Bu kitap,çok garip.Cidden çok garip.
Gönülçelen ya da Çavdar Tarlasında Çocuklar (Özgün adıyla: The Catcher in the Rye), J. D. Salinger'in romanıdır. Eser ilk olarak 1951'de Birleşik Krallık ve ABD'de kitap olarak basıldı.
"Modern zamanların başyapıtı" olarak değerlendirilen bu eser, "ahlâk dışı" ve "açık saçık" bulunduğundan ABD'nin birçok tutucu bölgesinde uzun süre yasaklı kaldı. Hâlâ bazı Amerikan kütüphanelerinde yasaklı kalmasına rağmen, kitabın yasaklanması günümüzde ilginç bir hal almıştır: ABD'de lise düzeyinde en çok yasaklanan kitap olmasına rağmen aynı zamanda en çok okutulan kitaptır.
Kitap, anti-kahraman Holden Caulfield'ın okuldan atılmasıyla başlayan süreci Holden'ın kendi ağzından anlatır. Stylist.co.uk sitesi tarafından "En iyi ve en ikonik 100 giriş cümlesi" listesinde romanın giriş cümlesi birinci sırada yer alırken "En iyi 101 kapanış cümlesi" listesinde on beşinci sırada yer aldı.
Kitabı tek bir günde baştan sona okudum.Hem de hiç durmadan.O kadar sardı yani.
İlk başta bana çok garip gelse de,okumaya devam ettikçe yazarın açıklamaya çalıştığı konuyu yavaş yavaş anladım.Ve,evet,bu çok ağırdı.Toplumun etkisi,koşullar,Holden Caulfield'i değiştirmişti,aslında sadece saf olanı ve masum olanı arıyordu.
Holden kitabın ortalarına doğru şöyle bir şey diyor: "Bazen öyle yazarlar oluyor ki, işte bu adamı arayıp saatlerce sohbet edebilirim diyorum".(bunun gibi bir şey diyor) Ben de bu kitabı okurken,yazarın dilini o kadar beğendim ki onu arayıp saatlerce konuşabilirdim...Ama ne yazık ki yazarın tek kitabı bu...
Ve bu kitabı da BTS sayesinde keşfettim.Üyelerin tavsiye ettikleri kitaplar arasında yer alıyordu.
Görün görün,bir müzik grubu kitap okumanıza vesile oluyor,sizi kültürlendiriyor,örnek alın biraz.
Çavdar Tarlasında Çocuklar adı,Holden'in sözlerinden alınmış.Kitabın bir bölümünde kız kardeşi Phoebe'ye (ki o karaktere bayıldım) hayalindeki işi anlatırken Çavdar Tarlasında Çocuklar'dan bahsediyor.O bölümü çok detaylarıyla anlatmayacağım,okuyun ve görün.
Holden'in yaşadıklarını yarı gülerek yarı hüzünlenerek okudum.Eğer başka koşullar altında olsaydı,hiç de kötü bir çocuk değildi aslında.Hatta bir çok kişiden daha iyi gibiydi...
Özellikle kitabın sonunda az daha ağlayacaktım.Son sayfada bittiğine inanamayarak boş boş baktım öyle.
Güzel bir kitaptı,fazlasıyla güzeldi.Size eğlenceli hatta basit,saf bir hikaye,komik bir kitap gibi görünerek başlıyor ama sonuna geldiğinizde...Neyse anladınız siz onu.
Kitabı The Chainsmokers - Sick Boy şarkısıyla okudum.
Bu muazzam hikayeyi okuyun.
~~~~~~~~~~
"Bir kitabı okuyup bitirdiğiniz zaman, bunu yazan keşke çok yakın bir arkadaşım olsaydı da, canım her istediğinde onu telefonla arayıp konuşabilseydim diyorsanız, o kitap bence gerçekten iyidir."
~~~~~~~~~
... millet gelip karnınızın üstüne bir sürü çiçek filan koyacak, daha bir sürü zırvalık. Öldükten sonra çiçeği kim ne yapsın? Yani...
~~~~~~~~~~
Size anlatacaklarım bu kadar.Eve gidince ne yaptığımı,nasıl hastalandığımı,buradan çıktıntan sonra önümüzdeki sonbaharda hangi okula gideceğimi falan anlatabilirim herhalde size,ama canım istemiyor.Gerçekten istemiyorum.Bu zırvalıklar şu an beni hiç ilgilendirmiyor.
Pek çok kişi,özellikle de burada şu psikiyatrist herif,önümüzdeki Eylül ayında okula başladığımda kendimi derslere verecek miyim diye sorup duruyor.Bu çok salakça bir soru bence.Yani,bir şeyi yapmadan önce ne olacağını nereden bilebilirsiniz ki?Yanıtı belli bunun,bilemezsiniz.Yemin ediyorum,çok salakça bir soru bu.
D.B ötekiler kadar kötü değil,ama o da bana soru sorup duruyor.Geçen Cumartesi,yanında şu ingiliz yavruyla geldi buraya,senaryosunu yeni yazdığı bir filmde oynayacakmış.Pek yapmacıklı,ama çok güzel bir kız.Her neyse işte,kız tuvalet için ta öbür kanatta bir yerlere gittiği bir sırada,D.B bana size anlattığım bir şeyler hakkında ne düşündüğümü sordu.Ne diyeceğimi bilemedim.Doğrusunu isterseniz,ne düşümdüğümü ben de bilmiyorum.Pek çok insanın hakkında konuştuğum için üzgünüm.Bildiğim tek şey; size anlattığım herkesi biraz özlüyorum.Bizim Stradlater ve Ackley'i bile,sözgelimi.Sanırım,o lanet Maurice'i bile özglüyorum.Sakın kimseye bir şey anlatmayın.Herkesi özlemeye başlıyorsunuz sonra.
Başka yazılarda görüşmek üzere!
Jaa ne minna! ^_^
heeey evet en önemli kitaplardan birini okumuşuuun yaaa. ama bak bir iki kitabı daha var. franny ve zooey birinin adı, öyküleriiii :)
YanıtlaSilAaa ben bir tane var diye okudum ama
SilHemen araştırmaya uçuyorum teşekkürleer ^^
Benim beğenerek okuduğum bir kitaptı. Emeğinize sağlık...
YanıtlaSilHolden canım benim
YanıtlaSilBu kitabı elime alıp alıp geri brakıyorum. En son antalya fuarında okunmaya karar verip vazgeçmiştim. :)))
YanıtlaSilbence okumalısınız :)
Sil