimdiki büyük savaşların da dünyanın biraz nefes alması için yapıldığını düşündürtüyor.Gerçekten de gezegenimizin nefes almasına izin vermediğimiz kanaatindeyim.En başından beri bizim evimiz olan gezegenimizi koruyamıyoruz.


hermann hesse fanart ile ilgili görsel sonucu

Sanırım şimdiye kadar okuduğum ve tanıdığım Hesse karakterleri arasında,Harry bana en çok benzeyendi.Her ne kadar Sinclair,Demian ve Siddhartha'yı da çok çok sevsem de,Harry'nin yeri benim için ayrı olacak.
Kesinlikle yine ölmeden okumanız gereken bir Hesse başyapıtıydı.Size şiddetle tavsiye ediyorum,okuyun ve tanıdıklarınıza okutun.
Kitaptaki hayat hakkında gerek Pablo'nun,gerek Hermine'in,gerek Harry'nin düşüncelerinde ne kadar yanılmamış olduğunu göreceksiniz.
Bana göre,Hermann Hesse kitapları,bundan bin yıl,iki bin yıl,ne kadar zaman geçerse geçsin doğruları gösteren,hayatın gerçeklerini açığa çıkaran kitaplar olacaklar ve hayata başka bir yönden bakmamızı sağlayacaklar.
Ve nolursa olsun,yaşamdan zevk almayı,gülümsemeyi ve umudunuzu asla kaybetmemeyi unutmayalım!

Başka yazılarda görüşmek üzere!
Jaa ne minna! ^_^
Logo Design by FlamingText.com

10 yorum:

  1. Hiç duymadığım bir yazardı, merak ettirdin! ^_^ Bu kitabı listeye ekleyeceğim. :) Emeğine sağlık! ^_^

    YanıtlaSil
  2. Siddhartha'yı çok beğenmiştim ama bu kitabını okumadım. Notumu alayım. Emeğinize sağlık:)

    YanıtlaSil
  3. Okumak istediğim yazarlar arasında fakat vakit bulupta kitaplarını alamadım. Yazını okuyunca bir gaza geldim :)

    YanıtlaSil
  4. heey bozkırkurdu en meşhur kitabı yaa. ama sidarta ve demiandan daha ağır bir kitap, bir de boncuk oyunu zor ama güzel. devam et hesse e işte benim de en sevdiğiim :) ayyy sizin potter günleriniz ne tatlıydıııı ve o seslendirmeleeer :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Seslendirmeler inşallah devam edecek ablamdan,ama kendisi iş yüzünden pek blog yazamıyor,heves kalmadı gıcıkta :/ Şu an Narziss ve Goldmund'u okuyorum,inşallah onu da okuyacağım :)

      Sil
  5. Selam Menolly!!

    Şimdiye kadar okuduğum en güzel kitap eleştirilerinden biriydi sanırım. Eline sağlık!~ kitabı bulduğum gibi okumak istiyorum...

    Bu arada ne çok ortak noktamız varmış, ben de WHOVIANIM, ARMYİM, Hidden'ım, Blackpink veee ONE OK ROCK dinlerim...! Twitter'da da takip ettim bak, kıps kıps ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoşgeldin,ah her gün bana benzeyen başkalarını buluyorum.
      Teşekkürler,umarım seninle daha fazla konuşma imkanı buluruz,kıps kıps :D

      Sil

Okuduğum bloglar