Uzun bir süre bir şey yayımlamadığım için affedersiniz ama artık bayram tatili,bir çok şeyi yayımlayabileceğim.Yorumlarınızı bekliyorum.:)
Sonraki birkaç eğitimde daha
iyiydim,yani,en azından öyle olduğunu düşünüyordum.İlk eğitimden sonra
eğitimlere Tanya ile devam ediyorduk.Bunu ben istememiştim,Tanya
istemişti,çünkü etraftaki insanlar beni rahatsız ediyormuş.Ama bence
diğerlerinin de yanımda olması daha iyiydi,çünkü Tanya her eğitimde beni daha
da zorluyor,ve her eğitimde “Bir savaşçı savaşı zor yoldan öğrenmelidir,”
diyordu.Bu onun imzalı cümlesine dönüşmüştü.
Tam 5 hafta
geçmişti,yani bir aydan biraz fazla.Artık kendimi daha güçlü hissediyorum
diyemezdim,ama eskisi gibi olmadığım da barizdi.Tanya’nın eğitimleri her ne
kadar zorlayıcı olsa da işe yarıyordu.Artık her eğitimde daha iyiye gittiğimi
söylüyordu Tanya,daha hızlı davrandığımı,Onap’la saldırıda daha doğru
saldırdığımızı,hatta element büyüsünde bile daha da iyiye gittiğimi söylüyordu.
Diğer yandan annemden
başka herkes benim Karles amcada kaldığımı sanıyorlardı.Bu kadar uzun kalmam
hepsini şaşırtmıştı,benim Karles amcadan hoşlanmadığımı sanırlardı.Ama eğer Özel’lere
yardım edeceksem,o zaman burada bir aydan daha fazla kalmalıydım.
Bir ay sonra,artık
eğitimlere devam etmedik.Son eğitimde Tanya eskisinden çok daha iyi olduğumu
söyledi ve yüzümü güldürdü. “Onap kullanırken nereye saldıracağını artık çok
daha iyi anladın ve kılıç kullanımında da direnebiliyorsun.Ama en
önemlisi,sanırım şimşekler artık senin için çalışıyor.”
Kan ter
içindeydim.Elimde ağır kılıç vardı.Kollarım şnavlardan ve preslerden
acıyordu.“Teşekkür ederim,Tanya,” dedim,usulca.Tanya tüm bu eğitim süresi
boyunca bana o kadar çok yardım etmişti ki,hakkını nasıl ödeyeceğim
bilmiyordum.
“Ben bir şey yapmadım,”
dedi Tanya.Tanya göründüğü gibi bir kadın değildi,eskiden olsa Tanya’nın aşırı
makyaj yapan ve barlarda gününü gün eden kadınlardan biri olduğunu
söylerdim.Ama Tanya sonuna kadar bir savaşçıydı. “tüm bunları sen
yaptın.İnandın.Eğer sen kendine inanmasaydın bunların hiçbiri olmazdı.Ben
sadece sana yol gösterdim.”
“Özel kampında da
yanımızda olacak mısın?”
“Eğer müdür isterse,”
dedi Tanya,kılıcımı aldı. “sanırım yeni müdürünüz Bay Hollan olacak.”
“O da kim?” diye sordum
kaşlarımı çatarak.
“Bize yardım eden biri,”
dedi Tanya. “sanırım kamp düşmeden önce müdür oydu.”
“Müdür kim olursa
olsun,” diye mırıldandım,gözlerimi kapayıp nefesimi düzene salmaya çalışırken.
“kampı doğru bir şekilde idare etmeli.”
“Göreve hazırsınız.”dedi
Tanya,bodrumdan çıkıyorduk. “Sen,ben,Olivia,Windiana,Fredrick,Dellis,Sindy ve
Ackley.”
“Ama neden Sindy?” diye
sordum yüzümü buruşturarak.
“Görevde bize buz kızı
çok yardım ede bilir.”
“Pekala,diğerleri ne
yapacaklar?” diye sordum. “Ashley,Tony ve Evan?”
“Biz Allison’u bulana
kadar burada kalacaklar elbette.”dedi Tanya,beyaz döşeli oturma odasına
yaklaşıyorduk. “Onu bulduktan sonra ondan bilgi alacağız,ama ondan önce senin ailenle
konuşmalıyız,Allison’dan bilgi aldıktan sonra,tabi eğer istersen bizimle
birlikte burada kalabilirsin.”
Diğerleri oturma
odasında oturuyorlardı.Televizyon açıktı,ama sesi kısılmıştı.Kimse dinlemiyor
gibiydi,herkes sessizce bekliyordu.
“Görev zamanı geldi,”
dedi Tanya,Tanya’nın geldiğini gören grup ayağa kalktı. “pekala
arkadaşlar,Allison’u bulmalıyız.Hepimiz eğitimimizi aldığımıza göre zor göreve
kimler hazır bakalım?”
Kimse bir şey demedi.Ama
Tanya biliyordu zaten,kafasını salladı. “Pekala,demek herkes hazır.Diğerleri,göreve
gidecek olan söyleyeceğim kişiler gittiğinde burada kalacak ve haber
bekleyeceksiniz.Şimdi,göreve
gidecekler;Ben,Alida,Olivia,Windiana,Fredrick,Sindy,Dellis ve Ackley.”
