Selam dünya ben Menolly!
Demian bitti.Evet ve ben şimdi yorumunu yazmalıyım.
Ah,nasıl başlayacağım hakkında hiçbir fikrim yok.
İçimde dışarı çıkmak isteyen bir şey vardı ve ben onu yaşamaya çalışıyordum yalnızca.Neden böylesine güçtü bu?
Hermann Hesse,Demian,sayfa 9
Hani bazı kitaplar vardır,okuduktan sonra 'vay be' dersiniz.Size gerçek anlamda bir şeyler kattığını bilirsiniz çünkü.Zevk aldığınız,hayali karakterlerin macera dolu,polisiye dolu,aşk dolu ya da korku dolu hikayelerini anlatmıyordur böyle kitaplar.Bazıları pekala çok kötü de çıkabiliyor,çünkü anlatış şekline göre değişebiliyor.
Fakat,gerçeken ama gerçekten başyapıt diyebileceğimiz bir çok kitap var.Ve Demian da onlardan biri.
Şöyle ki,aslında,gerçeği söyleyeyim,kitabı okuma sebebim BTS Wings albümünün bu kitap üzerine ortaya çıkması olmuştu.Bu kitaptan esinlenilmiş yani.
Okuduğumu hiç mi hiç pişman değilim.Hatta belki de hayatımda verdiğim en iyi karar olabilirdi bu.
Wings albümündeki hikayeyi biraz olsun anlayabilmek adına okumaya aşlamıştım kitabı.Fakat,bu kitap ölmeden önce okunması gereken kitaplar arasında kesinlikle.
BTS dinlemeseydim haberim bile olmazdı herhalde bu başyapıttan.Cidden,bundan sonra böyle kitaplar okumalısın Menolly.Teşekkürler BTS.
Herneyse,Demian'a dönelim.
On yaşındaki Latince öğrencisi Emil Sinclair, güvenceli aile ortamının dışında sert ve acımasız bir dünya olduğunu erken fark eder. Kendini bulma yolundaki delikanlı, din ve ahlak gibi artık inanamadığı kalıparla birlikte baba evinden de kopar. Küçük yalanlar ve hırsızlıklarla beslenen yaşamında, sağlam çocuk dünyasının çöktüğünü görür. Onu bu acılardan kurtaracak olan kişi, okula yeni gelen bir başka öğrenci: Max Demian'dır. Demian, Sinclair'in yaşamını yönlendiren, etkileyen başkisi olur. Tanıştığı ve tanıdığı insanlar, Sinclair'in kendini ve benliğini bulma yolunda birer kilometre taşıdır. Hermann Hesse'nin öteki romanlarından ayrılan bir yanı var Demian'ın: Bir gençlik ve öğrencilik romanı olan Demian, yazarın o dönemdeki korkularını ve sorunlarını tümüyle yansıtıyor. Hesse'nin meslek sorunlarının yanına kişisel sorunları da katılıyor: Babasının ölümü, en küçük oğlu Martin'in tehlikeli bir hastalığa yakalanması ve karısının, onu hastanelerde tedavi görmeye zorlayan ve gitgide ciddileşen ruhsal bozukluğu. Hesse'nin acılarla yoğrulan bu dönemi hayatında büyük değişimlere yol açtı. Ruhsal çöküntüsüyle, ancak doktor yardımıyla baş edebildi. Bu sorunlu dönemin meyvesi ise Demian oldu. Birkaç ay içinde bitirdiği romanını Emil Sinclair adı altında yayınevine yolladı, ancak İsviçreli bu genç, ama hasta yazarı desteklediğini söyledi. Gerçek kimliğini kitabın daha sonraki baskılarında açıkladı.
(Goodreads'dan)
Çoğu insan gibi ben de kitapta bahsettiği Emil Sinclair karakterinin Herman Hesse'nin kendisi ve o dönemde yaşadıklarını anlatma şekli olduğunu düşünüyorum.Bu kitabı yazdığı dönemde yazarın bir çok sorunu olmuş ve belki de bu kitap,bu sorunlarla uğraşma ve bunları biraz da olsun okuyucalara göstermek için bir yol olmuş olabilir.
Kitaptaki küçük çocuktan,yetişkinliğe geçme öyküsünü öyle harika anlatmış ki...Yazara hayran kalmamak elde değil.
Kuş yumurtadan çıkmak için savaş veriyor.Yumurta dünyadır.Doğmak isteyen, bir dünyayı yok etmek zorundadır.Kuş Tanrı'ya uçuyor,Tanrı'nın adı Abraxas'tır.
Hermann Hesse,Demian,sayfa 114
Ergenlik döneminde yaşadığımız çocukluğu geride bırakıp yetişkinliğe geçiş devri.Bu kitapta da çocukluktan yetişkinliğe geçiş anlatıldığı için,ergenlik devrinde okunması gereken kitaplardan ayrıca.
Demian'ın kitap içindeki düşünceleri,yer yer kan donduran bölümler,yer yer düşündüren bölümler vardı.Demian'ın aşağıdaki düşünceleri mesela:
"Gel gelelim,dünyada öbür şeyler de var ve bunların hepsi hiç üzerinde kafa yorulmadan Şeytan'a mal ediliyor,dünyanın bir bölümü dünyanın bütün bir yarısı yadsınıp yok sayılıyor.Tanrı'ya tüm yaşamın babası gibi övgüler düzülürken,yaşamın kendisinden kaynaklandığı cinsellik kısaca suskunlukla geçiştiriliyor,hatta belki de şeytanın eseri diye görülüp günah kapsamına alınıyor!Hani Tanrı Yehova'ya tapılmasına karşı değilim,en küçük bir itirazım yok buna.Ama bana sorarsan,her şeye saygı duymalı ve kutsal gözle bakmalıyız;yalnız yapay yoldan öbüründen ayrılıp resmen kabul edilen yarısını değil,tümüyle dünyayı ele almalıyız.Senin anlayacağın,Tanrı'ya ibadetin yanı sıra Şeytan'a da ibadet etmeliyiz.Bence doğrusu budur.Olmazsa,Şeytan'ı da içinde bulunduran bir tanrı yaratmak gerekir;öyle bir tanrı ki, dünyanın en doğal olayları karşısında insan gözlerini kaçırmasın kendisinden."
Hermann Hesse,Demian,sayfa 80
Böyle bir tanrı olabilir miydi gerçekten de?Bu paragrafları okurken,hatta bir kaç kez geri dönüp tekrar ederken,kendime bu soruyu sorup durdum.Hem iyiyi,hem de kötüyü içinde barındıran bir tanrıya ibadet edilseydi eğer,nasıl olurdu?İyi dünyanın yanında,kötülükler de yaşamın bir gerçeği değil midir aslında?Onları da kabul etmek gerekir bazen.
Sinclair kendi yazgısını bulmaya uğraşıyordu.Tamamen içine kapanmasa bile,kitabın çoğu bölümünde onu sadece iç dünyasıyla baş başa buluyorduk.Kendi düşleri,kendi düşüncelerini anlattığı bazı bölümlerde gerçekten de dünya hakkındaki bazı düşünceleri doğruydu.Demian hakkında düşüncelerinde ise onun hep çok genç,ama aynı zamanda sanki bütün dünyanın baştan sona yaratılışını görmüş kadar yaşlı olduğunu söylerdi.
Biliyorum,ben bu baş yapıtı doğru bir şekilde yorumlayamam,buna ne yaşım ne de bilgim yetiyor.Ama bence,Demian insanın kendisini bulması için yol gösteren bir kitap.Sürüye katılmayıp,kendimizi aramamız gerektiğini bize bir kez daha hatırlatan bir kitap.İnsan bütün yaşamı boyunca gerçekten de kendi doğruları peşinde koşup kendi kaderini,kendi yolunu aramıyor mu?Hata yaptıktan sonra da,o hatalarımızdan dersler çıkarır,yine de bizim için doğru olanı bulmaya çalışırız.Yaşamımız boyunca gerçekten de içimizdeki kuşu çıkarmaya çalışırız aslında.
