15.7.14

Okudum bitti-Tess Gerritsen-İkiz Bedenler


Dr. Maura Isles, deyim yerindeyse hayatının en tehlikeli olayına tanık olmak üzeredir. Yüzleşeceği seri katil beraberinde çok gizli sırları açığa çıkartacak. Cerrah ve Günahkar adlı romanların devamı olan bu muhteşem gerilim romanında Jane Rizzoli serisinin yeni hikayesine tanık olacağız.

Dr Maura Isles, geçimini kadavraları incelemekle sağlamaktadır. Metropolitan City'de patoloji uzmanı olarak çalışan Isles, normal bir insanın hayatında göremeyeceğinden çok daha fazla ceset görmüştür-bunların çoğu hunharca katledilmiş insanların cesetleridir. Fakat daha önce hiç kanının çekildiği, dona kaldığı, tansiyonunun düştüğü bir vakayla karşılaşmamış olan Maura'nın karşısındaki cesedin duruşu bile onu korkutmaya yetmiştir. Çünkü daha önce önünde uzanan cesetlerden hiç biri onun cesedi olmamıştır.

Her şey ortadadır. Gözleri önünde yatan cesetten daha gerçek bir delil yoktur. Jane Rizzoli'de cesedin Maura'nın evinin önünde ölü bulunduğunu söyler. Cesetteki tüm uzuvlar Maura'nın vücudundakilerle neredeyse örtüşmektedir. Daha da korkunç olanı, Maura'nın ve cesedin doğum tarihi ve kan grubu tıpatıp aynıdır. Şoktaki Maura için son seçenek, DNA testi olacaktır fakat testin sonucu daha da şoke edicidir: Ceset Maura'nın ikiz kardeşidir. Şimdiden karanlık, tehlikeli ve rahatsız edici bir cinayet davasına dönen olay arkasında bir çok karanlık sırrı da barındırmaktadır.

Cevapların peşine düşen Maura, bir sahil ilçesi olan Maine'e gider. Burada da onu korkunç sürprizler beklemektedir. Her şeyden daha ürkütücü olanı ise, etrafta kol gezinen seri katilin, cinayetlerine de durmak bilmeden devam etmesidir. Katliamı durdumak ve geçmişi hakkındaki bu karanlık sayfaları aydınlatmaya çalışan Maura'nın ilk işi hiç kimsenin bilmediği, bu güne kadar görmediği gizli annesini bulmak olacaktır.

"Sizi her zaman soluksuz bırakmayı başaran Gerritsen'den muhteşem bir roman"
-The Philadelphia Inquirer

"Tess Gerritsen'in ne kadar iyi korkutabileceğini göreceksiniz. Elinizden bırakamayacak, sinirlerinizi kontrol edemeyeceksiniz."
-HARLAN COBEN






İşte bir tane daha Gerritsen romanı bitti.Epeydi tiryakisi olduğum Gerritsen romanlarının 4. de bitti ve ben bu kitabı da çok sevdim ve serinin 5. kitabı olan Siliniş'i okumak için sabırsızlanıyorum.Gerritsen her zamanki gibi beni yine kitabın içine almayı başardı.Tess Gerritsen'in İkiz bedenler isimli kitabında da heyecan dorukta.Gerritsen yine olayları baştan sona kolyedeki boncuk gibi dizmeyi başardı.Baştan Alice Rose ile başlayan kitap,ortadan Muttie Purvis ile devam eder,sonda ise Maura İsles ile biter.İşte Gerritsen'in okuduğum kitaplarındaki insanları korkutmasından ve gerilim dolu sayfalarından sonra beni en çok deli eden olayları kurmadaki becerisidir. :)

Yukarıda da belirttiğim gibi Tess Gerritsen romanına Alice Rose isimli bir kızla başlar.Şöyle ki, Alice Rose okulda bir sınavdadır ve okulda en çok hoşlandığı kişinin ona bakmakta olduğunu farkındadır,kafasını da İngilizce sınavına veremiyor haliyle.Bu şanslı,belki de şanssız kızımıza bakan kişi ise  henüz 14 yaşında olan Elijah Lank'tır.Okul çıkışında onu proje için ormana götürür,zaten Alice dünden razıdır.Ormana vardıklarına Elijah ona bir çukuru gösterir,tabi çukurun içinde de kemikleri açıkça görünen bir ölü kedi bulunmaktadır.Eskiden canlı olan bu kedinin katili ise Elijah Lank'tır.Böylece Alice korkuyla gitmek istediğinde Elijah onu bayıltır ve çukura bırakır.Arada olan cümleleri de siz okursunuz.Kız geceye kadar orada kalır,14 yaşında bir kızı çukurda mahsur etmekten suçlanan Elijah Lank ise yaptığını kısaca bir eşek şakası olarak nitelendirmektedir. :)

