Film - The Fast And The Furious Serisi - Hızlı ve Öfkeli

Selam dünya ben Menolly!

Evet,bu yazı kesin uzun olacak.Bu yazı kesin beni zorlayacak...

Sonunda bu yaz bir yıldan beri beynimi kemiren bir film serisini bitirdim.Çocukluğumun serisi Fast and The Furious bitti.

Yazıya başlamadan önce bu film serisinin çocukluğumda bıraktığı anıları ve hikayesini anlatacağım.
Ablam ve erkek kuzenim çocukluğumdan,çok küçük yaşlarımdan beri çok fazla film izliyorlar,ben de onların yanında büyüdüğüm için özellikle korku ve aksiyon filmlerinin yeri bende büyüktür.Mesela X Files da ablam ve kuzenlerimin küçükken izlemeleri sayesinde öğrendiğim bir dizidir.Yani onların küçük yaşlarımdan beni de yanlarına alarak yabancı film/dizi izlemeleri çocukluğumun aklıma kazınmış en güzel anılarındandır.
Vay,ne günlerdi be...Çocukluğuma gittim şu an :(

Ve o dönemler kuzenim ve ablam aşırı derecede Vin Diesel filmleri izlerdi.O kel ve karizmatik adamı çocukluğuma kazıdılar yani.Sayısız filmini izlemişimdir,çoğu da aksiyon filmleriydi.
Böyle bir çocukluk geçirdiğim için çok mutluyum açıkçası,güzel bir çocukluğum vardı ve özellikle çocukluğumun bana çok şey kattığını söyleyebilirim.İyiki böyle bir ablam ve düzgün bir çevrem vardı da şimdiki halime o zamandan beri adım adım gelebildim.
Neyse,konumuz o değil :D Ben biraz geçmişe gittim de.

Fakat şöyle ki ablamlarla film izlediğim,yani onlarla zaman geçirdiğim zamanlar aşırı küçüktüm.Ve izlediğim çoğu filmin de sadece hikayesi ya da bir kaç sahnesi gibi küçük detaylarını hatırlıyordum.Bir de kel ama aşırı sempatik ve yakışıklı olan Vin Diesel'i :D

Sonra,yazın ortalarında,temmuzda,artık sonunda Fast and the Furious hakkında bir kaç yerden bir şeyler okumaya başladım.Sürekli orada burada görüyordum ve dediğim gibi bir gün baştan aşağı izlemek istiyordum.Hatta ablama da söyledim ben bu filmleri iyi hatırlamıyorum izlesem mi diye.
Ve sonunda temmuzun ortaları gibi sanırım,ani bir kararla hangi sırayla ve nasıl izlemeyeceğimi anlamak için araştırmaya başladım.Fast and The Furious'un 2000 başına kadar uzanan bir geçmişi var,bir sürü oyuncusu ve en az dizi bölümleri kadar filmi var,insanın kafasını karıştıran bir kronolojisi de var ayrıca.Kronolojisi hakkında nereden bilgi aldığımı da anlatacağım,linki de vereceğim çünkü bana çok faydalı oldu o yazı.

Fast and The Furious'dan aklımda kalanlar sadece Vin Diesel(evet her zamanki gibi :D),yakın zamanda ölüm haberini aldığımız rahmetli Paul Walker ve bir çok güzel sahnesiydi.Başka her şeyi unutmuştum.
Hal böyle olunca neden izlemeyelim mi?

Tamam,şimdi The Fast and The Furious filmleri dünyanın en güzel filmleri değil,öyle büyük bir senaryo ya da kurguları,olay örgüleri de yok.Ama bir gerçek var ki benim çocukluğumda özel bir yere sahipler ve kendilerini hala izletiyorlar.Hala çekilmeye devam ediliyor bu arada,2019'da yenisi çıkacak...

Fast and The Furious'u neden sevebiliriz?Bence aksiyon ve araba yarışları ile ilgili bir şeyler izlemek istiyorsak iyi bir seçim.Ayrıca çekimleri çok güzel ve aksiyon sahneleri bazen fizik kurallarını tepetaklak etse de hala heyecanlandırabiliyor ve kendine hayran bırakıyor.Diğer sebep samimi ve sempatik bir yanı olması,karakterleri olsun,hikayesi olsun samimi bir film.

Temmuzun ortasında başladım ve iki kısa filmiyle de birlikte 8 filmi olan seriyi izleyip bitirdim.

Fast and The Furious filmlerinin normal bir sıralaması yok.Şöyle ki, her film öncekinden 2 yıl sonra çekiliyor ve kronoloji biraz karışık.

