neler oluyor? etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
neler oluyor? etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9.8.18

Film - Geleceğe Dönüş - Back to the Future


back to the future ile ilgili görsel sonucu

Bu yaz izlediğim en zevkli film serisi!

Yine bir klasikten bahsedeceğim.
Geçen ay üç filmini de iki günde bayılarak izleyip bitirdiğim sonra da ablama izlettiğim Back to the Future'den bahsedelim!

Geleceğe Dönüş (İngilizce özgün adı: Back to the Future), Robert Zemeckis'in yönetmenlik, Bob Gale'ın yardımcı senaristlik, Steven Spielberg'in yürütücü yapımcılık yaptığı, 1985 yapımı bilim-kurgu, macera ve komedi türündeki filmdir. Başrollerinde Michael J. Fox'un Marty McFly, Christopher Lloyd'un Emmett Brown olarak yer aldığı filmde, Crispin Glover, Lea Thompson ve Thomas F. Wilson da yan rollerdedir. Geleceğe Dönüş'te, bir delikanlının kazara 1985 yılından 1955 yılına gitmesi konu edilir. Lisede okuyan anne ve babası ile tanışan genç, yanlışlıkla annesinin romantik ilgisini çeker. Anne ve babasının aşık olmasını engellediği için hatasını telafi edip, 1985 yılına geri dönmek zorundadır.


back to the future ile ilgili görsel sonucu

Şu an yüzümde kocaman bir gülümseme var.

Bir dönemin bilim kurgu filmi,bir kült,bir klasik,bilim kurgu ve macera filmleri dalında çığır açan ve Michael J.Fox'u herkese tanıtan film.Bir kere izlerseniz her zaman gülümseyerek hatırlayacağınız bir başyapıt.
(filmin tanıtımı bana yaptırmalıydılar :D)


back to the future ile ilgili görsel sonucu

Bilim kurgu filmlerine bayılırım!Bir de eski olunca.
Filmin ilk başta afişini çok sevdiğimi hatırlıyorum.Daha sonra 'hadi bir izleyeyim bakalım' dedim ve derin nefes alıp açtım.Çalışma masasına bilgisayarı koydum,geçtim başına.Şöyle bir arkama yaslandım,yanımda da her türlü meyve :D (evet bir yandan yiyorum bir yandan izliyorum)
İlk başladığında zaten o hissi alıyorsunuz.Film Marty'nin Doctor'un evine girmesiyle başlıyor.

Marty'yi oynayan oyuncu, Michael J.Fox çok dikkatimi çekmişti.Filme başkasını koysanız asla bu etkiyi vermezdi bence,filme çok çok yakışmıştı.Ya da film ona yakışmıştı :D
O 80'ler havası yüzünüze değiyor resmen.Müzikler,sokaklar,Marty'nin kaykayı,her şeyiyle 80'ler yani...
Karakterlerin içtenliği ve komikliği tam yerindeydi.Doctor ilk başta tuhaf geliyor ama sonradan adama o kadar ısınıyorsunuz ki.Eğlence dolu bir film değim yerindeyse.Her sahnesinde ayrı bir eğlence var.

geleceğe dönüş ile ilgili görsel sonucu
Ve o efsane Delorean...

Emmet Brown neden zaman makinesini  Delorean DMC-12 model arabaya koyuyor ki?Bunu çok merak etmiştim.Doktor bunu bir zaman makinesini şık bir arabaya koymak istediğini söyleyerek açıklamıştı :D
Ayrıca,Michael J.Fox,Delorean'a her bindiğinde kafasını arabaya çarpıyormuş :D

Filmi beğenmemek imkansız bana göre,gerek oyunculukları,gerek çekimi ile bir kere izleyince unutmak çok zor.
İronileri,karakterleri,samimiyeti ile herkesin bir kez izlemesi gereken bir film.

geleceğe dönüş ile ilgili görsel sonucu
Hey McFly! *_*

Müzikleri de kendisi gibi güzel.Özellikle bahsetmek istediğim ilk defa filmin başında dinlediğimiz Huey Lewis and the News'dan - The Power of  Love.İkincisi ise Marty'nin filmde söylediği Johnny B. Goode.İkisini de aşağıya bırakıyorum,dinleyin :)
Huey Lewis and the News - The Power of Love
Chuck Berry - Johnny B. Goode (Marty McFly)

İlk filmde Marty yalnışlıkla 50'lere gidip annesi ile babasının tanışmamasını sağlıyor.(paradoks paradoks :D) İkinci film ise daha bir karmaşıktı ve ben o karmaşaya bayıldım :D Kesinlikle ikinci filmin senaryosu daha güzeldi,ama elbette üç film de izlenmeli.
Böyle bir klasikten çok bahsetmeye gerek yok,zira kendisi şarap gibi,eskidikçe güzelleşen bir yapım.Eğer hala izlemediyseniz,izlemeniz şiddetle tavsiye olunur.
İlerde de bir dört beş kez izlerim ben bu filmi :)

Başka yazılarda görüşmek üzere!
Jaa ne minna! ^_^
Logo Design by FlamingText.com

Film - Rüzgar Gibi Geçti (Gone with the Wind) - Hayal Kırıklığı


rüzgar gibi geçti ile ilgili görsel sonucu

Bu bir hayal kırıklığı yazısıdır...

Bu yazıda size neden bir çizgi filmde duyduğunuz bir filmi izlememeniz gerektiğinden bahsedeceğim :)

Evet,ben Rüzgar gibi Geçti filmini Mimi çizgi filminde Mimi'nin kendisinden duymuştum.Taa çocukken ve Mimi'ye bayılırken.Taa o zamandan beri de aklımdaydı bu film.Ama izlememiştim.Yaz devam ederken birden aklıma gelince bir bakayım hadi dedim kendimi durduramayıp.Bakmaz olsaymışım.

8.8.18

Film - Matrix - Reloaded,Revolutions

matrix ile ilgili görsel sonucu

Tekrar selam!

Artık her yerden duyduğum,sürekli gördüğüm ve çok da merak ettiğim bir film serisini bu yaz sonunda izledim.
Ve şimdiye kadar neden izlememişim diye kendime sordum.Ama cevap alamadım...

Matrix'i bilmeyeniniz var mı?Varsa lütfen gidip izlesin.
Mavi hap mı kırmızı mı sahnesiyle,kahiniyle,dövüş sahneleriyle,kısacası her şeyiyle gözde ve klasik bir film.

Matrix (Özgün adı: The Matrix), Larry ve Andy Wachowski kardeşlerin yazıp-yönettiği bir bilim kurgu film. 1999 yılında gösterime girdi. Filmde Keanu Reeves, Laurence Fishburne, Carrie-Anne Moss ve Hugo Weaving gibi yıldızlar yer almaktadır.
Matrix ABD'de 171,479,930 $, uluslararası olarak 288,900,000 $ hasılat ile toplam kazancı 460,379,930 $'a ulaşmıştır. Film ABD'de gösterime girdiği hafta 27,788,331 $ gelir elde etmiştir.
Saygın bir yazılım şirketinde çalışan Thomas Anderson (Keanu Reeves), gecelerini "Neo" adı altında program kırarak ve Matrix'i araştırarak geçirir. Esrarengiz şekilde Trinity ve Morpheus ile tanışan Neo, yaşadığı dünyanın aslında beyninde gerçekleşen bir simulasyon olduğunu, yani aslında Matrix'in içinde yaşadığını öğrendikten sonra oradan kurtarılır ve Morpheus'un önderliğindeki ekibe katılır. Neo gerçek dünyada ilk nefesini aldıktan sonra simulasyona tekrar girerek Matrix'in ne olduğunu kavrayacak ve kurtarılma nedenini öğrenerek gelişen olaylar çerçevesinde yeni kimliğini tanımaya çalışacaktır.

Her şeyiyle,harikaydı...

matrix neo gif ile ilgili görsel sonucu
sen,o'sun :D

Bu yazıda,serinin üç filminden,Matrix 1,Reloaded ve Revolutions'dan bahsedeceğim.Hepsini birleştireceğim.Üçü de bir birinden güzel çünkü.

