26.7.18

Kitap - Sabahattin Ali - İçimizdeki Şeytan


içimizdeki şeytan ile ilgili görsel sonucu


Selam dünya ben Menolly!

Yine Barış Özcan sayesinde okuduğum kitaplardan bir tanesi.Aslında zaten uzun zamandşr Sabahattin Ali okumak istiyordum ama bir türlü fırsat olmuyordu.Ve sonunda Barış Özcan'ın oku serisinde bu kitaba rastlayınca ve konusunu da çok beğenince,okumaya karar verdim.
Zaten Kürk Mantolu Madonna'nın kahveli fotoğraflarından ve herkesin onu fotoğraf çektirmek için almasından o kadar bıkmıştım ki, onu okumak istemiyordum.Bir diğer sebep ise ablamın okumuş olması ve bana da anlatmış olmasıydı...Böylece İçimizdeki Şeytan ile tanıştım ve okumaya karar verdim.
(not 1: Eğer hala Barış Özcanı tanımıyorsanız verdiğim linke gidebilirsiniz)
(not 2: şu an bu yazıyı neden Vixx dinleyerek yazdığım hakkında hiç bir fikrim yok :D)

Barış Özcan hakkında daha fazlası ve kanalı için

konusu:
"İsteyip istemedeğimi doğru dürüst bilmediğim, fakat neticede aleyhime çıkarsa istemediğimi iddia ettiğim bu nevi söz ve fiillerimin daimi bir mesulünü bulmuştum: Buna içimdeki şeytan diyordum, müdafaasını üzerime almaktan korktuğum bütün hareketlerimi ona yüklüyor ve kendi suratıma tüküreceğim yerde, haksızlığa, tesadüfün cilvesine uğramış bir mazlum gibi nefsimi şefkat ve ihtimama layık görüyordum. Halbuki ne şeytanı azizim, ne şeytanı? Bu bizim gururumuzun, salaklığımızın uydurması.. " 
Bu romanında, toplumsal gündemin kişilikler üzerindeki baskısını ve güçsüz insanın "kapana kısılmışlığını" gösteriyor Sabahattin Ali. Aydın geçinenlerin karanlığına, "insanın içindeki şeytan"a keskin bir bakış.

Bu kitap beni darmadağın etti.
Hani böyle çok sakin başladı,sonra birden bire öylesine değişti ki, odak noktam tamamen dağılır gibi oldu.Ayak uydurmakta bir süre zorlandım,öyle ki, ortalarında 'biz buraya nasıl geldik' şeklinde tepkiler veriyordum.Beni başarıyla ters köşeye oturtmayı başardı.

Diğer yandan dili çok akıcıydı ve kendini okutuyordu,ilk başta uzun gelse de zevkle bitirdim.
Şüphesiz ki, içimizde 'şeytanlar' olduğunu çok kez düşünmüşüzdür.Benliğimizin kötü bir yansıması,kötülüklerimizin sebebi ya da gizli zevklerimiz diye adlandırdığımız da olmuştur.Benim de içimde böyle bir şeytan var,bu şeytan bana geceden planladığım hiçbir şeyi sabah olduğunda yapmama izin vermiyor.Spor yapmamamı istiyor,ya da genelde bloga girip yazı yazmak için çok yorgun oluyor.Bazen de günlük rusça tekrarı yapmamama engel oluyor.Bazen sadece yerimde uzanıp müzik dinlememe neden oluyor.
Ya da daha kötü şeyler yaptırıyor.Fakat bence hepimiz içimizdeki şeytan dediğimiz şeye,yani daha doğrusu tembelliğimiz,iradesizliğimiz,cahilliğimiz ve nefsimize bir dur demeyi bilmeliyiz.Çünkü eğer ona karşı çıkamazsak,hayatımızı onun eline bırakırsak,kitaptaki Ömer karakteri gibi bir hal alabiliriz.