İlk film 2001'de çekiliyor,her şeyin başlangıcı.Aslında bu filmden sonra serinin ikincisi var gibi görünüyor ama öyle değil.Bu filmden sonra ne olduğunu anlamak için öncelikle Turbo-Charged Prulude isimli kısa filmi izlemelisiniz,arada neler olduğunu daha iyi anlamak için,sonra ikinci film geliyor.Ayrıca serinin üçüncüsü olduğunu sanacağınız Tokyo Drift aslında tamamen başka bir amaca hizmet ediyor.Aslında Tokyo Drift 6. filmden sonrasını konu alıyor.
İşte bu şekilde karışık,ama Burak Göç'ün yazdığı yazıdan daha detaylı bir şekilde öğrenebilirsiniz.Ben de oradan takip ederek seriyi bitirdim,kendisi çok güzel bir şekilde açıklamış.
Vereceğim linkten film sırasını takip etmenizi ve o sıraya göre izlemenizi tavsiye ederim,öyle çok daha iyi anlaşılıyor.
The Fast and The Furious film sıralaması

O zaman artık hadi bir ay içinde bitirip çok sevdiğim,en sevdiğim film serisi olan F&F filmlerine şöyle bir göz atalım:

The Fast and The Furious (2001)

Serinin ilk filmi bu.Hikayenin başlangıcı,taa milenyumun da başlangıcı oluyor kendisi.
Her şeyin nasıl başladığını anlatıyor.Evde kimse yokken,yalnızken televizyonun önünde oturup habire bir şeyler yiyerek keyifle izledim bu filmi.Araba sahnelerinde heyecanlanarak,bir gülüp bir tatlı tatlı gülümseyerek bitirdim.
Çok keyif verdi,baş karakterler Dom ve Brian'ın tanıştığı film:
Serinin ilk filimde gizli polis olarak karşımıza çıkan Brian, yeraltı dünyasının sokak yarışı lideri Dominic Toretto ve suç çetesini araştırıyor. Hızlı ve öfkeli polisimiz Brian, Dom’un kız kardeşi Mia’ya aşık olduktan sonra görevi dışında bambaşka bir noktaya sürükleniyor. Serinin kıvılcım taşı olan The Fast and the Furious aynı zamanda Brain ve Dom’un kardeşlik bağı temellerinin atıldığı film.

Brian'ın sürekli Dom'ların sandviç dükkanında takılması ve sürekli ton balık yemesinde bir bit yeniği vardır,evet o bit yeniği Dominic'in kız kardeşi Mia'dır.Ayrıca Brian Toretto'nun çetesini araştıran bir polistir.Sonunda Mia'nın o zamanki sevgilisi Vince tarafından Brian'ın azıcık hırpalanması ve Dom'un olaya müdahale etmesi sonucu Dom ve Brian tanışır.
Sonradan Dom ve Brian arasında olan yarış da F&F tarihinin ilk yarışıdır :D Ah,ah,çok güzeldi be.İkisi de çok hızlı ve öfkeliydiler.

Ardından Brian'ın Dom'u polislerden kurtarması ile Dominic Brian'ı mekanlarına getirir ve yavaştan dostlukları başlar.Oralardan itibaren de olaylar kızışır.
Bu arada Dom'un ilk çetesi de ortaya çıkar: Dominic Toretto,Mia Toretto,Dom'un yari Letty Ortiz,Vince ve Leon gibi bir kaç kişiden oluşuyordur.Brian da kendini takımdan alı koyamaz ve kısa sürede suça batar.
İlk film olarak bence müthiş güzeldi.Müthiş bir nostalji hissi ve güzel duygularla izledim.
İlk filmden sonra neler olduğunu,Brian'ın ne yaptığını anlamak için ise Turbo Charged Prelude isimli kısa filmi izlemeyi unutmayın.Türkçe çevirisi yok ama orjinal haliyle de izleyip neler olduğunu anlayabilirsiniz.

2 Fast 2 Furious - Daha Hızlı Daha Öfkeli (2003)

Serinin ikinci filmi,ayrıca Brian'ın çocukluk arkadaşı olan,sonradan filmin güzide karakterine dönüşecek olan Roman Peace ile de bu filmde karşılaşıyoruz:

Brian ve Roman Pearce karakterlerinin olay örgüsünün başında yer aldığı filmde, ikili özgürlüğüne kavuşmak için FBI’ın teklifini kabul etmek zorunda kalıyor. Miami uyuşturucu çetesini araştırmaya koyulan kankalar; drag yarışları, yüksek sürat ve aksiyonun birbirini kucakladığı yapımda özgürlükleri için mücadele ediyor.

Bir karakter olarak,favorim olmasa da Roman'a bayılıyorum.Ne diyorlar,serinin mizah aracı resmen.Çok konuşur,insanı canından bezdirir ama temiz kalpli ve sadakatlidir.Bence serinin ayrılmaz parçası.
Bir diğer tanışacağımız yeni karakter de Tej Parker.Bu filmde çok da önemli görünmese de,sonradan kendisiyle yeniden karşılaşacağız,kaynaşacağız ve bu filmdeki halinden çok farklı olacak,o yüzden izlerken onu unutmayın.
(şu an serinin müziklerini dinliyorum ve,vay canına ya...)

Bu filmde ayrıca Suki gibi bir sürü eğlenceli ve güzel karakter var.Monica isimli bir karakterle de tanışıyoruz ki, onu da unutmamamız lazım.
Bu filmde Dominic Toretto olmasa da,bence izlemeden geçilmemesi gereken bir film.Brian karakterini daha iyi tanıdığımız ve yeni bir maceraya ortak olduğumuz keyifli bir parça.
Bu filmden sonra da neler olduğunu anlamak için (direk diğerine geçmeden önce) Los Bandoleros isimli,Vin Diesel'in yapımcısı olduğu kısa filmi izliyoruz.Bu filmde Dominic'in takımın başına gelen son olaylardan sonra Dominik Cumhuriyyetine gittiğini ve orada kendine yeni bir yaşam kurduğunu görüyoruz.Ardından Letty onu buluyor ve onların tatlı aşkıyla geçen bir kaç dakikadan sonra film bitiyor.
(ilerde daha çok bahsedeceğim ama şimdiden söyleyeyim Letty&Dom ilişkisine bitiyorum... :D)
AZ DA OLSA SPOİLER OLABİLİR
Aslında çoğu F&F izleyicisi Han karakterini ilk defa Tokyo Drift'de görse de ve onun ilk gelişinin o film olduğunu zannetse de,Han aslında ilk defa bu kısa filmde görünmüş ve bu dönemde ilk defa Dom ile tanışmıştır. Evet,bunu çoğu F&F izleyicisi bilmiyor...
BİTTİ

Fast&Furious 4 (2009)



Serinin bu filminden bahsetmeden önce,söylemeliyim ki, daha önce de dediğim gibi serinin üçüncü filmi Tokyo Drift'i geçtik,neden,çünkü o daha önce çekilse de kronolojik olarak serinin 6. filminden sonrayı anlatıyor,o yüzden kafamız karışmasın diye onu sonradan izlemelisiniz.İnanın bana,sırayla izlediğinizde Tokyo Drift'in seriyle alakası ne diye düşünseniz de 6. filmden sonra Tokyo Drift izlediğinizde parçaları birleştirmeyi başarıyorsunuz.Bu da F&F yapımcıları ve senaristlerinin tatlı oyunu diye düşünelim :D

Serinin alevlenen filmli Hızlı ve Öfkeli 4’te, sıkı dostlar Brian ve Dom tekrar bir araya geliyor. Sizin de tahmin edebileceğiniz gibi ekip bu filmde başka bir uyuşturucu lordunun —Arturo Braga— peşine düşüyor.

siz ikiniz... :D

Bu film diğerlerinden çok çok farklı aslında.Spoiler vermeden nasıl anlatırım bilmiyorum ama,sanırım zaten bunu her yerden öğrenebileceğiniz için söylemek zorundayım.
Film karakterlerden birinin ölüm haberiye başlıyor.Yeterince üzülemememiştim,çünkü ben de spoiler'ı yemiştim maalesef.O yüzden size mümkün olduğu kadar spoiler'sız anlatmaya çalışacağım.
Ve Dom kısa zamanda intikam peşine düşer,film ilerler ve maera başlar.
Diğer yandan Brian bir uyuşturucu lordu olan Arturo Braga'nın peşine düşmüştür ve onu daha iyi takip edebilmek için onun koruması olur.Aynı zamanda Dominic Toretto da bunu yapmıştır.Ve olaylar oradan itibaren kızışmaya başlar,film eski dostları Arturo Braga'yı yakalamak uğruna birleştirir.

Bu film Dom ve Brian'ın dostluklarının ilerlemeye başladığı filmdir.
Bu filmde de yine ilk defa göreceğimiz ama ilerde yine çok önemli karakterlerden olacak biri var,Braga'nın adamlarından biri olan Gisele Yashar.Bu kızı da unutmayın,kendisini çok severim,ilerde karşımıza çıkacak :D

*_*

Ayrıca filmdeki en sevdiğim sahne de yine Gisele ile ilgili.Dominic'in sevdiği kadın tipini,yani Letty'yi anlattığı sahne.20% melek,80% şeytan,tırnaklarının yağa batmasından korkmayacak bir kız.Bayılıyorum o sahneye.

actually me too :)

Sonu şaşırtıcı olsa da,ben tahmin etmiştim,o yüzden büyük bir şaşkınlık yaratmadı.Ama yine de güzel düşünülmüştü.Final sahnelerini ise nefesimi tutarak izlediğimi hatırlıyorum.
HAFİF ÇAPLI SPOİLER
Braga'nın o yaşlı adam olmadığı belliydi zaten,ben daha başlardan o adam çıkınca dedim herhalde Braga bu,ama o değilmiş gibi gösterdiler.Helal olsun güzel ters köşe :D
HAFİF ÇAPLI SPOİLER BİTMİŞTİR.

Fast Five - Fast and The Furious 5: Rio Soygunu (2011)

Dom ve ekibinin taa Rio de Janeiro'ya gittiği bu hikayede ise,sonunda destansı ekip toplanıyor! Ehehe en sevdiğim filmlerden bu...

Hapise girmekten kaçan Dom’un peşine tank suretli ajan Hobbs ve ekibi takılıyor! Sokak yarışı Hızlı ve Öfkeli 5’te hem aksiyon hem de hikayenin bilinmeyenleri açısından tekrardan can buluyor. Üstelik bu bölümde hikayeyi tekrar eski çizgisine getiren olaylar yaşanıyor.

Bu filmde ise villian'mız,yani kötü karakterimiz Hobbs'un da yakalamaya çalıştığı Hermann Reyes.

İnanılmaz takipler,nefes kesici sahneler ve aynı zamanda duygu dolu bölümlerle dolu bir filmdi bu...Serideki ikinci favori filmim...

Luke Hobbs isimli baba karakterimizle bu filmde karşılaşıyoruz.Sert tavrına bakıp onu yalnış anlamayın,iyi aklınızda tutun çünkü o adam,ekibin en iyilerinden biridir...
Hobbs karakterine ciddiyim bayılıyorum ya...
spoiler
Filmin ortalarında Dom Hobbs'u kurtardığında 'adamsın be Toretto'  gibisinden nidalarla evde dolaşıyordum.Sonradan Hobbs Dom'a destek çıktığında tüylerim diken diken olmuştu... O zaman herkes gibi anlamıştım ki Hobbs da ekipten...
Ayrıca,Vince karakterinin bu filmde ölmesi de üzücüydü,her ne kadar Vince karakterini hiç mi hiç sevmesem de...
spoiler bitmiştim dağılabilirsiniz

Bi de Elena Reves isimli bir karakterle tanışacaksınız ki, onu daha da iyi aklınızda tutun,ilerde hem iyi şeylere,hem de kötü şeylere sebep olacak...Yine de severim Elena karakterini,esaslıdır.
İlk defa Han Oh-Seul karakterini bu filmde gerçekten görüyoruz.
Hmm,hazır olun,fangirl geliyor.

Han Oh-Seul karakterine bittim.Ciddiyim bittim.Los Bandeloros'da da ilgimi çeken bir karakter olsa da,bu filmle kendisi favori karakterime evrildi.Kendisi tüm seri boyunca favorimdir.Dominic'i de aşırı aşırı severim ama,Han benim favorim.

*_*

Filmin sonuna kadar psikopat derecesine gelip her sahnesinde duraklatıp incelememden mi,Tokyo Drift'de her çıktığında yerimde zıplamamdan mı,yoksa aktörü dakikalarca geçmişine kadar araştırmamdan mı bahsedeyim bilmiyorum...

Aslında ben soğuk tipli,havalı görünmeye çalışan karakterleri sevmem,ama Han soğuk görünse de aslında diğerlerinin yanında oldukça samimi ve basit bir insan olduğu belli oluyor.Tokyo Drift'i de izlerseniz ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.
Kendisine bukelemun da diyorlar,her yere girebiliyor.
Han Oh-Seul,bence F&F'in en güzel karakterlerinden.

İkinci filmde tanıştığımız Roman da bu filmde.Kendisi buradan itibaren takımın en sevilenlerinden biri oluyor.Aynı zamanda dediğim gibi aşırı çok konuşan ve şaka dolu bir karakter,yani Han'ın tam tersi.Han ne kadar soğuk ve sakinse,Roman o kadar uçarı bir tip.
İkisi zaten bu yüzden serinin komedi ikilisi oluyor.Filmde en güldüğüm sahneler bu ikilinin sahneleri,Han Roman'ı tek bir cümlesiyle susturabilirken,Roman'ın hiç bir sözü Han'a sökmüyordu :D

Bir diğer yeniden gördüğümüz karakter ikinci filmden sonra 360 derece değişmiş olan,ekibin teknoloji adamı Tej Parker.İyi bakın,çünkü film boyunca ona hayran kalacaksınız.Biz normalde teknoloji konusunda çok şey bilen insanları içine kapanık ve biraz kabaca inek karakterler olarak tanımlarız,ama Tej tamamen başka bir dünya.

Bu filmde Gisele adlı karakteri de yeniden görüyoruz.Eskiden Braga ile çalışan Gisele ekibe dahil oluyor ve bam!

Han ile bir birlerine aşık oluyorlar :D Ama nasıl tatlılar.

Han'ın 'sanırım aşık oldum' dediği bir sahne var,bayılıyorum,buraya kesin koyacağım.İkisi Letty&Dom çiftinden sonra en sevdiğim çiftler(sanki başka varmış gibi seride çok...)
Gisele aşırı sağlam,farklı bir karakter.Özellikle de Han'a sürekli söylediği 'Kadının yapabileceği bir işe erkekleri görderme' repliği beynime kazınmıştır...
Spoilerımsı bir şey
Han ve Gisele karakteri için o kadar çok üzülüyorum ki...6. filmde Gisele kendini Han için feda ettiğinde resmen sinirden delirmiştim,her ne kadar aynı sahneyi daha önce,çocukken izlediğim zaman da görmüş olsam da.Resmen 'nasıl yaaaaa' diye çığlık atıyordum...
Sonra Han da Tokyo Drift'de hayatını kaybetti ve yeniden birleştiler....
Yapacağınız filme. -_-
spoilerımsı bir şey bitmiştir.

Sonunda bu filmde efsane takım kuruluyor!Bu arada,dipnot,filmin isminin Fast Five olmasının nedeni beşinci film olmasından değil,filmde esas karakterlerin,yanı ana ekibin beş kişi olmasından kaynaklı.

İlk takım dediğim gibi bu filmde bir araya geliyor: Dominic Toretto,Brian O'Conner,Roman Pearce,Mia Toretto,Tej Parker,Han Seul-Oh,Vince,Rico Santos,Tego Leo ve Luke Hobbs.
spoiler allert
Bu filmde beni en çok şaşırtan şeylerden biri Hobbs ile çalışan Riley isimli kızın son anda Reyes'in tarafında olduğunu öğrenmemiz...
spoiler ends.

Bu film serinin en güzellerinden ve mantık hatalarıyla,güzel sahneleri,komik sahneleri,heyecan dolu sahneleriyle kendini izletiyor.
Bir kaç küçük şeyden daha bahsedip diğer filme geçeceğim.
Koca para dolu kasayı şehir boyu arabanın arkasından taşıyıp fizik kuralları ve şehrin içine etmeleri...Gerçekten...İzlerken benim için gitti,şehri dağıttınız,tüm manzara gitti diye.İnsan bir düşünür,koca kasa arabayla taşınır mı diye...
Sonra Dom'un asla unutamadığımız 'This is Brazil' repliği...Böyle kollarını iki yana açıyor,farklı bir tonlamayla suratındaki o ifadeyle söylüyor Hobbs'a.O sahne her zaman favorilerimden olacak.Ah Vin Diesel,çocukluğumsun adamım.

Dom'un bu filmden unutulmayan bir diğer repliği herkesin toplanıp kadeh tokuşturduğu sahnede söylenmiş 'salute mi familia' repliğidir...Senin prensibin aile,Dominic Toretto.
Bu film ayrıca F&F serisini yarış filmlerinden daha çok mermilerin ve atlama-zıplamaların havada uçuştuğu aksiyon filmlerine dönüşmesinin başlangıcıdır.

Fast & Furious 6 - Hızlı ve Öfkeli 6 - 2013

Hobbs’un yardım ile karışık verdiği görev sayesinde hikayesi oluşan Hızlı ve Öfkeli 6’da, ekip ünlü gangster Shaw’un peşinden gidiyor. Aksiyonun zirveye tırmandığı filmden sonra Han için üzücü olaylar yaşanırken Letty eski hafızasını geri kazanmaya başlıyor.

Serinin kalanında da bize kendini unutturmayan Owen Shaw ile tanıştığımız,Letty'i sonunda yeniden görebildiğimiz,takımın bir kez daha toplandığı ve Hobbs'un resmi olarak ekibe girdiği film.Filmin sonunda ekibin özgürlüğünü yeniden kazandığını da unutmayalım.Aşırı tatlı bir sonu vardır.

İzlerken her ne kadar Shaw'dan nefret etsem de,sonradan her şeyi tersine çeviren o kadar şey oluyor ki.Shaw'ın sebepleri var diye bile düşünebiliyorsunuz bir yerden sonra.
Ama yine de bu film boyunca tam bir pislik gibi davranmıştı.

biri bana bu sahneyi açıklayabilir mi çok ciddiyim? ....

Filmin en güzel ama aynı zamanda en saçma sahnesinin Dom'un Letty'i adeta süpermen edasıyla havada kapıp arabanın üzerine düşürdüğü sahne olduğunu unutmayalım.Sahiden o sahne neydi öyle ya,hani Newton'a,Einstein'a falan ayıp olmuyor mu biraz? -_-
Serinin babamla izlediğim filmlerinden biriydi,bundan sonra bir de 7. filmi babamla izlemiştim,oldukça keyifle ve neredeyse her düşüş ve aksiyon sahnesinde 'oha ama' diyerek :D Kendisine bana eşlik ettiği için teşekkürler.
Ha,bir de 6. filmin yarısından sonrasını annemle izledim...Ne hevesli ailem varmış ya.

hayranız sana Letty *_*

Şaka bir yana,filmden bahsetmeliyim.
Letty bu filmde geri dönüyor!Filmin başından itibaren sevinçten uçmama sebep olmuştu bu haber,sonra Letty'e neler olduğunu öğrenince sevincimin buharlaşmıştı...
Ayrıca Letty ve Dom sahneleriyle hafif romantik hal alan bir filmdir kendisi.Hele o yarış yaptıkları sahne yok mu...

Bu filmde resmi olarak yarış teması mermi temasına dönüşüyor :D Şaka bir yana,ben F&F'in yeniden yarış serisi olmasını istiyorum...
Fizik kurallarının hiçe sayıldığı serinin bu filminde yine en akılda kalan repliklerden biri 

Shaw'ın Dominic'e 'Senin prensibin aile Toretto' demesi oldu.Kendisi az daha Dom'u öldürecekti,neyse ki Hobbs da önlemini almıştı.
Ne diyelim ki,ekibin başı beladan ayrılmıyor.Yeniden toplanan geçen filmle aynı ekip bu sefer Shaw'ı yakalamaya çalışıyorlar ki, tahmin ettiğiniz üzere evet,başarılı oluyorlar.
Benim merak ettiğim şey ise,Owen Shaw haşat olduktan sonra nasıl oluyor da ölmüyor...Gerçi ölmesi o hale düşmesinden daha iyi ama,neyse.
O değil de,Dom o olanlardan sonra nasıl ölmedi ya?Adamın burnu kanamadı burnu...
Serinin 6. filmi de,aşağı yukarı böyle.

The Fast and The Furious : Tokyo Drift (2006)

Evet,geldik F&F serisindeki favori filmime.Çoğu F&F izleyicisinin pek haz etmediği,ama benim bayıldığım film Tokyo Drift.Tabii bayılmamım en büyük sebeplerinden biri Han'ın merkezde olması ama,ehehe :D

Eğer,kronolojik sırayla izleyip buralara kadar geldiyseniz,tebrikler size.Bu film seride özel bir yere sahip ve bu filmi izlemeden arada neler olduğunu ya da Han'ın başına neler geldiğini anlayamazsınız,o yüzden bu filmi sakın ha atlamayın.Zaten biraz epik biraz fantastik de olsa Tokyo'da geçen bu filmi seveceksiniz.

Han’ın bir önceki film sonrasında tekrardan Tokyo’ya taşınmasıyla birlikte farklı karakterlerle tamamen Tokyo’da geçen bir yarış filmi; The Fast and the Furious: Tokyo Drift… 2006 Yılında çıkmış olmasına rağmen hikayenin tamamlanması açısından bu film hikaye zinciri görevini üstleniyor. Eğer doğru sıralamayla izlerseniz,  hikayeden tamamen kopuk görünen filmin ne kadar büyük bir tamamlayıcı olduğunu göreceksinizdir.

Bu film için serinin kurtarıcısı,parça birleştiricisi diyebiliriz.Hikaye olarak 6. filmden sonrasını,yani ekibin Shaw'ı tutuklayıp özgürlüklerine kavuştukları,herkesin kendi yolunu çizdiği bölümü anlatıyor.
hafif spoiler
Gisele 6. filmin sonunda öldükten sonra Han Tokyo'da soluğu alıyor.Gisele'in ölümünden sonra kendine yeni bir hayat kuruyor.Tabii içi acıyor çocuğun...
hafif spoiler bitmiştir

Sean'ın bakışı :D
o okane sahnesine ne gülmüştüm...

Film Han'ın 6. filmden sonra ne yaptığını anlatıyor,Tokyo'da geçiyor.Han kendisine yeni bir hayat kurmuş,Tokyo'da araba işine girişmiştir.Fakat kendisi yarışmıyordur.
Tokyo'da drift öğrenmiş olan Han'ın,Tokyo'ya değim yerindeyse yaramazlıkları nedeniyle sürgün edilmiş yeni karakterimiz Sean Boswell'e nasıl drift yapıldığını öğretmesini ve akıl hocalığı yapmasını anlatıyor.

Sanırım bu filmde villian'mız Takashi isimli yakuza'nın yeğeni olan çocuk,aynı zamanda kendisine DK,yani Drift King diyorlar.
'Sanırım' dedim çünkü,Takashi biraz Harry Potter'daki Draco'ya benziyor(ne kadar güzel açıkladım).Benziyor,neden,çünkü Draco da aslında kötü bir karakter değildi,içinde olduğu atmosfer,ailesi ve etrafı onu kötü olmaya zorlamıştı.Yani kötü koşullar,Takashi de biraz öyle.
İlk başta cesur ve biraz da gerizekalı olan karakterimiz Sean Boswell ile yarış yaptıklarında Takashi'den hoşlandığımı hatırlıyorum,hatta demiştim ki ne kadar sağlam karakter.Ama sonra olayların rengi değişti tabii...

Neela ve boş bakışları...

Tabii bizim yüksek IQ'lu Sean Neela'ya yazmasaydı her şey farklı olabilirdi.
Neela'ya ne kadar masum,iyi kalpli ve saire olsa da filmin başından beri gıcık oluyorum.Takashi ya Takashi var işte,çocukluğunuzdan beri bilikte büyümüşsünüz,kal işte onunla ne işin var elin Sean'ı ile :D

Ha bir de inanılmaz alakasız bir romantik sahnemsi bir şey var...Sean ile dağın başında drift yaparken,Neela'nın 'buralar eskiden dutluktu' der gibi 'ben eskiden küçükken Takashi ile burada drift yapardık' demesi...Yapacağınız filme diyor insan,işte.

Aynı zamanda Twinkie diye aşırı komik ve samimi bir karakteri de barındırıyor bu film.Bittiğinde Tokyo da baştan aşağı gaijin doluymuş diyorsunuz :D

Bunun yanında bu filmin sürüyle başka güzel yanı da var.(Mesela Han Oh-Seul diyormuşum :D tamam tamam sakinim)

drift drift drift :)

İnanılmaz Tokyo manzaraları mesela.İzledikten sonra deli gibi drift yapma isteği doluyor insanın içine(ama arabayı bırak,ehliyetin bile yoktur...Hatta arabayı nasıl çalıştıracağını bile bilmiyorsundur)
Müzikleri de çok güzel olan bir film,onlara yazının sonunda değineceğim...
Ve Han'ın sahneleri...Çok tatlı değil miydi? (fangirl hisleri kabarır,gözlerinden kalpler çıkar :D)
spoiler
her şey güzeldir de,keşke bir de sonunda Han ölmeseydi...
spoiler bitti

bu sahnede yaaaa amaaaa şeklinde tepki verdiğimi hatırlıyorum.... :D

Sean ne kadar gerizekalı olsa da,keşke serinin diğer filmlerinde de kendisini görseydik diye içimden geçmedi değil.Ama olsun,onun mekanı Tokyo :D
Ve son olarak,filmde tam Dom yoktu diyorduk ki,kendisi film sonunda Sean ile yarış yaparak kendisini gösteriyor,en sevdiğim sahne de oydu sanırım.
Han iyi bir arkadaşımdı diyor bir de.Öyle ağlamayız soğan at sen...

Furious 7 - Hızlı ve Öfkeli 7 - 2013

Sonunda 7. filme geldik...Yoruldum be.

Olayın intikam meselesine döndüğü 7. filmde,artık bizim de yavaş yavaş seri ne zaman bitiyor kardeş demeye başladığımız,ama yapımcıların aynı fikirde olmadığı yeni macerada daha çok fizik kuralı çiğniyor ve arabaları uçuruyoruz.
filmdeki 'arabalar uçmaz' repliğinden sonra bu da ayrı bir ironiklik...

Owen Shaw’ı hastaneye göndermeyi başaran ekibin başı bu filmde belanın kardeşiyle derde giriyor. Shaw’un kardeşi Deckard intikamını almak için gün yüzüne çıkıyor. Bu arada ekibin FBI’ın da peşinde olduğu Tanrı’nın Gözü (God’s Eye) teknolojisini ve teknolojinin mucidi Ramsey’i ele geçirmesi gerekiyor.

Ekibin başı beladan kurtulmuyordu.
Çekilin,Deckard Show geliyor!
Evet,arkadaşlar,Shaw'lar yedi belaymış.Zira biri bitiyor diğeri başlıyor,kendisi bitti,şimdi de abisi başladı.
Deckard'ın yatağa mahkum olmuş kardeşinin intikamını almak için bizimkilerin peşine düşüyor.
Deckard adeta 'Han'ı öldürdüm hadi beni yakala becerebiliyorsan' der gibi Dom'u arıyor,yetmiyor,evine bomba koyuyor.
Bu olanlardan sonra adeta şok olan ekip,acı içinde Han ve Gisele'in cenazesine katılıyorlar.Herkes 'artık ekipten başka kimsenin ölmesini istemiyorum' modunda.E tabii sıkılan bir tek izleyiciler değil...

Bu filmde devreye giren bir çok hoş karakter var.
İlk olarak Mr. Nobody,zorlamayın,serinin sonuna kadar adını öğrenemeyecekmişiz gibi görünüyor.O yüzden bu tatlı ama dehşet zeki ve güçlü bu adama Bay Hiçkimse demeyi ve geçmeyi tercih edelim biz.
Dom'a gelip 'size ihtiyacımız var çünkü eğer God's Eye'ı bulamazsak yandık' şeklinde yardım dilenen Bay Hiçkimse,Dom'un ekibini toplatıyor ve God's Eye'ın peşine düşüyorlar.
Babamla izlediğim ve babamın da aynı derecede 'yazık fizik kurallarına' tepkileri verdiği bu filmde herkesi,herşeyi nerede olursa olsun anında bulabileceğiniz God's Eye,yani Tanrı'nın Gözü teknolojisini bulmak için ekip maceraya atılıyor.

Ayrıca,bu film resmen artık bilimin tarih olduğu film.Zira Dom ve Brian'ın arabalarını binadan binaya uçurdukları sahneler,gözlerimizi kanatsa da,dayandık :D
Tamam,bu olayın şaka yanı,sonuçta aksiyon yani ama,siz cidden bunları çekerken ne düşündünüz lan?Hadi Dom seni geçtim,Brian senin filmde oğlun var ya...
Bolca araba uçurma ile geçen bu film ayrıca Brian'ın,yani Paul Walker'ın içinde bulunduğu son F&F filmi...Nedenini hepimiz biliyoruz :( Nur içinde yat Paul... 

Filmde tanışacağım başka bir yeni karakter ise hala Roman'ın mı yoksa Tej'in mi yari olduğunu bilmediğimiz God's Eye'ın yaratıcısı Ramsey.İlk gördüğüm andan kanımın ısındığı hacker ablamız,bu filmden sonra seri sonuna kadar ekipte olacağa benziyor.

Bu sefer Deckard ile fare kovalamacası oynuyorlar.
7. filmi çok da sevmesem bile,yine de ekibi yeniden görmek güzeldi.Artık bu filmde hafiften sıkılıyorsunuz,çünkü yedi film,boru değil.Ama nerede,bitmiyor :D

Bu filmin en güzel sahnelerinden biri de,sonunda Hobbs'un Deckard'ı o çelik 'kafese' tıktığı sahnedir.Yorumsuz,izlemeniz gerekiyor,insanın içi rahatlıyor. :D

Sonu,harikaydı...Paul Walker anısına See You Again'li bir bitiş hazırlamışlar,illa ağlatacaklar.Duygusaldı ve çok güzeldi.

The Fate of the Furious - Hızlı ve Öfkeli 8 - 2017

Allahım sonunda son film!Ben yoruldum yapımcılar yorulmadı :D

Hızlı'nın Kaderi diye de çevirebileceğimiz bu filmin fragmanını ilk izlediğimde 'nayır nolamaz ben bunu izleyemem' demiştim.Hatta kafayı yiyip Dom sana noldu diye çığlıklar atıyordum...
Ayrıca önyargı almıştım ve beğenmeyeceğimi düşünüyordum.Bir kere Brian yok,Mia yok,serinin olmuş 8. filmi,Dom ihanet ediyor,tüm aile kavramı yıkılmış...
Ama izledim.Ve o kadar da kötü değildi.
spoilerın dibi
ilk başta ben de herkes gibi konunun Mia ve Brian ile bir alakası var zannetim ama nerede,bizimki Elena'dan çocuk yapmış...Ne ara ya ne ara...
spoiler bitmiştir arkadaşlar çekilebilirsiniz

Brian ve Mia emekliye ayrılmış olsalar da dertler çilekeş Dom’un peşini bırakmıyor. 2017 Yılında sıcak sıcak izlediğimiz filmde Dom esrarengiz şekilde kendi ekibini terk edip, kötü adamlara hizmet etmeye başlıyor. Film de bu gizimin çözülmesi üzerine şekilleniyor.

