6.5.19

Kitap - Khalid Hosseini - Uçurtma Avcısı - Özel Bir Kitap

uçurtma avcısı ile ilgili görsel sonucu

Uzun yıllardır okumak istediğim bir kitaptı.Ve geçen yılın sonunda okumayı başardım .
Ablam sayesinde aldığım kitaplardan bir tanesi bu da,kiraladığı kitaplardan bir tanesi.
Uçurtma Avcısı'nı herhalde artık duymayan,hatta okumayan yoktur,hikayesi,atmosferi her şeyiyle çok büyüleyici.Uzun bir zaman etkisinden çıkamadım ve hala da hatırladığım zaman içime bir şey oturuyor.
Bu kitap benim için özel.Ne zaman okusam tüylerimi diken diken eden,gözlerimi dolduran bir kitap.Benim için şimdiye kadar okuduğum bütün kitaplardan daha farklı bir kitap.Uçurtma Avcısı kalbimde yeri olan bir kitap,ne zaman okusam yine aynı şeyleri hissedebileceğim bir kitap.

Emir ve Hasan, Kabil'de monarşinin son yıllarında birlikte büyüyen iki çocuk... Aynı evde büyüyüp, aynı sütanneyi paylaşmalarına rağmen Emir'le Hasan'ın dünyaları arasında uçurumlar vardır: Emir, ünlü ve zengin bir işadamının, Hasan ise onun hizmetkârının oğludur. Üstelik Hasan, orada pek sevilmeyen bir etnik azınlığa, Hazaralara mensuptur.

Çocukların birbirleriyle kesişen yaşamları ve kaderleri, çevrelerindeki dünyanın trajedisini yansıtır. Sovyetler işgali sırasında Emir ve babası ülkeyi terk edip California'ya giderler. Emir böylece geçmişinden kaçtığını düşünür. Her şeye rağmen arkasında bıraktığı Hasan'ın hatırasından kopamaz.

Uçurtma Avcısı arkadaşlık, ihanet ve sadakatin bedeline ilişkin bir roman. Babalar ve oğullar, babaların oğullarına etkileri, sevgileri, fedakârlıkları ve yalanları... Daha önce hiçbir romanda anlatılmamış bir tarihin perde arkasını yansıtan Uçurtma Avcısı, zengin bir kültüre ve güzelliğe sahip toprakların yok edilişini aşama aşama gözler önüne seriyor.
Uçurtma Avcısı'nda anlatılan olağanüstü bir dostluk. Bir insanın diğerini ne kadar sevebileceğinin su gibi akıp giden öyküsü...
(Tanıtım Bülteninden)

Bu kitabı nasıl yorumlayacağımı inanın ki bilmiyorum.Çünkü nasıl anlatsam,içimdekileri sizlere dökemeyeceğim.Nasıl anlatsam da size tam olarak bu kitabın bendeki yerini ve bana hissettirdiklerini açıklayamayacakmışım gibi hissediyorum.

Öncelikle,kitap Afganistan'ın o zamanki halini ve atmosferi bize çok iyi yansıtıyor.Olayların anlatılış biçimi,ülkenin Taliban'dan önceki ve sonraki durumunun ifade ediliş biçimi tüylerimi diken diken etmişti.
Emir karakterinin iç dünyası bize kendi dilinden açılıyor,yazar hiç bir şeyi saklamadan Emir'in babası,Hasan ve Afganistan hakkında hissettiklerini bize aktarıyor.Bu yüzden yer yer Emir'e üzüldüm,yer yer kızdım yer yer onu anladığımı hissettim.Her ne kadar yanlışları olsa da,Emir'in durumu kolay değildi.
Kitapta Hazaralara gösterilen muamele ırkçılıktan bir kez daha nefret etmemi sağladı.Düşman olmak,kulaklığını gözlerini tıkamak o kadar kolay ki zulme,o kadar kolay ki görmüyormuş,bilmiyormuş gibi davranmak.Ama oralarda bir yerlerde yine de oluyor,yine de birileri birilerini dışlıyor,birileri ötekileştiriliyor.İşte hepimiz buna karşı olmalıyız aslında.
(sadece ırkçılık konusu değil de,dışlama ilgili bir yazı yazmayı düşünüyorum,kendi ülkemde olan bir dışlanma,bir intihar vakasından da bahsedeceğim)

Aslında,Emir ve Hasan'ın yaşadıkları babalarının günahları da olabilir.Onların bu duruma düşmelerinin bir sebebi de onlardan yıllarca gerçekleri saklayanlar olabilir.
Emirin Söhrab'ı bulmak için Afganistan'a yola düşmesini,Hasan hakkında ve kendi geçmişi hakkında gerçekleri öğrenişini ve Söhrab'ı eve götürme mücadelesini nefesimi tutarak okudum.Kendisi de Afganistan doğumlu olan Khalid Hosseini'nin kaleminden Afganistan'ın zulümden önceki halini ve sonraki halini okumak nefes kesiciydi.Taliban'dan sonrası ise bir kez daha kahrolsun terör dememize sebebiyet veriyor.
Dini çarpıtmaya çalışanların sonunun gelmesini diliyorum.İnsanların inancını kendi çıkarlarınca kullananların,din yoluyla insanlara zulmetmeye çalışanların,dini hükmetmek için bir araç olarak kullananların en kötüsünü yaşayacağını umuyorum.Çünkü din,ister Semavi dinler olsun,ister tüm diğer dinler,hepsi barıştan ve huzurdan yanadır,hümanizmi destekler.Din,bir nefret aracı değildir,din bir öldürme aracı değildir.

Emir'le Hasan'ın kardeş gibi büyürler,birlikte oynarlar,ilk kelimelerini aynı dam altında derler,hatta Hasan'ın ilk kelimesi Emir'dir,fakat yine de,aralarındaki uçurum daha onlar doğmadan açılmıştır.Hasan bir hizmetkar,üstelik bir Hazara,Emir ise bir ağa,üstelik de bir Peştun çocuğudur.İşte aralarındaki bu fark,kitapta öylesine belirgin bir şekilde gösterilmişti ki, içimi sızlattı.Gerçekte de böyle değil mi,etnik fark,sınıf farkı her şeyden üstün değil mi insanlar arasında?

Bu kitabı okumadıysanız,okuyun arkadaşlar.Çünkü gerçekten büyüleyici.
Bu arada filmini de izledim,o da çok güzel ama kitabı her türlü çok daha iyi.Bir ömür boyu unutamayacağım bir öykü olacak.

öpüldünüz xoxo
Logo Design by FlamingText.com






Okuduğum bloglar