Burcu burcu bir alay koku o günlerden esip geliyor bana doğru,içimi bir sızıyla,tatlı bir ürpertiyle dolduruyor;karanlık sokaklar,aydınlık evler,kuleler,çalan saatler ve insan yüzleri,sıcacık bir rahatlık taşan konforlu odalar,kapılarndan içeri hayalet korkusuyla adım atılan gizemli odalar.Sıcacık bir sıkışıklık kokuyor,adatavşanları,hizmetçiler,kocakarı ilaçları ve kurutulmuş meyve kokuyor her şey.İç içe iki dünya yaşanıyordu burada,gece ve gündüz iki ayrı kutuptan çıkıp geliyordu.
Hermann Hesse,Demian,sayfa 17
Sinclair'in kitabın bu paragraflarında bahsettiği iki dünya,aslında gerçekten de ne kadar garip değil mi?Bir dünya iyilerle,iyi şeylerle,aydınlık şeylerle dolup taşarken,diğer dünya kötülükler,kötü şeyler ve karanlık şeylerle dolup taşıyor diyordu küçük çocuk.Kendi evinin içinde,anne babasında aydınlık dünyayı görürken,dış dünyada,dışarıda bir yerlerde karanlık dünya hüküm sürüyordu...
Belki normal bir kitap yorumundan uzun sürecek,ama bence,Demian kitabı hakkında bahsedilecek bir sürü,bir sürü şey var.Ve ben,yine dediğim gibi,muhtemelen bu kitap hakkında tam anlamıyla doğru bir yorum hazırlayamayacağım.
Ama hayran olduğum bu kitaptan aldığım bazı alıntılar ve kendi düşüncelerimle beraber yapabildiğim kadar düşüncelerimi aktarmaya çalışacağım.
"Biz bir insandan nefret ettiğimizde,kendi içimizde yuvalanıp bu insanın görüntüsüyle karşımıza çıkan birinden nefret ederiz.Bizim kendi içimizde olmayan bir şey,bizi kızdırmaz."
Hermann Hesse,Demian,139
Bu paragraflar ne kadar da doğru değil mi?Bu da Sinclair'in kendi yazgısını bulmasında yardımcı olan başka bir yolgöstericisinin sözleriydi.Aslında gerçekten de nefret ettiklerimiz bizde de olan şeyler değil mi?
Söylenecek fazla söz yok,insanın kendisinin okuyup kendine bir şeyler katması gereken bir kitap Demian.Kesinlikle harika,muazzam.Ben bayıldım,bir başyapıt bence.
Eminim aranızda şimdiye kadar okumuş olanlar vardır,çoğunuz okumuşsunuzdur elbet.Okumayanlar varsa tereddüt etmeden,kesinlikle okumalısınız.Özellikle benim gibi ergen yaşlarında olanlara tavsiye edilesi bir kitap.
Hermann Hesse'in diğer kitaplarını da okumak istiyorum.Bulabilirsem atlayacağım hemen.
Ölmeden önce okuyun!
Ve yaşamınız boyunca kendi araşıyınıza,kendizi aramaya devam edin!
Başka yazılarda görüşmek üzere!
Jaa ne minna! ^_^
Söylenecek fazla söz yok,insanın kendisinin okuyup kendine bir şeyler katması gereken bir kitap Demian.Kesinlikle harika,muazzam.Ben bayıldım,bir başyapıt bence.
Eminim aranızda şimdiye kadar okumuş olanlar vardır,çoğunuz okumuşsunuzdur elbet.Okumayanlar varsa tereddüt etmeden,kesinlikle okumalısınız.Özellikle benim gibi ergen yaşlarında olanlara tavsiye edilesi bir kitap.
Hermann Hesse'in diğer kitaplarını da okumak istiyorum.Bulabilirsem atlayacağım hemen.
Ölmeden önce okuyun!
Ve yaşamınız boyunca kendi araşıyınıza,kendizi aramaya devam edin!
Başka yazılarda görüşmek üzere!
Jaa ne minna! ^_^
en sevdiğim yazar bu yaaa :)
YanıtlaSil