Seri bana göre ve muhtemelen bir çok kişiye göre,muhtemelen şöyle ilerliyor: Matrix 1'de hiç bir şey anlamıyor ama hayranlıkla izliyor,Reloaded'da yavaş yavaş anlamaya başlıyor ve Revolutions'u artık ufkunuz açılarak izliyorsunuz.
Matrix dünyayı başka türlü görmemi sağladı diyebilirim.


matrix blue or red pill gif ile ilgili görsel sonucu

Similasyon teorisini düşünmemiş değilim,acaba bir oyunun,similasyonun içindeyiz de haberimiz yok diye.Yoksa irademiz olmasına rağmen,nasıl bazı şeyler kontrolümüz dışı gelişebiliyor ve ya kader diye bir şey nasıl olabiliyor.Acaba her şey programlandı da bizim haberimiz mi yok diye düşünmedim değil.
Ve Matrix tüm bu düşüncelerimle örtüşerek bana inanılmaz gü,zel bir deneyim kazandırdı.

Çok bahsetmeme gerek yok herhalde bu harikulade yapımdan,başından sonuna kadar küçük detaylarla dolu,her bir karesi ustalıkla tasarlanmış,işlediği konu da çok güzel,oyunculuklar ustaca,her şeyiyle izlemezseniz çok şey kaybedeceğiniz bir film.

Ayrıca Keanu Reeves'ı da sevdiren film :D


matrix neo gif ile ilgili görsel sonucu

Filmde en çok gördüğüm ve görmekten de zevk aldığım Neo'nun bitmek bilmeyen karizması(tabii ilk filmin bir yerinden sonra) ve dövüş sahneleri oldu.Ama ne dövüş sahneleri,müthiş güzel.Hepsini hayranlıkla izledim.Yazıda filmi sadece övebilirim gibi geliyor çünkü eleştirilecek ve ya bahsedilecek bir yanı yok gibi...Şimdiye kadar da herkes biliyordur.



Morpheus ve Nebuchadnezzar(yazana kadar canım çıktı...)
Morpheus ilk karesinden son karesine kadar filmin adamı,filmin kilit noktasıydı.İzlerken 'yürü be' etkisi yarattı bende,özellikle ikinci filmde bir harikaydı.Ve o gemisi...Özellikle ismi çok hoşuma gidiyor.

matrix trinity gif ile ilgili görsel sonucu

Ve filmin baş kadın karakteri Trinity.Üç film boyunca da 'ah be' diyerek izlediğim kadın...Ah be...
Ve Trinity ve Neo ikilisi...Bayılarak izledim kendilerini,bir-birlerine uyumları,karizmatiklikleri,harika bir çiftti.
spoiler - fakat sonunda Trinity öldü... :( spoiler bitti

Tam anlamıyla bir başyapıt.Dediğim gibi,izlemezseniz çok şey kaybedersiniz.Hemen gidin ve izleyin.
Ve son olarak,ya siz?Siz mavi hapı mı seçerdiniz,yoksa kırmızı hapı mı? :)

Başka yazılarda görüşmek üzere!
Jaa ne minna! ^_^
Logo Design by FlamingText.com

Film - Godfather - Baba



Selam dünya ben Menolly!

Bu yaz gerçekten ortalıktan kayboldum biliyorum.Burada hala merak edenler ya da okuyanlar kaldı mı bilmiyorum ama,bu blogun sahibi bu yaz ortadan gerçekten kaybolmak istedi ve kayboldu.Ara ara bir şeyler yazmaya çalışsam da genel olarak bir türlü düzenli bir şekilde yazamadım.Bunun bir çok sebebi var ve bunlardan biri de bu yaz yapmak istediğim çok farklı şeylerin olmasıydı.Ama burayı bırakmayı düşünmüyorum,devam edeceğim.Belki yine aralar vererek.


baba film ile ilgili görsel sonucu

Yazın son ayındayım ve gerçekten yapmak istediklerim çoğunu yaptım.Bir sürü film izledim ve kitap okudum,yeni bir sürü şey keşfettim,düzenli şekilde spor yaptım,fotoğraflar çektim.Yeni bir şeyler deneyimledim.

Gerçekten çok fazla film izledim ve bu filmlerden artık blogda bahsetmem gerekiyor.
Hadi başlayalım.

Godfather,eminim artık hepinizin bildiği bir filmdir.Artık klassikleşti kendisi.

Baba (İngilizce: The Godfather), Mario Puzo'nun yazdığı aynı adlı romandan uyarlanan, Francis Ford Coppola'nın yönettiği, Marlon Brando ve Al Pacino'nun başrollerini paylaştığı filmdir. Filmde ayrıca yardımcı rollerde James Caan, Robert Duvall, Diane Keaton, John Cazale vardır.Filmin hikâyesi, II. Dünya Savaşı'nın bittiği yıl olan 1945'te başlar ve 10 yıllık bir dönemi kapsar.
Corleone ailesi, Don Vito Corleone'nin başında olduğu, suça dayalı bir örgüt kurmuş olan İtalyan asıllı meşhur bir ailedir. Aile, New York'daki diğer dört aileyle birlikte New York'un yeraltı işlerini yönetmektedir. Ancak Corleone ailesini diğerlerinden ayıran özelliği, Don Corleone'nin cebinde bozuk para gibi taşıdığı politikacılar ve yargıçlardır. Politikacılar ve yargıçlarla olan bu yakın ilişkileri diğer ailelerin açamadığı kapıları açabilmesini sağlamaktadır.


İtalya ve New York'un en meşhur uyuşturucu üreticisi ve dağıtıcısı olan "Türk" lakaplı Solozzo, Don Corleone'den, ilişkilerini kullanarak kendisine yasal koruma sağlamasını ve 1 milyon dolar nakit para vermesini ister, karşılığında elde edilecek kârdan pay teklif eder. Teklife göre, ilk yıl Corleone Ailesi'ne kalacak olan para 3-4 milyon dolar civarında olacaktır. Ancak Don Corleone teklifi reddeder. Gerekçesi, iyi ilişkileri olsa da, Don Corleone'nin uyuşturucu işi ile bağlantısı olduğunu öğrenen siyasetçilerin ilişkilerini gözden geçirme gereği duyacak olmalarıdır. Don Corleone'ye göre politikacılar kumarı bir zaaf olarak görüyorlardır ama uyuşturucu pis iştir. Bunun üzerine arkasına Tataglia Ailesi'ni ve New York'ta polis şefi olan McClusky'i alan Solozzo, Don Corleone'yi vurdurtur. Ölümden son anda kurtulan Don Corleone'yi ve tüm aileyi kötü günler beklemektedir. Bu süreçte, fevri hareketleriyle bilinen, Don Corleone'nin en büyük oğlu Sonny ölecek, II. Dünya Savaşı'ndan kahraman olarak dönen en küçük oğlu Michael ise, daha önce aile işleriyle hiç ilgilenmediği ve bunu istemediği halde olayların akışı onu hikâyenin merkezine doğru itecektir. Ve New York'ta suç aileleri arasındaki savaş başlayacaktır...


Yaz başlarında,hatta daha önce (evet bu filmi taaa haziranda izledim...) ani bir kararlar imdb250 listesine başlamaya karar vermiştim.Uzun zamandır aklımda olsa da bir türlü yapamamıştım.Esaretin Bedeli'ni izlemiştim ve blogda da kendisinden bahsetmiştim,çok beğendiğim bir film oldu.Ve ardından da Godfather geliyordu ve ben şaşırarak,bu film hakkında bir sürü şey duysam da,şimdiye kadar hiç gerçek anlamda izlemediğimi farkettim.


baba film ile ilgili görsel sonucu

Biraz,nasıl desem,adet yerini bulsun diye de izlemiş olabilirim.Herhalde izlemeyen bir tek ben kalmış falan olabilirim.
İzledim,sevdim de diyebilirim.O zamanların atmosferini başarıyla yansıtmıştı,Marlon Brando'nun efsanevi Baba karakteri beni de kendine hayran bıraktı.Adam gerçekten yaşayarak oynamış.Diğer yandan Michael karakterini de çok beğendim(nasıl beğenmeye bilirim ki Al Pacino bu :D ).
Ama filmin konusu ve teması,pek bana hitap etmiyor gibiydi.Bazı bölümlerinde sıkılarak,bazı bölümlerinden heyecanla,bazı bölümlerinde hayran kalarak bitirdim filmi.Ve sonunda tadını damağımda bıraktı.
Bir kere izlenmesi gereken bir film.
Serinin kalanını izler miyim bilmiyorum,ama genel olarak filmi beğendiğimi söyleyebilirim.İlk başta biraz farklıydı,yavaş yavaş sevdim.

Başka yazılarda görüşmek üzere!
Jaa ne minna! ^_^
Logo Design by FlamingText.com

29.6.18

Ve yaz gelir !



Selam!

Evet,geri döndüm!Bu sefer kesin.Gitmeyeceğim,düzenli olarak yazı yazacağım.Ayrıca aklımda bir sürü yeni fikirler var.


Suga taş olarak doğmak istiyorum gif ile ilgili görsel sonucu

Nedendir bilmem,sıcak yüzünden galiba,bloga hiç uğramaz oldum bu aralar.Evde beni görmelisiniz,günüm film izlemek,müzik dinlemek,kitap okumak,dans etmek ve bazı günler de dışarıda oynamakla geçiyor.O kadar bitkin hissediyordum ki, özel bir uğraş gerektirecek hiç bir şey yapmak istemiyordum.

22.6.18

Blackpink 'Square Up' Albüm İnceleme



blackpink square up ile ilgili görsel sonucu


Selam dünya ben Menolly!

Bu yaz geri dönenler arasında tüm dinleyenlerin çok özlediği bir grup var.Blackpink!

17.6.18

Kitap - Cengiz Aytmatov - Beyaz Gemi

cengiz aytmatov beyaz gemi ile ilgili görsel sonucu
Bu arada,bu ne kadar güzel bir kapak böyle :)

Uzun zamandır okumak istediğim ama bir türlü başlayamadığım Cengiz Aytmatov'un kısa bir hikayesi.
Kitap halinde,aslında çok da kısa değil,ama rahatça okunan bir hikaye.

Ben türk halklarını özellikle çok severim,onların her birini,ister türk olsun ister azeri ister kırgız ya da özbek her birini ayrı ayrı incelemek isterim.Çünkü dikkatle bakıldığında her birinin kendine has özellikleri,farklılıkları var.Hepsi aslında bir birine benziyor ve aynı ırktan geliyor ama her birinin kendi özellikleri var ve bu özellikler onları güzel kılıyor.Tüm türkler birleştiğinde ise ortaya çok güzel bir yelpaze çıkıyor.
Mesela kazaklar,en çok hoşuma gidenler.Kırgızlar,özbekler,türkmenler...Her biri sanki kolyenin ayrı bir incisi gibi.

Bu kitap da kırgız yazar Cengiz Aytmatov'un çok güzel bir hikayesi,içinde kırgızlardan çok güzel esintiler barındırıyor.Ayrıca çok özel mesajlar da veriyor.

Bilindik bir kitap olduğundan muhtemelen bana kadar herkes okumuştur ama ben daha yeni okuma fırsatı buldum ve çok hoşuma gitti.
En çok hoşuma giden de kitabın sonunda yazarın kendisini açıklamasıydı,özellikle orası sayesinde kitabı daha iyi anladım.Gerçekten de dediği gibi kitabın sonu,ya da Boynuzlu Maral Ana hikayesi hiç de göründüğü gibi değil.İnsanlar sadece ders çıkarmalı ve hayatlarına saygı duyarak devam etmeliler.Sadece hatalarımızı tekrarlamayarak gelişebiliriz.
Beyaz Gemi hikayesi de bunun bir kanıtı.

Kitaptaki tasvirler çok güzeldi,çocuğun Beyaz Gemi'yi izlerkenki hayalleri,babasını bulma isteği,onunla konuşma hayali,hepsi gülümsetti beni.Ailenin haline çok üzüldüm ama çocuğun dedesine davranışları ayrı bir acıttı beni.Oysa dede çok mülayim,tatlı bir karakterdi.Yine de,sesini çıkarmayanın ezildiğini gösteriyordu...
Çocuğun kimsesinin olmayışı,dürbünü,hatta çantasıyla konuşması,yanından geçtiği kayalara isim koyması...Gerçekten çok düşündürücüydü.

Kitabı okurken beni çok düşündüren BTS - Intro:Singularity ile okudum.Taehyung'un farklı sesinden midir nedir, bir kere dinlemeye başladım mı bırakamadım.Sonuna kadar onunla okudum ve çok hoşuma gitti.Şarkıyı dinlemenizi şiddetle tavsiye ederim.

Bitirdikten sonra haritada Kırgızıstan'ın yerine bir daha baktım,hatta Isık Göl'ü,Yenisey'i falan gözden geçirdim.Çok eğlenceliydi,haritada gezmeye bayılıyorum :D

Okumadıysanız okuyun,çok özel bir hikaye.

Başka yazılarda görüşmek üzere!
Jaa ne minna! ^_^
Logo Design by FlamingText.com

Kitap - Stephen King - Mahşer


stephen king mahşer ile ilgili görsel sonucu

Yeniden selam!

Bu sefer yakın zamanda bitirdiğim bir kitapla geldim.
Evet,bu ilk Stephen King kitabım.İlk defa korku okudum.

Film - Esaretin Bedeli - The Shawshank Redemption


shawshank redemption ile ilgili görsel sonucu

Yeniden selam!

Yakın zamanda izlediğim en güzel filmlerden.
Imdb top 250 listesine başladım.Ve ilk sırada da bu film vardı,Imdb'ye göre en iyi film imiş.Ben de izleyeyim dedim.İyiki de izlemişim.

Film ne hakkında derseniz:

Stephen King'in Rita Hayworth ve Shawshank'in Kefareti adlı novellasından uyarlanan film, masumiyetini iddia etmesine rağmen karısını ve sevgilisini öldürdüğü gerekçesiyle Shawshank Devlet Cezaevi'nde yaklaşık 20 yılını geçiren bankacı Andy Dufresne'in hikâyesini anlatır. Cezaevinde kaldığı süre boyunca diğer mahkûmlardan Ellis Boyd "Red" Redding ile arkadaşlık kuran Dufresne, cezaevi müdürünün para aklama faaliyetlerine yardım etmeye başladıktan sonra gardiyanlar tarafından korunmaya başlanır.

Film, gişe hasılatının bütçesini zor karşılamasına rağmen eleştirmenlerden olumlu eleştiriler aldı ve birçok ödüle aday gösterildi. Sonrasında kablo televizyon, VHS, DVD ve Blu-ray üzerinde büyük bir ilgi gördü. Amerikan Film Enstitüsü'nün hazırladığı AFI'nın 100 Yılı... 100 Film listesinin 10. yıldönüm sayısına dahil edildi. IMDb sitesinde 1.748.010'dan fazla kişinin oylarıyla 10 üzerinden 9.2 puan aldı ve gelmiş geçmiş en iyi film seçildi.

Yukarda da dediği gibi,dünyanın gelmiş geçmiş en iyi filmi.
Peki bence öyle mi?

'Gelmiş geçmiş en iyisi' demek biraz riskli.Sadece film konusunda değil,diğer konularda da öyle,çünkü herkes için en iyi farklı.Filmlerde de dalında çok iyi olan filmler oluyor,zevke göre değişebiliyor.O yüzden gelmiş geçmiş en iyi film değil de,dalında en iyilerden.Ama,insanı derinden düşündürmesi ile olsun,etkilemesi ile olsun gerçekten kaliteli.

Ve Stephen King'in kitabından uyarlama.Şaşırdık mı?Hayır.Böyle harika bir kurguyu sadece o ortaya çıkarabilirdi zaten.

Eğer izlemezseniz bir şey kaybeder misiniz?Evet!
Çünkü gerçekten ölmeden önce bir kere en azından izlenmesi gereken bir film.Çok derin anlamları var,özgürlüğün ne kadar önemli olduğunu bir daha düşündürüyor.Bir insanın en küçük yalnışından dolayı tüm hayatının nasıl değiştiğini,ya da daha doğrusu,küçücük bir yalnışlığın,küçücük bir olayın bir adamın hayatını nasıl değiştirdiğini gösteriyor.Kesinlikle izlenmeli.

Oyunculuklar güzel,çekimleri de çok beğendim.Özellikle Andy karakteri beni on ikiden vurdu,filmin sonuna kadar hayran kaldım.Hele o son sahneleri neydi öyle ya...Anlatmayayım,izleyin siz.

Redding karakteri de bir o kadar başarılıydı.Son sahnesi ile gülümsetiyor,mutlu ediyor insanı.
Hadi gidin ve kaçırmayın,hemen izleyin.

Başka yazılarda görüşmek üzere!
Jaa ne minna! ^_^
Logo Design by FlamingText.com

The East Light 'Love Flutters' Albüm İnceleme



Selam!

Yine uzun süre sonra buradayım.
Aslında uzun değil,yine de bir süre buraya yazı girecek hevesi kendimde bulamadım.Başka da bir sürü işim birikmişti,yaz benim için biraz çabuk geldi.
Ama bir an önce işleri düzene oturtmam gerekiyor,ve buraya da yazmam gereken bir sürü yazı var.

26.5.18

Film - Gitarım ve Silahım - El Mariachi



Düşük bütçeyle çekilmiş bir 1992 aksiyon filmi.Meksikada şarkı söyleyen ve müzik yapan insanları,mariachi'leri ve onlardan birinin bir anda değişen hayatını anlatıyor.