Sonrasında yeni bölümde hayatını kadavralarla geçiren,Ölüm meleği olarak adlandırılan Dr. Maura İsles  ile devam etmektedir kitap.Gerritsen hikayeyi Dr. İsles'ın dilinden de harika bir şekilde devam ettirmektedir.Paris'te bir gezide olan Dr. İsles,elbette ki, yine canlılar yerine ölülerle ilgilenmektedir. :)

Paris'ten döndüğünde Maura İsles'ı çok korkutucu bir sürpriz beklemektedir.Taksi ile evine gelen Maura İsles evinin önünde bekleyen sürüyle insan görür.Bu insanları çoğu polis,çoğu da komşulardır.Maura bu insanların neden buraya toplandığını görmek için taksiden iner ve kalabalığın içine dalar,Tanrı biliyor ya,Maura yine şaşırır.Çünkü komşular ona sanki hortlak görmüş gibi bakıyorlardı.Maura onların bakışlarına aldırmadan hemen kalabalığın içinden sıyrılır,artık evinin önündedir,işte o zaman bu kargaşanın sebebini anlar.Maura'nın evinin önündeki arabada değim yerinde ise şimdiye kadar gördüğü en tüyler ürpertici ceset yatıyordur,çünkü bu ceset Maura'nın kendisidir. :/

Tabi bu olağanüstü bir olaydır,bu yüzden kabul edilemez.Ama ceset Maura'ya o kadar benziyordu ki,tıpa tıp aynıydı.İşte o zaman iki vakada birlikte çalıştığı,pek de yakın olmadığı ama güvendiği bir kişiyi görür,hamile olsa da hala haydutların peşinden koşan Jane Rizzoli'yi.Jane Rizzoli'nin karnı şişmiş,yanakları kızarmıştır ancak hala izne çıkmamıştır.Kocası Gabriel Dean ise Manhattan'da iştedir.Ama Maura başka hamile kadınlardan farklı olarak evde oturup bebeğin çıkmasını beklemek yerine ayağa kalkmış,o kocaman hali ile yine haydutların peşinden koşmuştur.Maura eski arkadaşını gördüğünde şaşırmaz,sonuçta Maura Boston'da yaşamaktadır ve Boston polisi de böyle esrarengiz bir vakaya bakmak için tabi ki,orada olacaktır ama o kocaman hali ile Rizzoli'nin orada bulunması herkes gibi Maura'yı da şaşırtıyor. :)

Gelelim arabada bulunan,Maura'ya korkutucu derecede benzeyen cesede.Bu ceset ise zaten Maura'nın kız kardeşi Anna'dır.Maura kız kardeşini araştırmak için yıllar önce onları evlatlık veren şirketin sahibi Van Gates ile görüşür.Bir kaç sıkıştırmadan sonra  Van Gates Maura'nın ve kardeşi Anna'nın annesinin ismini söyler.Çifte cinayetten ömrü boyunca hapiste olan Amethea Lank'tan başkası değildir bu.Ve Maura'yla Anna'nın babası da Amethea Lank'ın kuzeni Elijah Lank'tan başkası değildir. :)

Sonrasında Maura kız kardeşinin kaldığı evi ziyaret eder.Bu ev ormanın içindedir,kasvetlidir.Maura buraya geldiğinde artık hava kararmaya başladığından  kız kardeşinin eskiden yaşadığı evde kalmaktan başka çaresi kalmamıştır.Ama Maura sabah uyandığında yine çok korkutucu bir bir şey fark eder,bu fark ettiği uyuduğu odanın penceresinin önünde bulunan insanın ayak izleridir.Maura hemen polise haber verir ve polisler etrafı araştırmaya başlarlar,bir düzine cesedi de açığa çıkarırlar tabi bu sayede. :)

Bir örümcek ağı gibi ilerleyen uzun ve korkutucu romanı ile Gerritsen sizi de kitabının içine alacaktır.Emin olun okuduğunuzda pişman olmayacaksınız,aksine,çok hoşlanacaksınız. :)

SONRA mı?

Onu da siz okuyun. :) 

İndirmek için buraya tıklayın. :)


İyi okumalar! :)



Alida Marmaris

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Okuduğum bloglar