Dellis’in elleri
tutuştu.“Hey,adrenalin!”
“Bakın,sizi zorlamak
istemiyorum.Ama gerçekten hiç zamanımız yok.Eğer Hayat Vaadi’ni bulmak için bir
an önce çalışmalara başlamazsak…Hepinizden özür dilerim ama kampı
kuramayız,kampı kuramazsak dünyanın her yerindeki Özel’ler güvenli bir yere
gidemezler ve Estenor o Özel’leri tek tek toplar,onunla birlik olmak
isteyenleri sağ bırakır ve diğerlerini gırtlaklar,eğer Allison’u bulmaya
çalışmazsak,gırtlaklanan buradakilerden biri bile ola bilir.”
Tanya durdu,derin bir
nefes aldı ve devam etti. “Şimdi,görev için plan yapmalıyız.”
Plan basitti.Görev için
gidecek olan grup,Tanya’nın beyaz Kia arabasıyla-garajda Kia marka bir beyaz
arabası olduğunu öğrenince çok şaşırmıştım-Oxford’a gideceklerdi.New York’un
herhangi bir köşesinde olduğumuz düşünülürse,Oxford’a yolculuk en fazla 2 saat
sürecekti.Oxford’da terk edilmiş boş bir eve girmemiz gerekiyordu,Tanya’nın
dediğine göre Allison orada tutuluyordu.
“Bu bir teori mi yoksa
emin misin?” diye sordum,bu sorumdan alınmamasını umuyordum ama zaten Tanya
alınmadı.
“Eminim,” dedi
Tanya,omuzlarını dikleştirdi. “Allison bize mektup gönderiyor.”
“Güneşin anası tutsak ve
size mektup mu gönderiyor?” diye sordum gözlerimi büyüterek. “Daha neler
göreceğim acaba.”
“Saçmalama,” diye beni
tersledi Tanya. “Allison’un özel kuşları var.Bizim onu kurtarma planı
yaptığımızı anladı herhalde,o yüzden bize yerini tarif ediyor.”
“Peki ama neden muhafızlar
onun ne yaptığına hiç bakmıyorlar?”
“Çünki güneş anasının
kuşları olduğunu bilmiyorlar.”dedi Tanya gülümseyerek. “Allison zekidir.Kuşları
herhalde bir şekilde muhafızlardan gizliyordur.Onun güçlerini bir tek tanrı
bilir.”
“Element tanrı mı yoksa
öylesine Tanrı mı?”
“İkisi de,” diye
kesitirip attı Dellis. “pekala,Tanya.Gidiyor muyuz?Ben heyecanlanmaya başladım.”
“Peki ama hangi boş eve
gireceğimizi nereden biliyoruz?” diye sordum yine.
“Bana güvenin.” Tanya’ya
güvenelim.Umarım doğru eve gireriz.
Bir saat sonra
çantalarımız hazırdı.
Gümüşi ışık saçan gerçek
onap’ım,elimde duruyordu.Ağır sırt çantamın içinde bize gerekli olacak
neredeyse her şey vardı,öncelikle yiyecek ve içecek,birkaç kılıç,harita,kitap
ve hatta bir dizüstü bilgisayar bile.Uzun bir yolculuk olacaktı.
Tanya ile garaja gittik
hep birlikte.Tanya’nın beyaz Kia’sı hiç kullanılmamış gibi temiz bir şekilde
orada duruyordu.
Tanya dönüp biraz
tedirgin ve korkar bir şekilde kasılı duran Özel yığınına baktı.Derin bir nefes
aldı ve konuşmaya başladı. “Özel’ler,Allison’u bulacağız ve kampı yeniden
kuracağız.Hepimiz birer savaşçıyız.Benimle birlikte Oxford’a giden 7 kişi,bu
göreve gitmeye kendi isteğinizle razı oldunuz?”
Bana,Olivia’ya,Windiana’ya,Fredrick’e,Dellis’e,Sindy’e
ve Ackley’e baktı.Hepimiz kafamızı salladık.Tanya garajda yepyeni duran beyaz
Kia’sına doğru yürüdü. “Şunu anlamanızı istiyorum,bu noktadan sonra hepimiz
tehlikedeyiz.Estenor hepimizin peşine düşe bilir.Kendinizi kollayın.Tamam mı?”
Bu sefer hepimiz
başımızı yukarı aşağı salladık.Hemen sonra Dellis’in sesi duyuldu.“8 kişi bu
arabaya sığacak mıyız?”
Tanya çarpık bir
gülümsemeyle Dellis’e baktı. “Ben yer elementi Özel’iyim,Dellis.İçi dışından
herhalde büyüktür.”
Dellis kafa
salladı.Sonrasında bir birimize güle güle deyip Tanya’nın Kia’sına yürüdük.Daha
yeni tanıştığım arkadaşlarıma bakarken-Olivia ve Windiana hariç tabi-içimi bir
huzursuzluk kapladı.Bunu kovmaya çalıştım ama çok geçti.İçimde birimizin başına
bir şey geleceğini düşündüren tedirgin bir his vardı.Tanya haklıydı;bu noktadan
sonra herkes tehlikedeydi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder