4.9.16

Toplu Eleştiri - Agatha Christie - Okuduğum Kitapları



agatha christie ile ilgili görsel sonucu

Bir süre önce Agatha Christie'nin kitaplarını okumaya başladım.Harika bir yazar olduğunu biliyordum ve kitaplarını ilk araştırdığımda çok olması gözümü korkutmuştu.Ama bir süre önce okumaya başladım ve çok çok çok fazla sevdim.


İlk kitabın yorumunu paylaşmıştım,ama daha sonra hepsini bitirdikten sonra ya da bir kitapta durursam,ondan sonra okuduğum bütün kitaplarının eleştirisi şeklinde bir yazı hazırlarım diye düşündüm.Öyle daha kolay olur gibime geliyordu.Ama şimdi keşke tek tek yazılarını hazırlasaymışım demeye başlıyorum.

Bir süre önce Mavi Trenin Esrarı'nı bitirmiş ve Ölüm Çığlığı'na geçmiştim,ama kitap bir süreden sonra o kadar sıktı ki, okumaktan vazgeçtim.Agatha Christie'nin kitaplarını çok severim ama kitap benim için o kadar sıkıcılaştı ki, okumaktan vazgeçtim.Onun yerine Ayın Kız Kardeşleri serisine başlamaya karar verdim.

Şimdi bir tek Agatha Christie'nin okuduğum kitaplarının eleştirisini yapmak kalıyor.

Ölüm Sessiz Geldi'yi (çünkü onun eleştirisini yapmıştım, buradan ulaşabilirsiniz) ve Ölüm Çığlığı'nı(onu yarım bıraktım) çıkarırsak,geriye altı tane kalıyor.Hemen başlayalım o zaman.

15844601

Agatha Christie - Dersimiz Cinayet


"Tanrı aşkına hemen gelin!"


Hercule Poirot bu yardım çağrısını aldığında çok geç kalmış, milyoner Paul Renauld ölmüştü. Kurban, Merlinville’deki malikanesinin yanındaki golf sahasında, yeni kazılmış bir mezarın yanında sırtından bıçaklanmıştı.

Şimdi ortada birkaç zanlı vardı: Kurbanın sırtındaki hançerin sahibi olan karısı, metresi ve de kendisine öfke kusan oğlu... Her birinin gözü adamın mirasındaydı.

Polis suçluyu bulduğunu düşünürken, Poirot’nun hala kuşkuları vardı. İkinci cinayet onun ne kadar haklı olduğunu kanıtlayacaktı. 


Agatha Christie'nin ustalığını ortaya koyduğu kitaplardan,mezar kazma konusunda benim kafam hep karışıyor.Fransız isimleri,kitapta okumadan geçtiğim bir şeydi.Kurbanın kendi kurduğu cinayetin kurbanı olması da ilginç.

15844233

Agatha Christie - Kahverengi Elbiseli Adam

Anne Beddingfeld, babasını kaybettikten sonra Londra'da yaşamaya karar verir. Ve günün birinde, içinde her zaman var olan macera tutkusu, Hyde Park'ın köşesindeki metro istasyonunda yaşadığı bir olayla canlanır. İstasyondaki bir adam rayların üstüne düşerek ölmüştür. Ama ne var ki olay göründüğü gibi değildir. Anne, kaza olmadığına inandığı olayın peşini bırakmaz ve elindeki tek ipucuyla 'Albay' olarak da bilinen katilin asıl kimliğini ortaya çıkarmaya çalışır. Ancak bilmediği şey Albay'ın da onun peşinde olduğudur.

Bir Hercule Poirot olmasa da,hep sevdiğim bir kitap olacak.Filmini de izlemiştim,kitap kadar olmasa da,o da güzel çekilmişti.Anne Beddingfeld'in zekasına hayran kaldığım kitaptı.Aynı zamanda kitaptakı aşkı da çok beğenmiştim,çok güzel yapılmış.Ama bence kitabın adı Kahverengi Elbiseli Adam değil de Kahverengi Paltolu Adam olmalıymış.

15844812

Agatha Christie - Köşkteki Esrar

Arkadaşı için yerine getireceği basit bir angaryanın onu uluslararası bir cinayet komplosunun tam ortasına düşüreceği Anthony Cade'in aklının ucundan bile geçmezdi.

Birileri ne pahasına olursa olsun Herzoslovakya'da monarşinin tekrar kurulmasına engel olmak istiyordu.
Tüm bu bilinmezler düğümünü çözmek için güçlerini birleştiren Scotland Yard ve Fransız Emniyeti Surete dönüp dolaşıp aynı noktada kilitleniyorlardı... Ta ki Bacalar Köşkü'nde işlenen cinayet, bilinmezler düğümünün çözülmesini sağlayan ipucunu verene kadar. 


Agatha Christie'nin kültürlendiğim kitabıydı desem,yanlış olmaz herhalde.Herzoslovakya diye bir ülkenin olduğunu öğrendim en azından.Şaka falan ama çok güzel bir kitaptı,tam bir Agatha Christie eseri.

