20.6.19

Burada Olmadığım Süre Boyunca Okuduğum Bütün Kitaplar



Selam herkese.
Başlık biraz garip gelebilir,hemen açıklayayım.Bir kaç gündür geçen yılın sonlarından beri okuduğum ama yorumunu yazmadığım kitapların hepsinin yorumlarını hazırlamaya çalışıyorum ve o kadar çok ki gerçekten yorucu hale gelmeye başladı.Ben de sonunda hepsini bir yere toplayıp,hepsinden bir kaç cümle bahsetmeye karar verdim.
Bu yazıda,blog yazmadığım süre boyunca okumuş olduğum bütün kitapları görebilirsiniz. (şimdiye kadar yazmadıklarım dışında)


George Orwell - Hayvan Çiftliği



Size daha önce bahsetmiş olduğum kitap kiralama sistemi sayesinde okumuş olduğum bir kitap Hayvan Çiftliği,listedeki kitapların çoğu da böyle zaten.Meşhur 1984'ün yazarından yine aynı kalitede bir kitap,severek okudum.Bitirdikten sonra insana böyle farklı bir çok duyguyu bir arada yaşatan kitapları seviyorum.Orwell çok seven biri olarak,şiddetle tavsiye ediyorum.

Kitap hayvanlar üzerinden insanları eleştiriyor,anlamışsınızdır zaten.Kitapta bir çiftlik hayvanları sonunda baskıya,yıllardır yaşadıklarına dayanamayıp 'isyan'kaldırıyorlar,'darbe' yapıyorlar ve kendi ülkelerini kuruyorlar.Ülke dediğim de,kanunları,milli marşı,bayrağı ve demokrasisi ile birlikte gerçek bir ülke.Devamında olanlarsa sarsıcı ve biraz da ironik.

Adam Fewer - Olasılıksız



Verdiğim en iyi kararlardan biri olabilir bu kitabı okumak.
Bu kitabı kitabevinin instagram sayfasında görmem,gerçekten başıma gelen en iyi tesadüf olabilir.(ben tesadüflere inanmam aslında) Kitabı kiralamaya karar verdiğim zaman,kitap hakkında hiç bir şey bilmiyordum,hatta arka kapağı bile okumamıştım.Sadece kapağına aşık olmuştum.
Keşke gördüğüm anda kiralasaymışız ama,kiralamaya karar vermem bir kaç haftayı buldu.Sonra ise bir çırpıda bitirdim.
Ufkumu açan ve daha önce hiç düşünmediğim konuları düşünmemi sağlayan,hayata daha önce hiç bakmadığım bir yönünden bakmama sebep olan bu kitaptan sayfalarca bahsedebilirim...Kitap olasılıklardan bahsediyor,eğer basitçe açıklarsan.Aslında biraz bilimsel.Kabaca geleceği görebilen ve bütün olasılıkları bilen bir baş karakterimiz var ve kitapta onun yaşadıkları,başına gelenler kurgulanıyor.
Arka kapağı da büyüleyici:

Bir sabah, yıllardır görmediğiniz bir arkadaşınızı düşünerek uyandınız. Bir saat sonra, onunla sokakta karşılaştınız. Sizce bu sadece bir tesadüf mü, yoksa çok daha farklı bir anlamı olabilir mi?
Siz hiç Loto’da büyük ikramiyeyi kazanmadınız. Ama birileri kazanıyor. Hem de sürekli! Onlar sizden daha mı şanslılar?
Şans nedir gerçekten? İçinizde bütün parayı kırmızıya yatırmanız gerektiğini söyleyen bir his var. Bu his bir öngörü müdür? Yoksa daha fazlası mı?
Yolda gidiyorsunuz. Kafanızı çevirip yandaki küçük parkta baktınız ve bir anda bu anı daha önce de yaşamış olduğunuzu hissettiniz. Evet, Deja Vu. Sizce nedir Deja Vu; Geçmiş mi, rüya mı yoksa geleceği mi görüyorsunuz?
Eğer siz de kontrolün kimde olduğunu merak ediyorsanız, ‘Olasılıksız’ tam size göre bir roman…
(Tanıtım Bülteninden)

Dediğim gibi,ben hakkında hiç bir şey bilmeden sadece kapağını severek okudum bu kitabı.
Siz de benim gibi bilimsel konulara ilgi duyuyorsanız ve kontrolün kimde olduğunu merak ediyorsanız acilen okuyun.Daha önce haberinizin bile olmadığı çok farklı şeyler öğreneceksiniz :)

Margaret Atwood - Damızlık Kızın Öyküsü



Belki biliyorsunuzdur,dizisi bile çekildi bu kitabın.Benim okumam ablamın bir yıl kadar devam eden şiddetli tavsiyeleri sayesinden oldu :D Kendisi bu kitabı çok sever.
Distopik bir kitap,ama ne distopik.Distopyayı çok seven biri olarak (okuduklarımdan da anlamışsınızdır) bu kitabı daha büyülenerek okudum.

“Biz iki bacaklı rahimleriz, hepsi bu.”
Kadın, “bunaltıcı düşlerden uyandığı” bir sabah, hiçliğe dönüşmüş olarak buldu kendini. Artık bir adı yoktu, düşüncesi, benliği, arzusu yoktu ama bir rahmi vardı. Yaşamını kolonilere sürülmeden, öldürülmeden, Damızlık Kız olarak sürdürmesini sağlayan rahmi. Artık âşık olmayacaktı, sevmeyecekti, onaylanmış bir dilin ötesine geçmeyecekti. Duvarlara asılmış sıra sıra cesetler, tek gerçeğin savaş ve üreme olduğunu hatırlatıyordu. Özgürlük hatırlanmayacak kadar uzaktaydı…
Margaret Atwood’un başyapıt niteliğindeki feminist distopyası Damızlık Kızın Öyküsü, bütün distopyalar gibi geleceğe dair bir paranoyayı değil, içinde yaşadığımız gerçeğin ta kendisini dile getiriyor. Erkek egemen muhafazakâr bir rejimin üremeyle sınırlandırdığı, mahrem örtülerin  ardına gizlediği kadın bedenleriyle bize aşina gelen bir gerçeğin.
Anlatılan bizim hikâyemizdir!
(Tanıtım Bülteninden)

Ölmeden okunması gereken kitaplardan.
Benim için tek sorunu,kitabın sonunun...Biraz yarım kalmış gibi olması.Neyse,okuyunca anlarsanız. :)

Chuck Palahniuk - Ölüm Pornosu



Açıkçası,bahsetmeye biraz çekindiğim bir kitap.
Daha önce hiç okumadığım bir tarz,daha önce hiç dikkatimi ççekmeyen türde bir şey,ama gerçekten de sıradışı.
Chuck Palahniuk'u Dövüş Klubü'nden tanıyanlarınız vardır,hani meşhur Fight Club filminin esinlendiği kitap.Ne filmdi değil mi?... İşte onun hikayesini bu adam yazdı.
Benim bu kitapla tanışmam da yine bir tesaüf sayesinde oldu.Her zaman kitap kiraladığımız kitabevinin instagram sayfasında karşılaştık.Yine sıradışı bir kapak,fakat bu sefer arka kapağı okudum.
Ve 'aman tanrım' dedim :D
Ablam ne kadar tereddütlü olsa da,ben kararlıydım.Sıradışı bir kitap olmasına,ama okumalıydım işte,hissediyordum.
Farklı bir deneyimdi.Ne çok sevdim,beğendim diyebilirim,ne de nefret ettim.Sadece bana daha önce hissetmediğim şeyler hissettirdi ve farklı bazı bilgiler kattı.
Teşekkürler Palahniuk :)

F.M. Dostoyevski - Kumarbaz,Beyaz Geceler



Şu an Dostoyevski'yi anlatacağım sıkı durun .D
Bu yazardan herhalde bahsetmeme bile gerek yok.Rus edebiyatı ile biraz ilgisi olan,rus edebiyatını bırakın,kitap okuyan herhangi biri,hatta okumayanlar bile biliyordur.

