Ben gel-diiiim!
Herkese Merhaba!Bu yıl da iyi kötü geçti gitti.Şimdi 2016 kapıda,bakalım o nasıl bir yıl olacak.
Tam Noel günü bir yazı yazayım,neler yaptığımdan biraz bahsedeyim istedim.
Tam hatırlamıyorum,sanırım geçen ay ya da bir kaç ay önce sırf sıkıntıdan Death Note'a başlamıştım.Gecenin biri,yatağımda uzanmış youtube'da gezinirken,bir videonun altına yorum yapmış anime kanalını farkettim.Farklı ülkelerden animeleri türkçe altyazı ile youtube'da yayımlayan kanalları bilirsiniz.O da bunlardan biriydi.Kanalda Death Note isimli animeyi görünce,sadece sıkıntımı gidermek için açtım.
İlk bölümü izledim ve çok hoşuma gitti.Death Note'u bilmeyen yoktur herhalde,Ölüm Melekleri,aptal bir çocuk ve akıllı bir çocuktan bahseder hani.
Anime ilk başlarda ve ortalarda çok ama çok sardı beni,ama sonlara doğru Yagami Light'dan o kadar soğudum ki, son bir kaç bölümü izlemeyerek direk son bölüme geçtim.İzlemeyenlere spoiler vermek istemem ama,söylemeden geçemeyeceğim,Yagami Light sonunda hakkettiğini buluyor,yani kaybediyor.Polislerden biri tarafından öldürülüyor.
Death Note artık klasikleşmiş bir anime ve bence insanlara bir şeyler aşılamaya çalışıyor.İyiliğin ve kötülüğün aynı seviyede olduğunu,kimsenin de bunu değiştiremeyeceğini insanlara anlatmak istiyor sanki.
Aslında Light başta iyi bir çocuktu,Ölüm Defteri'nin tamamen iyi şeyler için kullanıyordu.Ama sonradan öyle bir sapıttı,gözünü hırs öyle bir bürüdü ki, kimse umurunda olmadı.Etrafındakilere yaptıkları,hainlikleri,acımasızlıkları onu gözümden düşürdü.Ryuzaki'nin öylece ölmesine göz yumması da cabası.
Geçelim Light'ın düşmanına.Polisiye olayları çözen gizli biri,L.L,yani Ryuzaki dünyadaki bütün kötüleri yok edip yeni bir dünya yaratmaya çalışan,kibirli ve bencil bir insan gibi kendini de yaratacağı dünyanın tanrısı sanan Light'ı,insanların ona taktığı isimle Kira'yı öğreniyor ve bu olayla bizzat ilgileneceğini bildiriyor.Böylece L,kendini polislere gösteriyor.Polisler ise böyle bir L beklemiyordu.Siyah saçları yüzüne dökülen,yüzü bir bebeği andıran,kambur bir şekilde yürüyen ve sürekli tatlı yiyen bir ergeni L olarak görmeyi beklemiyorlardı.
L kendini Ryuzaki olarak tanıttı.Bence çok ama çok tatlı.
Herneyse,Ryuzaki öldükten sonra olayın tadı kaçtı tabi.Mello ve Near ortaya çıktıktan sonra anime daha da sıkıcılaştı ve yukarıda da dediğim gibi son bir kaç bölümü izlemeyip en sonuncu bölüme geçtim.
En çok da ikinci Kira'ya,yani Ölüm Meleği ile takas yapıp onun gözlerini alan Misa'ya acıyorum.Light'a aşık ama Bay Hayvan kızı kullanıyor.Neyse ki sonunda Light öldü de,Misa da bu işkenceden kurtuldu.
Geçelim bu aralar izlediğim yerli filmlere.Aslında eski olup ablamın daha önceden izlediği ama benim izlemeye fırsat bulamadığım Yedi Kocalı Hürmüzün yeni versiyonunu izledik.Çok ama çok hoşuma gitti ve daha önce gülmediğim kadar güldüm.Tam bir başyapıt.
Bu aralar izlediğim bir başka film de-her ne kadar yine yeni olmasa da biz yeni bulduk- Sevimli Tehlikeli.Tam anlamıyla harika ve eğer izlemediyseniz izlemenizi tavsiye ederim.2016'da ikincisi çıkacak sanırım.Umarım ikincisini çekerler,biz de severek izleriz. :)
Yabancı bir animasyon olan Ters Yüz'ü de izledik Aslı'la.Pixar'dan harika bir animasyon.Kafamızın içini bize gösteriyor.Merak ediyorum,benim kafamın için neler dönüyor acaba?
İzlemediyseniz,izleyin. ;)
Bir kaç gün önce de Aşk Olsun'u izledik.O da çok güzel.Söylenecek pek bir şey yok,iki çöpçatanın aşkını izlemeye hazır olun derim. :)
Geçelim kitaplara.Bu aralar Agatha Christie okuyorum ve ba-yıl-dım!Hercule Poirot'un karakteri ile Ölüm Sessiz Geldi ve Dersimiz Cinayet'i okudum.Ve şimdi baş karakteri Anne Beddingfield olan Kahverengi Elbiseli Adamı okuyorum.Herhalde okumayan yoktur Christie kitaplarını.Ölüm Sessiz Geldi'den sonra okuduğum bütün kitaplarını bir toplu eleştiri şeklinde yorumlamayı planlıyorum. :)
İşte benim son bir kaç ayım okuldan başka böyle geçti.Bir de Minecraft oynamaya başladım ve Sims 4'ü yeni ek paketi Get Together ile birlikte yeniden indirdik.
Mutlu Noeller hepinize!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder