Okuduk bitti-Olimpos'un kanı-(Olimpos Kahramanları #5)

Nico di Angelo onları uyarmıştı: Hades'in Evi en kötü anılarını uyandıracak, hayaletlerini huzursuz kılacaktı… Nitekim şimdi her biri zor durumda. Teker teker korkularıyla yüzleşmekten başka çareleri yok. Jason, küçükken onu terk eden annesinin hayaletiyle karşı karşıya. Bir lider olarak gücünü nasıl kanıtlayacağını bilmese de,annesinin yaptığı gibi sözünden vazgeçecek değil. Nico, bir kez daha Reyna ve Koç Hedge ile gölge yolculuğu yaparsa hayalete dönüşebilir. Yine de bu karar, kehanetin belirttiği gibi başka birisinin hayatını kaybetmesini engelleyebilir. Athena Parthenos'u, savaş patlak vermeden Melez Kampı'na götürmeye çalışan Reyna'nın peşinde zalim bir avcı var. Korkularını yenmeye çalışan Piper, üzerine düşeni yapmak içinhazır. Leo ise planının işe yaramamasından ve arkadaşlarının işine karışmasından endişe duyuyor. Oysa hepsi biliyor ki, Toprak Ana'yı alt etmek için içlerinden biri ölmeli…

Rick Riordan, çok satan Olimpos Kahramanları serisinin son kitabında, melezlerin hafızalara kazınan macerasını noktalıyor. Kahramanlar, tanrılar ve canavarların tek tek sahneye çıktığı Olimpos'un Kanı'nda heyecan doruğa tırmanıyor!
(Arka kapak)

Eveet,bir okuduk bittiyle daha kaşınızdayım.Tabi bu okuduk bitti başka bir tür,ablam da okumamıştı bu kitabı.Bizim için de bir deneme oldu,Aslı bana okuduğu kitapların hepsini önceden okumuştu,birini de ikimiz de aynı anda okuyalım dedik.Çok da güzel oldu. :)

Belki de bazılarınızın çoktan okuyup bitirdiği bir kitabı biz de dün okuduk.Dün gece,kendimize bir söz verip,bu gece kitabı okuyup bitireceğiz demiştik.Çok da değildi ayrıca,bir kaç gün okuduktan sonra bir de baktık 100-deyiz.Bu da iyiye işaret,gece,tam saat 01:00'da bitirdik kitabı.Aslında beklediğimiz sona ulaşamadık,bu da ayrıca içimizde bir sevinç hissi uyandırdı.Rick Riordan bir bilinmezlikte bırakmıştı kitabı,demek ki gerisi vardı.Gerisini de bulduk zaten,sadece Türkiye'de çıkmadığı için e kitabını beklemek zorunda kaldık,ama Aslı bu gün bakacak,ingilizce bile olsa bekleyemeyiz biz,okuyacağız ingilizce. :)

Rick Riordan hiç durmadan yazıyor,bence yazmalı da.Bütün melezleri bir araya kattı,Yunan mitolojisi'ni,Roma mitolojisi'ni,hatta Mısır mitolojisi'ni bile kullandı.Biz de şimdi ne yapalım diyoruz,adam var olan bütün canavarları kullandı,bize bir şey kalmadı amaa?... :/ :)

Rick Riordan'ın yazım tarzını çok beğendim,çok farklı yazıyor,çok farklı cümleler,çok komik sahneler yapmayı iyi biliyor.Ayrıca 7 melezin de dilinden anlatması çok güzel olmuş,herkesin bakış açısına bakabiliriz böylece.Tabi bu kitapta ben pek Frank'imn,Percy'nin ve Annabeth'in bakış açısından yazılmış sahneler bulamadım ama neyse,diğerleri de bize yeter. :)

Annabeth ve Percy Tartarus'dan kurtuldu,tamam her şey yoluna girdi dedik ama iş sadece Tartarus'dan kurtulmayla bitmiyor ki.Zeus'un dediği gibi,en kötüsü daha önde.Daha yapmamız gereken dünya kadar iş var.Mesela kötü,kaka Gigant'ları öldürmek ve Gaia'nın uyanmasını engellemek gibi :)

Kitapta beğendiğim sahneleri söylemek isterdim ama spoiler olur imdi.Ben en iyisi kitaptaki bazı şeyleri ayrıntılarına inmeden anlatayım:

Biliyorsunuz ki, Reyna,Nico ve Koç Hadge Athena'nın başa bela heykelini Melez kampı'na götürmeli ve aralarında çıkacak o saçma savaşı engellemeli.Aslında heykele falan gerek yok,Octavian'ı öldürsünler,o yeterli olurdu ama bizimkiler savaşı zor yoldan engelliyorlar.Ama olsun,aralarında aptalca bir savaş çıkmadı ya,esas olan o. :)

Reyna ve Nico arasında bir şey var mı bilmiyorum,ama küçük bir yakınlaşma oldu,orası kesin.Hem kamplar da bir birlerinden ayrılmadılar ki,daha çok ziyaret olacak.Reyna aşkını umduğu yerde bulamadı ama aşkı aslında gözünün önünde.Neyse artık devam kitabında bir şeyler yapar Rick.

Rick sadece Nıco ve Reyna'nın durumunda değil,bir çok yerde soru işaretleri bıraktı,tamam,Gaia öldü,her şey düzeldi ama her şey de bununla bitmiyor ki.Siz meraklı kitap okurlarına küçük bir mutluk haberi vere bilir miyim?Leo Kalipso'yu kurtarıyor!Ama nasıl,ne yaparak onu söylemeyeceğim,sadece sevinin biraz istedim,spoiler vermiyorum.İyi şeyler olacak,her ne kadar koca koca soru işaretleri olsa da.Mesela Leo ve Kalipso'ya ne olacak?Reyna ve Nico arasında neler olacak?Kamplar bir daha ne zaman görüşecekler/görüştüklerinde neler olacak?Yeni bir düşmanla karşılaşacak,yine canavarları öldürecek ve savaş başlatacak mıyız?Percy ve Annabeth insanların dünyasına karışıp üniversiteye gittiklerinde neler olacak,neler yaşayacaklar?

Tüm bu soru işaretlerinin cevapları eğer Yunan Tanrıları isimli 6. kitapta olmazsa Rick'i ödldürürüm.Hakikaten öldürürüm,yani,başara bildiğim kadar.Neyse,önce bir okuyalım sonra bakalım.

Kitapta sevindiğim şeylerden başka biri de Koç Hadge'in keçi çocuğu.Çok tatlı ve vaftiz annaesi'nin Clarrise olması da bence bir ayrı tatlılık.Clarrise'in bebek için ne kadar koktuğunu bir görseniz,insanın içi gidiyor. :)

Ha birde,kamp Leo'yu ölmüş biliyor.Nico bile öldüğünü düşünüyor.Leo ihtişamlı bir giriş yaptığında hepsi şaşakalacak herhalde. :)

Piper ve Jason da ilk kez gerçekten öpüştüler,onu da söyleyeyim.Jason babasıyla konuştu,tüm tanrılar onlara yardım etti ve kamplar dost oldular.Herkes çok seviniyordu,tabi bir yandan da öldüğünü düşündükleri Leo için üzülüyorlardı. :/ :)

Ama ben bir şeyi anlamadım.Yunan Tanrıları'nda mı devam edeceğiz,yoksa Yunan Tanrıları sadece Yunan Tanrıları hakkında bilgi mi veriyor?Neyse artık bu sonbaharda çıkacak Yunan Tanrıları,o zaman öğreniriz. :)

Kitap harika,ama Rick sonu gerçekten de belirsiz yaptı.Belirsizlikten hoşlanmam,eğer bir son varsa görelim.Kalipso ve Leo'nun başına ne gelecek onu söyleyeydi bari.Rick işini biliyor.Tanrı biliyor ya,Rick herhalde bizi belirsizlikte bırakıp meraktan öldürecek.Ama sonraki kitapta herşey belli olacak,Gaia'dan kurtulduk ya,o iyi. :)

Hadi alıntılara o zaman:

Bazı acıların o kadar da kolaylıkla silinmemesi gerekiyordu.Bunlarla başa çıkmak,hatta kabullenmek gerekiyordu.Son bir kaç ay çektiği üzüntüler olmasaydı,Piper asla en iyi arkadaşları Hazel'la Annabeth'i bulamazdı.Atina'nın altındaki yılan insanlarla televizyon programı şarkıları söyleyecek cesareti de asla kendisinde bulamazdı.













"Kendimi Artemis'le tanıştığım Delos'ta buldum.İnsanın ölümcül düşmanıyla karşılaşıp,ona karşı bir çekim hissetmesi ne kadar tuhaftır,bilir misin?"Güldü. "Pretor, neler diyorum?Tabii ki bilirsin.Belki de benim Artemis'e karşı hissettiklerimi sen de Yunanlılara karşı hissediyorsundur.Suçlulukla karışık bir büyülenme,aşka dönüşen bir hayranlık.Ama çok fazla aşk zehir gibidir;özellikle de karşılıksızsa.Bunu şimdiye dek anlamadıysan da yakında anlayacaksın,Reyna Ramirez Arellano."












"Erkekler köle değiller Celyn," diye onu azarladı Thalia. "Sadece itaatkarlar."





Bir kere,Tartarus'tan kısa süre önce dönen birisiyle nasıl havadan sudan konuşacağını bilmiyordu.Doctor Who'nun son bölümünü izledin mi?Ha,doğru ya?O sırada,Sonsuz Lanet Çukuru'nda ilerlemeye çalışıyordun!



Percy bir tabak dolusu mavi krep yiyordu (mavi renge olan bu takıntısı nereden geliyordu?),Annabeth'se kreplerin üstüne çok fazla şurup boca ettiği için onu azarlıyordu.
"Boğdun krepleri!" diye sızlanıyordu.
"Hey,ben bir Poseidon çocuğuyum," dedi Percy. "Boğulmam.Kreplerim de boğulmaz."



 Bu kadar!Kitap benim hoşuma gitti,her ne kadar belirsiz bir sonu olsa da.Eminim sizin de hoşunuza gider,eğer sonun belirsizliğini siz de farkederseniz,üzülmeyin,Rick her zaman devam edecektir. :)

Hadi arkadaşlar,okuyalım,okutalım! :)


Okumak için tıklayın. :)

İyi Okumalar! :)