Eminim bu iki kitabı da herkes çok iyi tanıyordur.Bu aralar,Dostoyevski kitaplarını bitirmeye kafayı taktım.2018 yazında (idi galiba) Suç ve Cezayı (sonunda) bitirdiğimde,ilk durağım Kumarbaz olmuştu ama nedense o zaman okumamıştım.2019'a kısmetmiş.
Her ikisini severek okudum.Kumarbaz biraz zor,biraz ağır ama Beyaz Geceler efsane güzeldi,zaten kısa bir kitap.
Okunmalılar.

Khaled Hosseini - Bin Muhteşem Güneş, Ve Dağlar Yankılandı



Uçurtma Avcısı'na olan aşkımı biliyorsunuzdur,bilmiyorsanız öğrenmiş oldunuz.Aynı şekilde yazara da bayılıyorum.Ve Uçurtma Avcısı bittikten bir süre sonra 'ben niye bütün kitaplarını okumuyorum,hazır kirada varken' diye düşündüm ve bu iki bebeği de okumaya karar verdim.
İyi ki de varmişim.



İki kitabın konusu biraz farklı,Bin Muhteşem Güneş daha çok kadın hakları ve kadınların yaşadıklarını ele alırken,Ve Dağlar Yankılandı iki kardeşin bir birine olan yılların değiştiremediği sevgisini bizlere gösteriyor.
İkisi de bir başyapıt.Ama,ben Bin Muhteşem Güneş'i daha çok beğendim o ayrı.
Ama ikisini de severek okudum.Khaled Hosseini çok iyi bir iş çıkarmış.Geriye sanırım sadece son yazdığı kitap kaldı,ona da yakında yetişirim diye düşünüyorum.
Olaylar yine Afganistan'da geçiyor,aynı Uçurtma Avcısı gibi.Yine Afganistan devriminin,Taliban rejimi sonrası ve öncesi ülkenin durumu ve o dönem yaşananların vurgulandığı kitaplar bunlar da.
Ayrıca bu kitaplar bende gece geç saatlerde,salonda,masada okuduğum kitaplar olarak kaldılar çünkü her ikisini bahsi geçen durumda okudum :D

Ahmet Hamdi Tanpınar - Saatleri Ayarlama Enstitüsü



Bu aslında,bütün bahsettiğim kitaplardan da önce,henüz blog yazarken okuduğum bir kitap ama nedense blogda yazısını yazmamışım.Barış Özcan'ın tavsiye ettiği (OKU serisinden) bir kitap.

Ahmet Hamdi Tanpınar'ın şiiri sembolist bir ifade üzerine kurulmuştur. Aynı anlatım tarzı romanlarına da zaman zaman sirayet eder. Ancak muhteva açısından metafizik eğilimleri ile estetik endişelerini şiire ayırdığı halde, sosyal temalar için nesri seçmiştir. Romanları, zengin hayat hikayesinden taşarak Türkiye meselelerine kendine has yorumlar getirir.

Biraz zorlanarak okumuş olsam da,buram buram eski zamanlar kokan,sıradan Türkiye vatandaşlarını en güzel sergileyen ve zamanının değerini bir daha hatırlatan bir kitaptı.Okumanızı tavsiye ederim.

Elxan Elatlı - Cəhənnəmdən Gələn Səs


Yıllardır merak ettiğim,hocalarımızın yaşınıza uygun değil diye biz çocuklardan itinayla uzak tuttuğu ve beğenerek okuduğum azerbaycanlı bir yazarın kitabı.
Elxan Elatlı ve özellikle bu kitabı gerçekten de yıllardır merak ettiğim bir kitap ama okuma şansına geçen yıl sonunda eriştim.Okul kütüphanesinden de alamayınca,sonunda kiralamaya karar verdim ve gerçekten beğenerek okudum.Kendimi büyük bir şeye hazırlamasam da,yine de beklentimi karşıladı ve,buna ek olarak hocalarımın itinayla uzak tutmasını gerektirecek kadar beni derinden etkileyen ya da korkutan öğelere rastlamadım.Belki de zihnimin bu tür şeylere zaten alışık olmasından.
Eğer azerbaycanlı bir yazarı okumak istiyorsanız,gönül rahatlığıyla size bu kitabı tavsiye ediyorum pişman olmazsınız.Karabağ konusuna da çok iyi dokunan bir kitap olduğunu düşünüyorum,yazarın bu konuyu ifade etme şekli beni derinden sarsmıştı gerçekten de.

Halil Cibran - Ermiş


Çok yakın zamanlarda,daha geçen ay okuduğum,yine Barış Özcan'ın tavsiyesi olan bu tüyler ürpertici eseri,bence,çocuktan büyüğe hepimiz okumalıyız.Çok değerli,çok güzel bir kitap.

"İnsan için tüm amaçlarını susuzluktan çatlamış dudaklara ve tüm yaşamı bir çeşmeye dönüştüren bir armağandan daha büyüğü yoktur kuşkusuz. Benim şerefim ve ödülüm işte bu armağanda yatıyor. Ne zaman içmek için çeşmeye gelsem, diri suyun kendisini susamış bulmamda..." Yıllar boyu kendisine yurt olan kentten ayrılırken, Ermiş'ten geride bıraktığı halka hitap etmesi istenir. Kent halkı ona aşk, evlilik, suç, ölüm, güzellik ve daha pek çok konuda sorular yöneltir. Aldıkları karşılık, hoşgörü ve sevginin biçimlendirdiği bir insan yaşamı üzerine hazine değerindeki öğütlerdir. Haklıyla haksızın, suçluyla suçsuzun, dimdik ayakta duranla düşmüşün aslında aynı insan olduğu bir yaşamdır bu...
(Tanıtım Bülteninden)

Genel olarak,bir peygamberin bir çok farklı konuda düşüncelerini ve tavsiyelerini insanlara dile getirdiği ve bir çok farklı insanı konuda derin düşünceler barındıran felsefi bir kitap.Ben en çok çocuklardan,sevgiden ve ölümden bahsettiği bölümleri beğenerek okumuştum.Tekrar tekrar okunmayı hakeden bir eser.

Stephen Hawking,Leonard Mlodinov - Zamanın Daha Kısa Tarihi


Bu kitap ise en sonuncusu.Daha geçen hafta bitirdiğim,etrafımdaki herkese değim yerindeyse 'yeni sevgilim' diye tanıttığım,boş bulunduğum her an okuduğum mükemmel bir şey. (şu an Kitap Hırsızı'nı okuyorum ve onunla da öyleyim kitapları fazla seviyorum galiba :D )

Aslında Zamanın Kısa Tarihi isimli ilk versiyonu istiyordum ama bunu bula bildim.Aslında konuları aynı sadece ikincisi kısalaştırılmış versiyon.İçeriği yine aynı.

Zamanın Daha Kısa Tarihi, İngiliz fizikçi Stephen Hawking ile Amerikalı fizikçi Leonard Mlodinow tarafından yazılan 2005 yılında piyasaya sürülmüş popüler bilim kitabı. Eser, 1988 yılında piyasaya sürülen Hawking'in kitabı Zamanın Kısa Tarihi'nin yeniden kaleme alınmış bir güncellemesi niteliğindedir. Kitapta Hawking ve Mlodinow okuyuculara kuantum mekaniği, sicim kuramı, büyük patlama teorisi gibi konuları açıklamaktadır. Kitap, yeni bulunan keşiflerle güncellenmiş ve eski kitapta bulunan konular daha kapsamlı örneklerle açıklanmıştır.

Tek kelimeyle harikaydı.Bir sürü yeni bilgi öğrendim ve zevk alarak okudum.Her şey güzelce açıklanıyor ve bilime ilgili olanların kesinlikle okuması gereken bir kitap diye düşünüyorum.Stephen Hawking'i çok seven biri olarak büyülenerek okudum :)

Ve böylece hepsi bitmiş oldu.Bu kitapların hepsini beğendim ve tavsiye ederim.Eminim içinde okuyup beğenecekleriniz vardır.

Görüşmek üzere ^_^
Logo Design by FlamingText.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Okuduğum bloglar