Ömer yer yer beni güldürdü,düşündürdü ve bir çok bölümde de kendinden nefret ettirdi.Ama yine de kitabın sonunda karakteri anladım ve ona hak verdim.
İradesizlikten hiç hoşlanmam,bende de bazen açığa çıkan kötü bir yan,ama ona karşı savaşmaya çalışıyorum.Bence eğer irademiz olmazsa,bu hayatta hiç bir şey başaramayız,yaşamımız anlamsızlaşır.Herşeyi kaderin,tesadüflerin eline bırakmak doğru değil.Elbette,eğer bir şeyin olacağı varsa olur ve bazen biz ne kadar istesek de bazı şeyler bizim için hayırlı değildir,o yüzden olmaz ama yine de tamamen irademizi elden bırakmamız doğru değil diye düşünüyorum.

Macide karakterini kendime çok benzettim.Hatta onunki gibi bir duruma düşersem ne yapardım diye de düşündüğüm oldu.Bence onun kadar cesur olamazdım...

Bana çok şey katan bir kitap olduğunu düşünüyorum.Bence herkes okumalı,herkesin kendinden bir şeyler bulabileceğini düşündüğüm bir kitap.Vakit kaybetmeden gidin ve okuyun.
Sabahattin Ali'nin başka kitaplarını da okumak istiyorum.

Kitabı LP - Magic ve BTS - Young Forever ile okudum.Magic bana Ömer ve Macidenin aşkını,Young Forever ise onların genç yaşlarındaki zor ve karmaşık hayatlarını hatırlatıyor.
Buyrun alıntılarla bitirelim:

~~~~
"İçimizde şeytan yok...İçimizde aciz var...Tembellik var...İradesizlik,bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey: Hakikatleri görmekten kaçmak itiyadı var..."
~~~~

Demek hayat böyle iki adım ilerisi bile görülmeyen sisli ve yalpalı bir denizdi.Tesadüflerin oyuncağı olacak olduktan sonra ne diye bir irademiz vardı?Kullanamadıktan sonra göğsümüzü dolduran hisler ve kafamızda kımıldayan düşünceler neye yarardı?Yaşayışımıza ve etrafımıza şekil vermek arzusuyla dünyaya gelmekten ise hayatın ve mühitin verdiği şekli kolayca alacak kadar boş ve yumşak olmak daha rahat,daha makul değil miydi?
~~~~~~~

 "Her şeyi düzeltebilirim,onu da,kendimi de kurtarabilirim.Neden olmasın?Ben hayata bağlanmak için ona muhtacım,o idare edilmek için bana muhtaç...Ben onu görmeden evvel hayatın manasını bilmiyordum,bulamamıştım.Şimdi görüyorum ki, o da bensiz yaşayamayacak...Söyledikleri doğru,en az doğru görünenleri bile doğru...Birbirimize rastlamadan evvelki hayatımız sahiden birbirimizi aramaktan başka bir şey değilmiş...Ne aradığımızı bilmeden aramak...Şimdi içim rahat,aradığını bulan ve başka bir şey şey istemeyen biri gibi sükunet içindeyim...Dünyada bundan büyük saadet olur mu?Böyle en felaketli günümde beni en mesut insan olduğuma inandıran bu hislere fena,çirkin şeyler diyebilir miyim?Herkes ne diyecek?...Fakat bu ana kadar herkesten ne gördüm ki...Bana en yakın olanlar dahil olmak üzere,bu herkes dedikleri şey beni üzmekten,hayatımı manasız bir hale sokmaktan başka ne yaptı?Bu yaşıma kadar en iyi zamanlarım tam manasıyla yalnız kalabildiğim günler olmuştu.Ömer yakınlığıyla beni memnun eden,bana saadet veren ilk insan...Herkes kim?Emine teyzem mi?Ahlaksız eniştem mi?Hiçbir şeyden haberi olmayan zavallı anneciğim mi?..Bunların uğrunda bugüne kadar çok şeylere katlandım,şimdiden sonra beni rahat bırakabilirler...Ben de onları rahat bırakırım...Beni öldü farz etsinler..."Burada güldü ve Ömerin elini sıktı: "Tam yaşamaya başladığım bu andan itibaren beni öldü saysınlar..."
 ~~~~~~
Başka yazılarda görüşmek üzere!
Jaa ne minna! ^_^
Logo Design by FlamingText.com

1 yorum:

Okuduğum bloglar