Gezgin gitarist (El Mariachi) olmak için uğraşan şehirden şehre dolaştığı Meksika'da gittiği bir kasabada hiç beklemedik olaylarla karşılaşır. Hayatını sadece çaldığı barlarda aldığı bahşişlerle geçinen genç mariachi son gittiği kasabada hayatının aşkı ve lanetine kavuşur. Serinin ilk filmi El Mariachi ve diğer iki filmde (Desperado ve Bir Zamanlar Meksika'da (Once Upon a Time in Mexico) hiçbir zaman Mariachi'nin adı söylenmemektedir.

Bu filmi izlememe BTS vesile oldu.Yeni albümleri Love Yourself Tear'ın bir şarkısında,Airplane pt. 2'da nakaratta El Mariachi kelimesi geçiyor.Bu kelimeyi araştırırken Gitarım ve Silahım filmi ile karşılaştım ve izlemeye karar verdim.


el mariachi ile ilgili görsel sonucu

Düşük bütçeyle de film yapılabileceğini gösteriyor bu film.Amatör çekim olsa da,iç ısıtan,gülümseten ve hüzünlendiren bir sürü bölümüyle konusunu çok güzel işlemiş.Mariachi'yi oynayan Carlos Gallaordo'nun oyunculuğu bence çok iyiydi.

Robert Rodriguez'in ilk filmi bu,adını duyurmuş olan film.Filmin nasıl çekildiğinden bahsederken şöyle demiş: "Sadece bir gitarım,bir kaplumbağam ve kameram vardı,film yapmak istiyordum." Ve bu kadar kısıtlı imkanlarla ortaya gerçekten büyüleyici bir şey çıkmış.

Bunun yanında bir de El Mariachi serisinin ikinci ve üçüncü filmleri var.Başrolünde Antonio Banderas'ın oynadığı Desperado ve başrolünde Antonio Banderas ve Johnny Depp'in oynadığı Once Upon A Time in Mexico.İzleyenleriniz mutlaka vardır,sizce ikinci ve üçüncü filmi de izlemeli miyim?

Herşeyiyle güzel bir film.Özellikle filmde yer alan Ganas de Vivir şarkısını çok seviyorum,bu aralar favorim.Dinlemenizi tavsiye ederim.
El Mariachi - Ganas de Vivir

Başka yazılarda görüşmek üzere!
Jaa ne minna! ^_^
Logo Design by FlamingText.com

20.5.18

BTS Love Yourself Tear Albüm İnceleme&Tepkilerim


BTS love yourself tear ile ilgili görsel sonucu

Merhaba dünya ben Menolly!

Uzun zamandır buralarda yoktum,ama geri döndüm!

Ve size çok güzel haberlerim var,BTS geri döndü!

19.5.18

The Rose Void - Albüm İnceleme


the rose void ile ilgili görsel sonucu

Uzun zaman sonra yazmam gereken ama yazmadığım yazıları yazıyorum.
(ne güzel cümle kurdum öyle)

The Rose kpop grubunun ilk mini albümü,16 nisan tarihinde yayımlandı.Albümün ana şarkısı Baby'nin klibi ile birlikte.

İzledim Bitti - Sınav


sınav filmi ile ilgili görsel sonucu

2006 yapımı türk filmi.

Bir eğitim konulu film daha.Sanırım bu aralar eğitim konusuna taktım.Gerçi hep gıcığım o konuya.

İki güne yayıp ödevler yüzünden bir türlü bitiremediğim efsane bir film.Benim doğumumdan 2 yıl sonra çekilmesine rağmen neden izlememişim hiç bilmiyorum ama iyiki rastladım da izledim.

İzledim Bitti - Les Choristes - Koro


Koro filmi ile ilgili görsel sonucu

Tekrar merhaba!

2004 yapımı fransız filmi Koro,fransızcasıyla Les Choristes.
Barış Özcan'ın(en azından bir videosunu izlemenizi tavsiye ediyorum ufkunuzu genişletecek videoları var) bir videosunda filmden bir şarkıya rastladım ve şarkı hoşuma gitti,daha sonra şarkıyı aramaya başlayınca filmi buldum,ve neden olmasın zaten fazladan zamanım var dedim.