Brian ve Mia emekliye ayrılmış :D Ama fark ettim ki F&F'in Paul Walker'sız tadı yok.Vin Diesel'siz de yok da,işte,Brian olmayınca hiç olmuyor.
alsanız da problem olmayacak bir spoiler
Bir şekilde tehtit edilip diğer tarafa geçen Dom'u izlediğimiz ve film boyunca içimizden sövdüğümüz bu hikayede,sizce Dom'u kim kurtarıyor?İnanmazsınız ama Shaw kardeşler...
İşte Deckard ve Owen Shaw'dan nefret etmememin sebebi bu...
Dom'u bulmak için Deckard ile çalışacaksınız dediklerinde 'siz ne diyorsunuz yaaaah?!'' moduna girmiştim,ama yaygaraya gerek yok,zira müthiş bir takım oluyorlar :D Cipher kork bizden!
okusanız da bir şey olmazdı hani

Film boyunca Dom'u tehtit eden o sarışın karıyı yolmak isteyen bir tek ben olamam...
spoiler
Elena'yı öldürdü kadın ya...
Ama hani şimdi çocuğu görünce ben de dedim ne ara yediniz bu haltı diye ama,neyse :D Letty'nin buna tepki göstermemesi de ayrı bir konu...
spoiler bitti

Olayın artık süpermen Dominic Toretto ve kahramanlar takımı dünyayı kurtarıyor kıvamına geldiği filmdir bu.Bayılmadım,ama sürpriz sonlar,tanıdığımız hoş karakterler ve güzel sahnelerle idare etmişler.Yine oha dedirten sahneleri bol,izleseniz de izlemeseniz de bir şey kaybetmeyeceğiniz,ama eğer F&F serisi seviyorsanız bu filmi de izleyeyim de seri bozulmasın diyebileceğiniz bir film.Muhtemelen sondaki Deckard&Owen Shaw ayrıntısı olmasaydı yüzüne bile bakmayacağım bir film olurdu,iyi kurtarmışlar.
Gönül isterdi artık seri bununla bitsin,ama hayır...2019'da 9. film geliyor.Ama neyse ki 10. filmde bitecek.Her güzel şeyin bir sonu olmalı bence,bir yerden sonra tadı kaçar yoksa.
Tabii gönül isterdi bitmesin ama,aynı kaliteyle devam edemiyorlar,zaten Brian da yok.

Ve,iyisiyle kötüsüyle,fizik kuralı çiğnemesi,araba uçurması ve yarışlarıyla Fast and The Furious serisi anılarım bu şekildeydi.Bu filmi,normal,yeni izlemiş biri olsam,muhtemelen bu kadar sevmezdim,ama bende özel bir yeri olduğundan,çocukluğumdan bir anı olduğundan,bu film benim için özel.Yani ne kadar kötü olsa,ne kadar mantıksız olsa da,bana kendini izletebilir.Çünkü bu seri benim çocukluğum.

Ve son olarak,serinin nadide,dinlediğimizde a ben bunu bir yerde duydum hissi veren müziklerinden bahsedelim.Gerçekten efsane müzikleri var.Hip-hop ve elektronik ağırlıktı soundtrack'lerden oluşan bir seri.Ben size en çok beğendiklerimin linklerini vereyim :) 
Grits - My Life Be Like (Ooh-Aah) - Tokyo Drift soundtrack
Don Omar ft. Lucenzo - Danza Kuduro - Fast Five soundtrack
2 Chainz - Wiz Khalifa - We Own It (Fast&Furious 6)
Wiz Khalifa ft. Charlie Puth - See You Again - Fast&Furious 7 (bir zamanlar en çok dinlediğim şarkıydı...)
Bad Meets Evil ft. Eminem,Royce Da 5'9 - Fast Lane (Fast&Furious 6)
Ludacris - Act a Fool (2 Fast 2 Furious)
Pit Bull - Oye (2 Fast 2 Furious)
Teriyaki Boyz - Tokyo Drift - Tokyo Drift soundtrack (biri beni bu şarkıdan kurtarsın...)
Mos Def ft. DJ Shadow - Six Days (Tokyo Drift soundtrack)
Wiz Khalifa ft. Iggy Azelzea - Go Hard or Go Home - Furious 7 soundtrack
Don Omar ft. Tego Calderon - Bandolero (Fast&Furious 6 soundtrack)
Live - Deep Enough (Fast&Furious 1)

Bu kadardı,arkadaşlar.Eğer sağlam bir aksiyon,çok derin bir hikaye ya da olay örgüsü değil de,güzel karakterler ve hikayelerle harmanlanmış,hız ve aksiyon dolu şöyle bir film serisi izlemek istiyorsanız izlemek isteyebilirsiniz.Ha,bir de,benim gibi Vin Diesel delisiyseniz.
O zaman,ride or die diyelim,ve bu yazıyı burada bitirelim.

Başka yazılarda görüşmek üzere!
Jaa ne minna! ^_^