15705175

Agatha Christie - Roger Ackroyd Cinayeti

King's Abbot köyündeki sakin yaşam bir anda altüst olur. Dul bir kadının şüpheli intiharı asılsız dedikodulara yol açar. Köy, ilk kocasını öldürdüğünü bilen biri tarafından kadına şantaj yapıldığı ve Roger Ackroyd'un onun gizli aşığı olduğunu söylentileriyle çalkalanmaktadır. Fakat Ackroyd cinayete kurban gidince, tüm şüpheler ev halkının üstüne odaklanır. Kendini emekliye ayıran ve sebze yetiştirmek için King's Abbot köyüne yerleşen, Hercule Poirot, istemeden cinayete el koyar ve şeytani bir zekaya sahip katili yakalamaya çalışır.
Herşeyden önce,Roger Ackroyd'u telaffuz etmek benim için bir işkence.Bunu söylemeliyim.
Okumayanlar için spoiler olmasın istiyorum(sanki okumayan kaldı da Aysel) ama bu kitabın katili beni çok ama çok ama çok şaşırttı.Ve Hercule Poirot'un gözlem yeteneğine her zaman inanmak gerektiğini de hatırlattı.

Büyük Dörtler

Agatha Christie - Büyük Dörtler

Poirot'nun yatak odasının kapısında toza toprağa bulanmış bir adam durmaktadır. Zavallı adam Poirot'ya boş boş bakıp yere yığılır.

Bir anda neye uğradığını anlamayan yaşlı dedektif pek çok bilinmezin ortasında kalakalmıştır.



Bu adam kimdir? Şok mu geçirmektedir? Dahası, bir kâğıt parçasına defalarca karalanmış 4 rakamının bir anlamı var mıdır?



Poirot farkında olmadan uluslararası bir entrikanın içine dalmıştır ve 4 rakamının sırrı tüm bilinmezlerin cevabı olacaktır.
Agatha Christie'nin en havalı kitabı,bana göre.Ayrıca bu kitap bana 4 rakamının aslında sadece bir rakam olmadığını ve korkulması gereken bir şey olduğunu da ferkettirdi.Ayrıca bilin istiyorum,Hercule Poirot'un bir erkek kardeşi yok.

16139787

Agatha Christie - Mavi Trenin Esrarı

"Lüks mavi tren Nice'e ulaştığında, kondüktör derin uykuya dalmış Ruth Kettering'i uyandırmaya çalışır. Ancak Ruth bir daha asla uyanmayacaktır; aldığı ağır bir darbe nedeniyle yüzü parçalanıp ölmüştür. Ayrıca kadının paha biçilmez yakut takıları da kaybolmuştur.

Bir numaralı katil zanlısı Ruth'un ayrı yaşadığı kocası Derek'tir. Ama Poirot toplanan kanıtlardan tatmin olmamıştır. Esrarengiz cinayeti trende tekrar sahneye koymaya karar verir..."

Agatha Christie otobiyografisinde şöyle yazar:
"Bu kitabı biran önce yazmak istememdeki neden, hatta daha açık olarak belirtmek gerekirse buna zorunlu olmamdaki neden para kazanma gerekliliğiydi. Bu tam amatörlükten profesyonelliğe geçiş dönemimdi. Bu açıdan içimden gelmese de mesleki açıdan kaleme sarılma riskini göze aldım..."

Kitabın atandığı "O.F.D.'nin iki öne çıkan üyesi Carlotta ve Peter"in kim oldukları ise: O.F.D (Order of the Faitful Dogs: Sadık Köpekler Düzeni) anlamındadır. Eşinden ayrılan Agatha Christie dostlarından birçoğu tarafından hayal kırıklığına uğratılmıştır. Gerçek dostlar bu düzende O.F.D. insanlar olarak nitelendirildi, diğerlerine de üçüncü sınıf payesi verildi. Carlotta yazarın yarı şaka yarı ciddi sekreteri ve Peter ise terrier cinsi köpeği idi.
 

İşte sonuncusu.Bu kitap bana biraz alelacele yazılmış gibi gelse de,yine de trende olanları yeniden canlandırma fikrine bayıldığımı söylemeliyim.Ayrıca bu kitapta da gerçekten beğendiğim bir aşk var.Aynı zamanda,dile getirmeden edemeyeceğim,sekreter karakterine(adını unuttu) ciddi ciddi çok kötü gıcık oldum.

İşte bu kadar.Garip,ben daha fazla olduğunu düşünmüştüm.O kadar da fazla değilmiş.

Eğer aranızda hala okumayanlar varsa,ciddi tavsiye ediyorum,okumadıysanız ve polisiyeyi birazcık olsun seviyorsanız okuyun.Başka yazılarımda görüşmek üzere,kendinize iyi bakın!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Okuduğum bloglar