Youtube'da ingilizce altyazılısını bulunca izlemeye başlamıştım,uzun zamandır izlediğim ilk ingilizce altyazılı dizi oldu.Ben fransızcayı çok severim, film adeta kulaklarımı okşadı.

5.5.18

Okudum Bitti - Hermann Hesse - Boncuk Oyunu


hermann hesse boncuk oyunu ile ilgili görsel sonucu

Gecikmiş yazılar 2.

Hermann Hesse'nin bir kitabını daha bitirdim.Tebrik edin beni!

Bu seferki biraz daha yavaş okuduğum,bana biraz daha ağır gelen bir kitaptı.
Fakat her zamanki gibi sonuna geldiğimde,harika hissettirdi.

3.5.18

Okudum Bitti - George Orwell - 1984


george orwell 1984 ile ilgili görsel sonucu

Herkese merhaba ben Menolly!

Okul,sınavlar,ödevler falan derken iyice uğramaz oldum buraya,nasıl yazı yazıldığını bile unutmuşum hatta :D Ama özledim,hazır kitaplarımı bitirmişken ve elimde biriken bir sürü yazı varken,geleyim de güncelleyeyim burayı dedim.

Görmeyeli nasılsınız?Herkes iyi mi?Eminim bir sürü değişiklik olmuştur,gidip blog yazılarını da okusam iyi olur.
Şimdi ise yeni bitirdiğim kitaplardan bahsetmem gerek.

24.3.18

Okudum Bitti - Çingiz Abdullayev - Əclafların Qanunu


çingiz abdullayev əclafların qanunu ile ilgili görsel sonucu

Selam dünya ben Menolly!

Ah...Elimde hakkında sayfalarca yazabileceğim bir kitap var.Beni soluksuz bırakan,nasıl başlayıp nasıl bittiğini anlamadığım bir kitap...

Okudum Bitti - Süleyman Sani Axundov - Seçilmiş Əsərləri


süleyman sani axundov seçilmiş əsərləri ile ilgili görsel sonucu

Selam dünya ben Menolly!

Haftalar önce bitirdiğim ama bir türlü yorumunu yazamadığım bir kitap,azeri yazar Axundov"un eserleri toplusu.
İçinde duyduğum duymadığım bir sürü güzel hikayenin ve pyesin yer aldığı müthiş bir derleme.
Aynı zamanda bitirsem de tatile denk geldiği için kütüphaneye geri götüremediğim bir kitap... -_-

Evet kütüphaneden almıştım,Nevruz tatili bitince geri götürmeyi düşünüyorum.

Kitap Axundovun pyesleri ile başlıyor.Pyeslerin güzel yanı,hikaye tadında olmaları ve bir sürü güzel espriler,düşündürücü yorumlar içermeleri.Çok sevdiklerim Karanlıktan Işığa,Laçın Yuvası,Özellikle aralarında Aşk ve İntikam pyesi var ki, en sevdiğim odur.

Kitap gerçekten çok güzel ve düşündürücü hikayeleri barındırıyor.Bu hikayeler Azerbaycanın SSCB'nin bir parçasıyken yazıldığı için,aslında yer yer o zamanki hakimiyyeti ifade eden ve onu öven hikayeler bulunsa da,yine de çok güzeldi.Yazar özellikle pyeslerinde üzerinde durulması gereken bir çok konuya yer vermiş.Bunlar kızların erken yaşta evlendirilmesi,cahillik,kadına şiddet ve saire konulardı.
Ne kadar zaman geçse de severek okunabilecek öyküler.Pyeslerin bir çoğunluğu komik,hikayeler ise etkileyici.
Seçilmiş Eserler'in son kısmı olan Qorxulu Nağıllar(Korkunç Öyküler) tam çocukların seveceği türde hikayeleri içeriyor.İçlerinden bir çoğunu bilsem de,severek okudum.Qaraca Qız,Nureddin,Əşrəf,Əhməd və Məleykə ve başka eserleri de çok zevkliydi.

Kitabı Qara Qarayev - Fikirli ve Qara Qarayev - İldırımlı Yollarla müzikleri ile okudum.Bu ikisini dinlemenizi tavsiye ediyorum,gerçekten eşsizler!

Okunması gereken bir yazar olduğunu düşünüyorum!

Başka yazılarda görüşmek üzere!
Jaa ne minna! ^_^
Logo Design by FlamingText.com

Okuduğum bloglar